Şaka gibi ama değil…

Güven oylamasına bir iki gün kala kabine sıkıntısı baş gösterdi!

Oysa biz zannediyorduk ki, gece yarılarına kadar süren bir takım çalışma ve görüşmelerden uzlaşma ile çıkıldığını ve uzun ömürlü bir hükümet modeli ile UBP-DP ve YDP’nin bir reform hükümeti olarak görev yapacağını…

Yanılmışız doğrusu!

Bu aşamada DP ve YDP’de bir sıkıntı yaşanmayıp rahat olsalar da UBP’de işler fazlasıyla kızıştı…

Anlaşılan o ki Başbakan Faiz Sucuoğlu, büyük sınavdan geçiyor!

Daha doğrusu geçiriliyor…

Bu işin sonu nereye kadar bilemeyiz ama ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz nedeniyle yeni bir kabine değişikliği hiç kimsenin yararına olmayacaktır!

Olası yeni kabinede en az iki kişinin adı geçiyor…

Bizim de tabi ki şu soru aklımıza geliyor;

Daha önce aklınız neredeydi?

Bu arada isimleri değiştirilmek isteyen bakanlar kimlerdir?

Suçları günahları neydi bu arkadaşların!

Sonuçta sadece onlar değil şu anda mecliste bulunan 50 vekil de bir demokrasi gereği halkın oylarıyla onların vekili olma hakkını kazanmışlardır…

Yüz kızartıcı bir suçları mı vardır?

Hatta vatana ihanet söz konusu mudur?

Ya da onların yerlerine getirilmeyi düşünülenlerin kahramanlık destanları filan mı vardır!

Hükümet olmak evcilik oyunu değildir…

Olası bir değişikliğin gerekçeleri eğer açıklanmazsa da bu ülkenin siyasetine zaten olmayan güven, daha da yerlerde sürünecek ve bunun da ülkeye yansıması olumlu olmayacaktır!

Oysa biz büyük vaatlerle hükümet olan Sucuoğlu’nun en az bir süre rahat bırakılmasını ve kendisine fırsat verilmesini beklerdik…

Daha geçen hafta kurulan hükümet kabinesinde yeni bir değişiklik olması elbette garip ve manidardır…

Ama başka gariplikler de olmaya başladı!

Türkiye’nin bazı Kıbrıslı Türklere kapıyı kapatması…

Güvenlik sorunu var deniliyor başka bir şey denmiyor!

Arkası da gelecek gibi gözüküyor…

Ülkenin güvenliğini tehdit eden unsurlar varsa eyvallah deriz!

Ama bunun da gerekçelerini öğrenmek koşuluyla…

Ama insanlar Türkiye’nin çeşitli illerine gidip de ‘giriş yasağınız’ var diye duyunca da hoş değil!

Daha öncede birkaç kez yazmıştık…

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar daha fazla gecikmeden bu işe el atmalıdır!

Bildiğimiz kadarıyla şu anda Ankara ile ilişkilerde en iyi kendisidir…

Gidip de Ankara’dan hesap sorsun filan demiyoruz!

Bu işin ardında yatan gerekçeleri öğrensin ve gelip kendi halkına anlatsın…

Hatta liste eğer kabarıksa alsın listeyi açıklasın, kimse Türkiye ziyaretinde bulunmasın!

Bu ülkede Türkiye hükümetlerine karşı muhalif olanlar vardır ama bu gerekçe onların Türkiye’ye girişlerinin yasaklanması için yeterli değildir…

Cumhurbaşkanı Tatar bu görevi üstlenmelidir!

Bu işin de ayıbı filan yoktur…

Önce emekliler sonra da kamu çalışanlarının maaşları gününde ödeniyor…

Ama dikkat ederseniz son aylarda bankalardan borçlanarak ödemeler yapılıyor!

Haliyle nereye kadar sorusu geliyor…

Bunun devamlılığı kesinlikle yoktur!

Bir çare üretilmezse de duvara toslamak kaçınılmaz hale gelmiştir…

Hatta yine devletin içinden üst düzey birileri bu ay tamam da önümüzdeki ay maaş ödemesi filan zor demeye başladı!

Endişe etmekte herkes haklıdır…

Bu ülkede çalışan ve emeklinin maaşlarının ödenmemesi değil birkaç gün bile gecikmeli ödenmesi felaketle eş anlamlıdır!

Bu konuda da gözler özellikle Maliye Bakanı Sunat Atun’a çevrilmektedir…

Kamuoyunu bilgilendirme görevi de kendisine aittir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, yeni kabinede yer almamanız nedeniyle bazı karışıklıklar yaşanmaya başladı. Sıkıntı büyürse yeniden makam sizin olacak, bakalım kader anını kim ve nasıl belirleyecek!

Sayın Mesut GENÇ; bir bakanlık için müsteşarlık görevinizin ayarlandığını ve üç vakte kadar devletten 3 imzalı beyaz bir mektup alacağınızı biliyor muydunuz? Bu memlekette seçilen de seçilemeyen de bir şekilde ödülünü alıyor değil mi?

Sayın Mehmet YULAF, İçişleri Bakanlığı müsteşarlık göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Siz bu göreve çoktan başladınız ama hükümet güven oyu aldıktan sonra resmileşecek, fazlasıyla yoğun bir çalışma hayatı sizi bekliyor…

Sayın Zorlu TÖRE, Cumhuriyet meclisi başkanlık göreviniz için parti içi destek yoğunlaşmaya başladı. Eğer büyük bir arıza yaşanmazsa bu makamı garanti olarak görebilirsiniz. Yeter ki partili arkadaşlarınız fire vermesinler!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, yeni belediyeler yasasıyla sayının düşürülecek olması en fazla sizi olumsuz etkileyeceği için hem partilileriniz hem de diğer muhalifler bu konuda inisiyatif başlatmanız ve buna önderlik yapmanız için yoğun mesajlar gönderiyor. Ana muhalefet lideri olarak bu konuda sorumluluğunuz hayli büyük…

Sayın Devrim BARÇIN, ilk kürsü çalışması hayli etkili ve iyiydi ama tahrik edici konuşmalardan kaçınırsanız vekilliğin ilk günlerinde çok daha iyi olacaktır kanısındayız. Zira iki ülke arasındaki ilişkilerin hassasiyetini de dikkate almak gerek değil mi?

Sayın Fikri ATAOĞLU, atamalarda bir hayli zorlanacağınız tahmin ediliyor zira her makama birkaç değil onlarca adayın olduğu söyleniyor. En iyisi bir an önce bitirerek konuyu kazasız belasız bitirmek olacaktır…

Sayın Cem DANA, G.Mağusa Belediye Başkan adaylığı konusunda ısrarcı davranmanız parti içinde bir takım tartışmalara neden oldu. Bu arada inat için olduğunuzu söyleyenler yanında icraat için olduğunuzu da söyleyenler yok değil, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, bu günler çok şeye gebe ve bazı değişimler için sizin de adınız anılmaya başlandı. Bir takım iddialar eğer kanıtlanmadan uygulamaya alınırsa ülke demokrasisi de yara alacak demektir…

Sayın Alihan PEHLİVAN, yeni yaş hazırlıkları hızla devam ederken ani bir kararla isminizi ‘Ayhan’ olarak değiştirme kararı aldığınızı duyduk. Büyükler böyle istiyorsa emir demiri keser değil mi? Duygu ve çocuklar zorlanacak ama alışacaklar artık!

Sayın Savaş ATAKAN, sosyal medyada maç sonuçları tahminlerinizi artık sonlandırmanız isteniyor. Zira sizin tahminler birçoğuna bahislerde kaybettiriyormuş. Acaba at yarışlarına filan mı tahmin yapsanız…