Adına göç yasası diyorlar…

UBP döneminde hayata geçmiş 2011’den sonra kamuda çalışmaya başlayanların hakları bir güzel budanmıştı!

2011 öncesi ve sonrası kamuda çalışmaya başlayanların hakları arasında derin uçurum devam ediyor…

Göç yasası konusunda 4’lü hükümette çok bir şey yapmadı!

Çünkü biraz da ekonomik şartlar buna pek izin vermiyor…

UBP şimdi muhalefette!

Bu kez 4’lü koalisyon hükümeti kamu reformu adı altında yeni bir yasayı hayata kazandırmak için artık gün sayıyor…

Burada şöyle bir ilginçlik var;

Göç yasasına şiddetle karşı çıkan bazı sendikalar yine çalışanın haklarını budamaya hazırlanan kamu reformu adı altındaki aslında göç yasasından da kötü bir proje konusunda seslerini çıkarmıyorlar!

Tehlikeyi ortaya koyan ve şiddetle muhalefet yapar bazı sendikaları burada bir kenara koyuyoruz…

Kamu reformu tartışmalarına ses çıkarmayan bir de siyasi partimiz var…

Anamuhafet Partisi UBP’den bu konuda şimdiye kadar ne olumlu ne de olumsuz bir tepki gelmedi!

Bu arada UBP’ye yakın bazı sendikalar bile bu yasa tasarısına şiddetle karşı çıkarken UBP’nin sessizliğini koruması hayli ilginçtir…

Özellikle hemen her konuda bir görüş ortaya koyan, sıkı muhalefet yapan, iktidara ağır eleştirilen yönelten UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ın kamu çalışanlarının haklarının budayacak ve bir takım gerilemeler yaratacak bu proje konusunda hiç mi bir görüşü yok!

Yoksa konuşmamaya mı tercih ediyor…

Sonuçta bu iktidarın şimdiye kadar yaptığı hiçbir icraatı onaylamadı!

Ayrıca sürekli iktidarın gidip yerine kendi partilerinin geleceğini, çünkü halkın kendi partilerini iktidarda görmek isteğini söyledi…

İktidara talip olan bir partinin bütün kamu çalışanlarını çok yakından ilgilendiren bu yasa hakkında görüşü olmaması normal mi?

Bizce kesinlikle değil…

Onun içindir…

Bu andan itibaren UBP’nin muhalefetteki en ciddi sınavı artık başlamıştır!

Adına her ne kadar kamu reformu deseler de bu aslında hak budamaktan öte bir şey değildir…

Kamunun reform değil deforme edileceğini söyleyenler haklıdır çünkü bu yasa tasarısında ne kamuya ne de vatandaşa olumlu yansıyacak hiçbir şey yoktur!

Örneğin CTP ve TDP eğer şimdi muhalefette olsaydı ve sözde kamu reformu UBP hükümeti tarafından hazırlansaydı bunu kabul eder miydi?

Yoksa sokaklara dökülür buna şiddetle itiraz mı ederdi?

Aynı soru UBP için de geçerlidir?

Şu anda iktidarda olsalar ve böyle bir yasayı biraz da dışarıdan gelen baskılarla mutlaka hayata geçirmeye razı olurken şimdi muhalif gözle buna nasıl bakmaktadırlar?

Onun içindir konu muhalefette olan ve iktidar olabilmek için eleştiri dozunu her geçen arttıran UBP’nin bu deforme konusunda görüşleri önemlidir ve bu konudaki görüşünü de ortaya koyarak kafalarda oluşan soru işaretlerini ortadan kaldırmalıdır…

Hakların budanmasına onay veriyor musunuz?

Ya da vermiyor musunuz?

Hadi bakalım iktidarın en güçlü adayının bu konudaki görüşleri hepimiz için çok önemli…

8 Bin TL’ye doktor bulamazsınız!

Sağlık Bakanlığı gazete ilanlarıyla devlette çalışacak doktor arıyor…

KKTC vatandaşı doktur bulamadığı için TC vatandaşı olanlara yöneldi!

Çünkü KKTC vatandaşı doktorlar bu münhale ilgili göstermemişler…

Bir iki hekim arkadaşla görüştük konuyu!

İlgilenmediklerini söylediler çünkü maaşların yetersiz olduğundan sitem ettiler…

8 bin TL maaş ile istihdam edileceklermiş!

Bakanlık nerede görev verirse oraya gidecekler ki genelde kırsal kesimlerde doktor eksikliği var…

Devletin ali kaynaklarını iyi biliyoruz da!

8 Bin TL’ye bir doktorun bu işi kabul etmesini beklemek biraz saflık olmaz mı?

Kırsala gidecekler ciddi bir akaryakıt parası ödeyecekler…

Buna bir de yemek parasını ekleyince elde kalacak olanla bir hekimin geçinmesi düşünülebilir mi?

Şu anda devlette çalışan müdürler yeni zamla birlikte 8 Bin TL’nin üzerinde alıyor genelde…

Bu konu sağlık ve hayati önemi olan bir meslek!

İnsanlara sağlık dağıtıyor bu insanlar…

Rakamı yükseltmez ve onların refah seviyesini düşünmezseniz daha çok beklersiniz deriz!

Sadece Merak İşte?

Süt tozu kullanılıyor mu?

Hellim fiyatları kafa karıştırmaya devam ediyor…

Marketlerde farklı markalar ve farklı fiyatlar görüyoruz!

55 TL olanı var…

35 TL olanı da!

Hellimde en düşük fiyat 22 TL…

Fiyatlar bu kadar farklı olunca da haliyle insanın içine kuşku düşüyor!

Ucuz olan kötü mü diye…

Ya da acaba bu hellim sütten değil de süt tozundan mı yapılıyor!

Federasyon çöktüyse…

Sağ cenabın son sloganı…

Federasyon çöktü!

Konuyu tamamen kapatmak istiyorlar da…

Bunun alternatifini söyleyen yok!

Federasyon tezi artık ortadan kaldırılırsa yerine ne konulacak?

Konfederasyon mu?

KKTC’nin tanıtılması mı?

Yoksa Kıbrıs Türk Devlet’i mi?

Yangın tüpleri?

Kamu dairelerinde genelde var…

Okullarda da!

Bazı evlerde de var…

Yangın tüpleri aslında her mekanda olmalı ama!

Bunları kontrole götürüyor muyuz asıl mesele bu…

Eğer bakımları yapılmıyorsa kimse olası bir yangın karşısında nasıl olsa benim yangım tüpüm var demesin!

Cevap hakkını kim kullanacak?

Sözcü yazarı Rahmi Turan çok çirkin bir açıklama yaparak Kıbrıs Türkünün iradesine hakaret etmiş…

Soruyor;

“Kıbrıslı kardeşlerim Akıncı gibi birini nasıl Cumhurbaşkanı seçti?”

Bu ağır bir hakaret teşkil etmektedir…

Ayrıca bu çirkin saldırıya buradan cevap verecek bir baba yiğit yok mu?

Hele de devlet erkanı bu aşağılayama cevap hakkını kullanmayacak mı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Anamuhalefet olarak en büyük sınavınız asıl şimdi başlıyor. Hükümetin uygulamaya koymaya çalıştığı kamu reformu adı altındaki çalışanların haklarını budama yasasını kabul edecek misiniz yoksa bu konuda tepkinizi koyacak mısınız?

Sayın Prof.Dr. Ahmet PEHLİVAN, DAÜ’de rektör baskıları ve tüm olumsuz propagandalara karşı dekanlık seçimini kazandığınızı memnuniyetle öğrendik. Umarız artık birileri üniversitelerin bir demokrasi arenası olduğunu kabul eder ve bir daha da bunu ortadan kaldırmaya yeltenmezler!

Sayın Serhat AKPINAR, sosyal medyada yapılan bazı yayınlar ile GAÜ için karalama kampanyasına dönüştürülmeye çalışılıyor. Özelikle çalışanların hakları konusunda yapılan iddiaları yanıtlamanız yerinde bir karar olacaktır…

Sayın Prof. Dr. Necdet OSAM, eşinizi dekan yapmak için giriştiğiniz bir takım girişimler ne yazık ki geri tepti ve sonuç istediğiniz gibi çıkmadı. Umarız bundan böyle iş ile aile ilişkilerini birbirine karıştırmazsanız!

Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, Hayvan Üreticileri Birliği’nin geçen hafta yaptığı eylem başarısızlıkla sonuçlandı. Bazı üreticiler birlik yönetiminin yeniden belirlenmesine yönelik mesajlar göndermeye başladılar. Acaba nerede hata yaptınız hiç düşündünüz mü?

Sayın Fuat ÇELEBİ, Planlama ve İnşaat Dairesi Müdürlüğü görevinden alınma yazısı yazıldı ve imzalandı. Sizin için de artık müşavirlik dönemi başlıyor hayırlara vesile olsun artık. Bu arada yarım kalan inşaatınızı bitirmek için daha fazla zamanınız olacak demektir…

Sayın Mehmet Ali TALAT, parti içinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylığında ibre sizden yana dönmeye başladı. Zira partili ve partisiz çok kişi Tufan hocanın bir sürede daha Başbakan olarak kalmasını isteyen yorumlar yapıyor!

Sayın Ali Özmen SAFA, 15 Temmuz Üniversitesi’ni başka bir üniversite sahibi iş adamına sattığınızı öğrendik. En iyisini yaptınız zira üniversite enflasyonu içinde en doğru alınacak bir karardı, herkes bildiği işi yapmalı değil mi?

Sayın Olgun AMCAOĞLU, olası bir UBP hükümetinde bakanlıkların artık belirlenmeye başladığı ve Maliye Bakanlığı’nda adınızın anıldığı konuşulmaya başlandı. Hazırlıklı olmaya bakın zira her an her şeyin olabileceği bir süreç yaşanıyor…

Sayın Türkay ILICAK, sessiz ve sedasız bir şekilde uzun süre yaşadığınız Avusturalya’da geri dönüş yaptığınızı üzülerek öğrendik. İnsanın doğup büyüdüğü topraklarda emeklilik yıllarını geçirememesi düşündürücü bir olay olsa gerek değil mi?

Sayın Ahmet DİRGEN, büyük vaatlerde K.Kaymaklı Başkanlığına geldikten kosa süre sonra pes edip yönetimi bırakmanız camia arasında tepki ile karşılandı. Bir önceki yönetime bir özür borcu olduğunuz söylenmeye başladı!

Sayın Engin ARI, şömine odunlarının ıslak çıkması nedeniyle pastırma partisini mutfaktaki tavada yapmak zorunda kaldığınızı duyduk. Bu arada durum nedeniyle eşinizden hafif bir fırça yediğiniz de iddia ediliyor, haksız da değil yani!

Sayın Sermed EMİN, torun geldikten ve dede mertebesine eriştikten sonra ayaklarınızın bir hayli yerden kesildiği gözlemlenmiş. Minik yavruya bir ömür sağlık ve mutluluklar dileriz. Allah bahtını açık etsin artık…

Sayın Ali TOSUN, ara emrine takılan Gönyeli üst geçit projesinde iyice sabırsızlandığınız ve mahkeme kararını dört gözle beklediğinizi öğrendik. Bu arada diğer işler de yarım kalmış ne yapacağınızı şaşırmışsınız. Biraz daha sabır artık!

Sayın Bilbay EMİNOĞLU, yeni gazetenin kadrosunu oluşturma görevi size verilince yoğun bir tempoda çalışmaları yoğunlaştırdığınız görülüyormuş. Hadi bakalım hayırlısı şunun şurasında artık sayılı günler kaldı değil mi?