“Henry Kissinger’a atfedilen “Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir.” sözü aslında şu anda içinde yaşadığımız dünyayı özetleyen bir cümle.

Toplumların zihni mütemadiyen savaşların verildiği bir savaş meydanına dönmüş durumda.

Algı yönetmenleri ve manipülatörler daha çok menfaat elde etmek için gerçekleri gizlemek için profesyonelce çalışıyorlar.

Aslında algı yönetimi ve manipülasyonun ardındaki temel ilke gayet basittir:

Eğer silah üretiyorsanız, savaşa ihtiyacınız vardır; ilaç üretiyorsanız, hastalığa. Eğer bilgi üretiyorsanız da cehalete.

Dün KKTC de çok önemli bir açılış vardı.

KKTC Sulamaları İletim Tüneli Işık Görünme Töreni

Askılı boru sistemiyle 80 km’lik bir hat ile deniz geçilerek, su aktarılan dünyadaki tek proje olan Türkiyeden Kuzey Kıbrısa su getirme projesi kapsamında bir başka proje açılış töreni gerçekleşti.

Lefkoşa başta olmak üzere birçok yerde artık çeşmelerden bildiğimiz su değil deniz suyu akıyordu. Geçitköyde depolanan su ile ilk olarak acil olması sebebi ile KKTC ‘nin içme suyu karşılandı.

Şimdiki ise tarım ile alakalı.

Güzelyurt ve Mesarya Sulaması İletim yapıları projesi.

Proje maliyeti 277 milyon tl

Proje kapsamında 5 bin 700 metre uzunluğunda, 4.2 metre çapında bir de tünel inşa edildi.

Açılışı yapılan tünelden alınan su 4 kilometrelik hat ile Güzelyurt Ovası'nda yer alan ve önceki yıllarda yer altı suyu ile sulanan yaklaşık 19 bin dekarlık alana iletilecek.

Yeraltı su kaynakları kendini toparlama şansı bulacak.

Proje içeriğinde sulamanın yanı sıra iş birliği protokolü kapsamında, 'Çiftçi Salgın Destek Programı ve Hayvancılığın Geliştirilmesi Proje Programı' gibi desteklerde var.

Proje Sulama İletim Tüneli’nin açılışını Cumhurbaşkanı ersin Tatar ve Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay ile birlikte gerçekleştirdiler.

Türkiye aslında birçok su kaynaklarına ragmen nüfusu düşünüldüğünde kuraklıktan en çok etkilenecek ülkeler arasında buna ragmen KKTC de böyle hayati bir projeyi gerçekleştirmesi oldukça önemli.

Hep şikayet ettiğimiz kuraklığa bir çare.Üretime yeni bir soluk.

Buna ragmen bunu beğenmeyenler rededenler bu açılışı tiye alanalarda yok değil.

Aynen Türkiyeden Kuzey Kıbrısa getirilmesi düşünülen suyun ilk konuşulmaya başlandığı zamanki gibi.

O günlerde de suyun doğaya ve Kuzey Kıbrısa vereceği zarar haberleri yapılmıştı.

Su arkadaşlar.

İnsan yaşamı için bir numaralı gerekli unsur.O olmadan yaşama şansınız yok.O olmadan üretim şansınız yok.

Buna ragmen su bile manipülatörler tarafından silah gibi kullanılabiliyor.

Bu öyle bir oyun ki bakıyorsunuz ki bir anda bir grup suya düşman olmuş eylem bile yapıyorlar.Suyunuda alda git diye bağır bağır

bağırıyorlar.

Aslında mesela su yada tarım değil tabii.Mesele birilerinin bir ihaleden pay alamaması. Birilerinin bir yakınının memur yapılmaması.Mesele

bunun Türkiye tarafından yapılmış olması. Sözkonusu Rumlar olduğunda ırkçılıktan bahsedenlerin konu Türk olduğunda insan hakları

havarisi kesilmesi.

Malum, her kör atın bir kör alıcısı mutlaka bulunuyor.

Algı oyunu dedik ya ;Açılış töreni ile ilgili KKTC Medyasına yansıyan bir haber şöyle;

‘’Türkiye’nin su stresi çeken bir ülke olduğunun açıklandığı günün ardından, Kıbrıs’ın su kıtlığını sona erdireceği iddia edilen bir proje daha hayata geçirildi.Bugün öğle saatlerinde kktc sulamaları İletim Tüneli Işık Görünme Töreni gerçekleştirilerek, kktc’nin tarihinin değiştirileceği iddia edildi. Kıbrıs’ın kuzeyi yine sıradan absürtlükte bir gün geçirdi. ‘’

Medyanın manipüle ettiği haberleri, insanlara daha inandırıcı gösterebilmek için kendine bir imaj çizmesi sıklıkla kullanılan bir yöntem. Bu

imajın başlıca kriterleri “özgürlükçü” gibi görünmek, “tarafsız” olduğunu iddia ya da ima etmektir. Bu şekilde güvenilir bir kaynak

olduklarını kabul ettirmeye çalışmaktır.

Güvenilir izlenimini oluşturduklarında insanlar manipüle edilmiş haberleri daha kolay benimseyecek, süreç hızlanacaktır.

Bu türden Medya organlarının sürekli uzmanlara, uzman görüşlerine yer vermesi de tarafsız görünme çabasından kaynaklanmaktadır.

Manipülasyona maruz kaldığınız çoğu zaman farketmesiniz.

Ama Manipülasyonun başarısız olması için çok önemli bir soru var

“Niçin”.Bu soruyu sormak tüm oyunları bozar.

Algı yönetmenleri ve manipülatörler güzel şey konuşur ama genellikle çirkin şeyler yaparlar. Bunun en önemli kanıtı ise sonuçlardır…

Madem algıdan manipülasyondan bahsettik son olarak ünlü Asch deneyindende bahsetmek yerinde olur.

Asch deneyi, 1953'te yayımlanan ve insanın karar verme sürecinde çevresinin etkisinin ne denli önemli olduğunu anlamaya çalışan bir deneydir.

''Uyma deneyi'' olarak da bilinir.

Deneye katılacak olan katılımcılara bir görüş testine girecekleri söylenir. Deneyde tüm katılımcılara bir çift kart gösterilecektir. Bu kartların birinde biri kısa, biri orta ve biri uzun olmak üzere 3 çizgi vardır. Diğer kartta ise tek bir çizgi bulunmaktadır ve diğer karttaki 3 çizgiden biriyle aynı boydadır. Daha sonra deneklere bu karttaki çizginin diğer karttaki çizgilerden hangisine benzediği sorulur. Deneyde, katılımcılardan biri hariç diğer hepsi Asch'ın asistanlarıdır ve önceden belirlenen davranışları yapmaktadırlar. Deneyin amacı gerçek deneğin davranışlarının diğer deneklerden ne derece etkilendiğini bulmaktır. Katılımcıların hepsi aynı odada durmaktadır ve kendilerine kart çiftleri gösterildikten sonra sırayla cevap vermeleri istenmektedir. Ve gerçek deneğe sıra en son gelir. Sıra ona gelene kadar denek diğer katılımcıların cevaplarını duyar. İlk birkaç denemede tüm denekler doğru cevap vermektedir. Fakat daha sonra gerçek denek dışındaki katılımcılar hep birlikte yanlış cevaplar vermeye başlar. Cevap sırası kendisine gelen gerçek deneklerden %32'si grubun yanlış da olsa söylediği cevaba katılır.