Devlete yapılan istihdamların birçoğu arka kapıdan yapılıyor…

Bu yöntem son yıllarda artarak devam ediyor!

Ya genel seçimler öncesi ya da kurultaylar öncesi…

Amaç siyasi makamları korumak!

Eskiden gazetelerde tam sayfa münhal ilanları açılırdı…

Diploma, işbilirlik, liyakat aranırdı!

Yazısı sınavı mülakatı olurdu istihdamlarda…

Sonra arka kapı zihniyeti hortladı!

Kantara’daki orman yangını bize bir kez daha acı gerçekleri anımsattı…

Bu ülkenin istihdamda öncelikleri nelerdir bilir misiniz?

Kesinlikle hekim ve hemşire tabi ki diğer sağlık çalışanları…

Sağlık Bakanı bile bu konuda artık kesin ve net konuşuyor!

Ama konuşmakla kalıyor…

Çünkü elde yeteri miktarda kaynak yok!

Kaynağı biz mi yaratacağız yoksa onlar mı?

Madem ki o koltuklarda oturmak için can atıyorlar, koltuğun ağırlığını bilip ona göre icraat yapmak gibi de bir sorumlulukları vardır…

Bu ülkeye ilk etapta hekim ve hemşire yazımdır…

Ama dahası var!

Polis teşkilatı şu anda 800 çalışan eksikliğiyle çalışıyor…

Hem de bu kadar adli vakaya rağmen!

50 kişi alıyorlar 100 kişi emekli oluyor, hiçbir işe yaramıyor…

Gerekçe kaynak yetersizliği!

İyi de bu bizim umurumuzda değil ki…

Ülke artık çetelerin ve mafyanın eline düşmüş güvenlik sorunu büyük boyutlara taşınmış, polis almayacaksınız da kimi alacaksınız?

Devlete arka kapıdan alınanlar bu ülkenin güvenliğinden sorumlu değil ki!

Sivil Savunma Teşkilatı da aynı sıkıntıyı yaşıyor…

200 civarında kadrosu var!

Emekli olanlar ve başka dairelere gidenler sonrasında bu rakam 120’ye düşmüş…

Bir çalışan en az iki çalışanın işini yapmak zorunda!

Her türlü yokluğa rağmen Kantara yangınında büyük özveriyle 4 gün boyunca uyumadan, dinlenmeden çalıştılar…

Teşkilatın araç sorunu bambaşka!

Araçların en yenisi 20 yıllık…

Devlete yıllardan beridir bu konuda rapor yazıyorlar, yeni araç istiyorlar ama nafile!

Beyaz gömlekli devlet erkanı tam kadro Kantara’da boy gösterdi ama…

İş icraata gelince kabuklarına çekiliyorlar!

Hayati araç gereç alımı yerine arka kapıdan istihdamlara devam ediyorlar, edecekler de…

Bundan tam 20 yıl önce…

AB bize ormanlara kurulsun, yangınlar büyümeden önce tespit edilsin diye duman dedektörleri hibe etmiş!

Şimdi ağır bir yangın daha meydana geldi ya biz bunu şimdi hatırlıyoruz…

Sahi ne oldu o dedektörler!

Bunları kullanacak birini bulamamışlar…

Bulamazlar çünkü bizim ülkede yararına yapılan istihdam sayısı çok sınırlıdır!

İşe gerçekten yarayacakları istihdam etmezler ama partiye destek verenleri ya da verecekleri arka kapıdan istihdam ederler…

Orman yangınları da kimin umurundaymış!

Yansın, bitsin kül olsun…

Bembeyaz gömlekleriyle yangın bölgesinde boy boy fotoğraf çektirirler ve üzüntülerini dile getirirler!

O gömlekler hiç kirlenmeden makamlarına geri gelirler…

Nasıl bir vicdansa artık bu, anlayamıyoruz, içimize de hiç sindiremiyoruz!

Kantara yangınıyla birlikte hiç bilinmeyenler, tartışılmayanlar da gün yüzüne çıkmaya başladı…

Yangının bölgedeki dağ evinden çıktığı polis tarafından teyit edildi!

Dönemin bakanı kafasına göre buraya bir dağ evi ve tabi ki yaşam alanı yapılmasını kendi başına karar vermiş…

Adı üstünde orman alanı!

Sadece doğadaki canlıların sahip olduğu bölgeye insanların yaşamasına hatta mekan yapmalarına izin vermişler…

Ama izin kağıdı filan yok!

Gidin ne isterseniz yapın demişler onlar da yapmışlar…

Büyük bir facianın yaşanmasına neden olmuşlar!

Öncelikle dönemin bakanı bu konuda bir açıklama yapmak zorundadır…

Doğanın içinde çam ağaçlarının içinde insanların işi ne!

Oraya ne yapmak için gittiler…

Bunun karşılığında aracı olanlara ne verdiler!

Soru bu kadar basittir!

Perde biraz daha aralanınca eminiz ki siyasetin çirkin yüzü de tüm kirliliği de ortaya dökülecektir…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, Çevre Bakanlığınız döneminde Kantara yangın bölgesinde başı şahıslara verdiğiniz orman arazisi konusu ileriki günlerde dallanıp budaklanacak gibi görülüyor. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için fazla gecikmeden detaylı bir açıklama yapmanız doğru olacaktır!

Sayın Halide Gürçağ KURTARICIOĞLU, Sağlık Bakanlığı özel kalem müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Soyadınız ilk günlerde muhakkak bir sıkıntı yaratıp eleştiri konusu olacaktır ama elbette ki başarılı çalışmalarınız sayesinde bunu kamufle edebilirsiniz. Yeni görevinizde başarılar dileriz!

Sayın Dursun OĞUZ, AB’nin yıllar önce ormanlara kurulsun diye hibe ettiği duman dedektörleri konusunda sağlam bir soruşturma yapıp sonuçlarını kamuoyuna açıklamanız gerektiğini belirten mesajlarınız gelmeye başladı. Vatandaş bu konuda ihmali olanları deşifre etmenizi istiyor!

Sayın Merve ÇELEBİ,sporda elde ettiğiniz başarıdan sonra özellikle devlet yetkililerinden kutlama beklemediğinizi açıklamanız gayet yerinde oldu. Zira onlar fazlasıyla söz verirler ama sonra da bunların hepsini unutur giderler.

Sayın Aslan BIÇAKLI, Türksen’in kurucuları arasında bulunan Lütfü Özter’in meclis önündeki töreninde sendika olarak kimsenin bulunmaması vefasızlık olarak değerlendirildi, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ünal ÜSTEL, Sayıştay’ın iki tane Kıb-Tek ile ilgili soruşturma dosyalarının neden gündeme getirilmediği konusunda yoğun sorular gelmeye başladı. Yolsuzluklar konusunda bu dosyalarda önemli ip uçları olduğu iddia ediliyor, dikkate almakta yarar görüyoruz…

Sayın Ongun TALAT, CTP Girne İlçe Başkanlığınız şimdiden hayırlara vesile olsun. Karar parti içinde heyecan ve memnuniyetle karşılandı, önemli bir sorumluluk üstleneceksiniz, başarılar dileriz…

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, kanser hastaları aileleri ilaçlar konusunda bir gelişme olup olmadığını soran mesajlar gönderiyorlar. Özellikli acil kemoterapi bekleyen hastalar artık fazlasıyla mağdur oldu…

Sayın Kudret ÖZERSAY, Türkiye ile iyi komşuluk anlaşması hakkında vatandaş çok bir şey anlayamamış daha fazla detaylı bir açıklama bekliyor. Böyle bir anlaşma dünyada hangi ülkeler arasında yapılmış onu da soruyorlar…

Sayın Turgay AVCI, G.Mağusa’da adı sanı duyulmamış bir üniversitenin 100 Milyon Dolar civarında bir parayla Nijeryalı bir gruba satılmak üzere olduğunu ve bu parada bizden de bazı kişilerin komisyon almaya hazırlandığını biliyor muydunuz? Bu sıralar radarları iyice açmanız gerekiyor bizden uyarması…

Sayın Bülent ARKIN, Kantara eteklerindeki orman evi yapılması için izinsiz verilen arazi konusunda o dönemin Çevre Bakanlığı Müsteşarı olduğunuz için sizin de adınız anılmaya başlandı. Soruşturma kapsamında her kapınız çalınabilir haberiniz olsun istedik…