Geride kalan günlerde temiz toplum, temiz siyaset, temiz akademik dünya ve temiz çevre’ye dair umutlarımızı kabartan gelişmelere tanık olduk.

Ülkesi Avustralya’nın bile iade almak istemediği bir toplum düşmanının sınır dışı edilmesini ve “yasaklı göçmen” ilan edilmesini engellercesine Mark Douglas Buddle'ı neredeyse bir “aziz” gibi göstermeye soyunan gazeteci, politikacı, hukukçu ve diğerleri karşısında İçişleri Bakanlığının önergesi ile Hükümetin ortaya koyduğu irade temiz toplum ve siyasete dair özlemimizi ve umutlarımızı çoğalttı…

Çoğalttı ama yeterli değil!

Zira ortada rüşvet iddiaları vardır…

Bunların da zaman içinde ortaya çıkarılması olmazsa olmazımızdır!

Ve yine temiz çevreye dair, İskele bölgesinde denizi kirleten atık su ve lağım sorununun kalıcı çözülmesine yönelik İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in soruna doğrudan müdahil olması ise temiz ve sürdürülebilir çevreye verilen önemin bir kanıtı olarak doğa sevgisini içinde barındıran tüm kesimlerin yüreğine su serpti.

Temiz toplum ve siyaset, temiz çevre’ye dair geçtiğimiz hafta kamuoyunu meşgul eden olayların yanında temiz akademik dünya’ya dair de kamuoyunu hala meşgul eden diploma skandal ise boyut değiştirerek gündemdeki yerini koruyor.

Etkili yayınlarımız ve ısrarlı sorularımızın ardından Hasret Balcıoğlu’na kefil olan YÖDAK Başkanı Turgay Avcı’nın bile derin bir sessizliğe büründüğü diploma skandalı ile ilgili gözler yine YÖDAK’ü çevrilmiştir…

YÖDAK’ın sınavı asıl şimdi başlıyor!

Şaibeli kurul üyesi Hasret Balcıoğlu’nun diplomalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın talimatı ile inceleme/araştırma başlatan YÖDAK Kurulu’na sunmak yerine istifa ettiğinin ortaya çıkması ile skandal yeni bir evreye geçti.

Üstelik yurtdışında olduğunu iddia ederek e-posta yoluyla istifasını gönderdiği de konuşulmakta.

İstifa ederek aklandığını ve her şeyin yanına kalacağını düşündüğünü söylemek iddialı bir yorum olmaz.

İşte tam da bu yüzden tüm gözler YÖDAK Kurulunda.

YÖDAK Kurulu, Hasret Balcıoğlu istifa etti diye araştırma ve inceleme sürecini sonlandırmazsa, sahte diploma skandalını aklamış paklamış olur ve suça ortak olacağını unutmamalı.

Kimsecikler de unutturmaya, nasıl olsa istifa etti konuyu kapatmaya çalışmasın.

Skandal’da kim av kim avcı mutlaka ortaya tüm yönleri ile çıkmalı ve “temiz akademik dünya” ile üniversitelerde hakkı ve yayınları ile akademik payelere ulaşan bilim insanlarımızın şaibe altında kalmaması adına hesabı da sorulmalı.

Yükseköğretim alanına sürülen bu lekeyi YÖDAK kurulu araştırma ve incelemesini bitirip raporunu ilgili resmi makamlara ileterek temizlemeli!

YÖDAK, raporunu ve elde ettiği bulguları Cumhurbaşkanlığı hiç vakit kaybetmeden göndermeli…

Polis, YÖDAK’tan ilgili tüm evrakları isteyerek dolandırıcılık suçlaması ile soruşturma açmalı.

Maliye Bakanlığı çekmiş olduğu haksız maaşları geri almak için işlem başlatmalı.

Rapor sonrası, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın Hasret Balcıoğlu’nun DAÜ doktora diploması ve UKÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Nadiri de Hasret Balcıoğlu’nun yardımcı doçent, doçent ve profesörlük payeleri ile ilgili gereğini yapmalı.

Hasret Balcıoğlu skandalı DAÜ ve UKÜ’nün de artık bir prestij ve etik meselesi haline dönmüştür!

Yapanın da yanına artık hiçbir şey kalmamalı…

Göz yumanlar da dahil!

Yapanın yanına kaldığı sürece unutulmamalı ki temiz topluma dair toplumun yükselen umutları azalmaya başlar.

Hasret Balcıoğlu ve onu korumaya çalışarak devletin tepesini yanıltmaya çalışanların neden olduğu skandal artık üstü örtülecek bir skandaldan öte temiz toplumun bir gereği ve YÖDAK’ın namusudur.

İstifa ile aklanmak olmaz, olmamalıdır!

Diploma skandalı ile ilgili Hasret Balcıoğu, dünya’nın bir ucuna da gitse, aya da çıksa temiz toplum adına Devlet hesabını hem ondan hem de diğerlerinden sormalıdır…

Hasret hanım da bilsin ki istifa etmesi aklanması anlamına gelmemektedir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Turgay AVCI, kefil olduğunuz YÖDAK üyesi diplomasını gösteremeyip istifasını verdi ancak bu dosya umarız kapatılmayacaktır değil mi? Bundan sonra yapılması gereken tek şey hukuki sürecin başlatılıp olayın yargıya yansıtılması ve tabi ki alınan maaşların geri iadesi olmalıdır.

Sayın Ertuğrul TOROSLU, İskele’deki atık sular konusunda yazdığımız yazılardan dolayı Kıyı Restoran’da Belediye Başkanı ve meclis üyeleri ile acil bir toplantı düzenleyerek sorunun masaya yatırdığınız görülmüş. Balık ve rakı da var mıydı yoksa kuru kuru mu geçiştirdiniz?

Sayın Ersin TATAR, Maliye Bakanı Sunat Atun’un bakanlık görevinden alınıp alınmaması konusunda hayli tedirgin olduğunuz ancak bu iye çok da bulaşmamak için büyük gayret gösterdiğiniz konuşuluyor. Tam da iki ucu kirli değnek işine dönüştü değil mi?

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, Mark Buddle sorunu şimdilik çözüldü gibi görülüyor ancak bir de rüşvet iddiaları ortaya çıktı. Bu konuda özel bir komite kurarak kimlerin ne kadar haksız kazanç elde ettiğini de ortaya çıkarabilirseniz işlem o zaman tamamlanmış olacaktır…

Sayın Emrullah TURANLI, Tayyip bey 20 Temmuz etkinleri için gelmekten vazgeçince hayli rahatladığınız görülüyormuş. 20 milyonluk vergi borcu da ertelenince bu işten en fazla siz karlı çıktınız değil mi? Hadi yine dört ayak üzerine düştünüz, iyisiniz!

Sayın Ünal ÜSTEL, hayat pahalılığı konusunda az alan çok, çok alana az açıklaması kamuoyunda memnuniyetle karşılanmıştı ancak görünen o ki bu sözünüzü tutamayacaksınız, ya da birilerinin baskısına maruz kaldınız. Bu arada hadi bu ay sona artışlı maaşlar ödenecek de bir dahaki ay ne olacak bunun da hesabını iyi yapmak gerek değil mi?

Sayın Hasret BALCIOĞLU, YÖDAK üyeliğinden istifanızı verdiniz ama ıslak imza olmadığı için bunun geçersiz olduğunu biliyor muydunuz? Bu arada akademik hayatınıza Yunanistan’da devam edeceğinizi duyduk, hayırlara vesile olsun artık. Ama orada da gazeteci dostlarımız var bilesiniz istedik!

Sayın Turgay DENİZ, İskele’ye en son ne zaman gittiniz bilmiyoruz ama oradaki Deniz Plaza önünde dalgalanan bayrakları hiç gördünüz mü acaba? Parçalanmış bayrakları indirin hiç koymayın en azından eleştiri almış olmazsınız. Sizin gibi milliyetçi aileden gelen birine hiç yakıştıramadık doğrusu!

Sayın Osman YILDIRIM, akademik kariyerler konusunda hem de isim vererek öyle bir açıklama yaptınız ki önümüzdeki günlerde ortalık fena karışacak gibi gözüküyor. Bakalım bu işin tepsinde bulunanlar gerekli soruşturmaları başlatıp sonuçlandıracaklar mı yoksa yaz rehaveti devam mı edecek?

Sayın Erhan ARIKLI, bakanlık araçların akaryakıt tasarrufu yapılmak maksadıyla cihaz taktıracağınızı duyduk, geç de olsa doğru bir karardır. Umarız diğer tüm devlet kurumlarında da aynı uygulamaya geçilir. Bu arada hava sporlarında çalışan 18 kişinin 6 aydır maaş almadığını da artık değerlendirmek gerekir değil mi?