Güney Kıbrısın PIK isimli yayın yapan bir kanalı var.

1974 öncesi çocukluk anılarımda TV 'de güzel filmler koyan bir kanal olarak aklımda.

Bonanza ve sıklıkla yayınladığı çizgi filmlerini ise hiç kaçırmazdık.Daha çok Rumca programlar yapıyordu ama Türkler içinde haftada bir yayınladığı Aktüalite adı altında bir programı vardı.Köyler ve insan ilişkilerini konu ediyordu.O günlerde propaganda amaçlı yayın yapıyormuydu yapmıyormuydu yada bilmeden bunun mağduru olmuşmuyduk hiç aklımda değil.

Üzerinden 45 küsur sene geçti PIK Türkçe müzik yayınları yapmaya devam ediyor.Birde Türkçe yayınladığı haberleri var.

Geçenlerde dikkat ettim Radyoda haber okuyan sipiker Kuzey Kıbrısla ilgili haberleri okumaya başladığında haberin başına mutlaka şu kelimleri koyuyor.

‘’İşgal altındaki bölge’’

İşgal altındaki bölgede bugün hava sıcaklığı 30 santigrat derecedir gibi.

Yayın politikası bunun üzerine kurulmuş.

Biraz araştırdım Güney Kıbrısta bu şekilde yayın yapan yalnız buda değil.

Güneydeki İçişleri Bakanlığının kapılar ile ilgili yayınladığı talimat şöyle başlıyor.

‘’İçişleri Bakanlığının özgür bölgeler ve işgal altındaki bölgeler arasındaki giriş çıkışlara yönelik talimatları:’’

Yoldaş AKEL’in resmi sitesinde yayınlanan bir haberde ise ‘’Türkiye’den işgal altındaki bölgeye elektrik taşınması hakkında AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu tarafından yapılan açıklama’’ diye başlık atılmış.

Bir taraftan Kıbrısta Barış istiyoruz ,Barış görüşmeleri yapıyoruz diyeceksiniz.

Diğer taraftan Devlet Televizyonu ve Radyosu eliyle Kuzeyde işgalden bahseden yayınlar yapmaya kin ve nefret yaymaya devam edeceksiniz.

Bu söylemler hangi çözüme yada barış planına katkı yapar anlayabilmiş değilim.

Olsa olsa barış yapmayı düşündüğünüz kişilerle aranızı bozar. Olsa olsa kin nefret duygularını artırır. İstikrarsızlık sağlar güvensizliğe yol açar.

Ama Türkler ile Rumların yakınlaşmasına birbirini sevmesine hizmet etmeyeceği kesin.

Bu şekildeki bir yaklaşımla konuşmalarında ve yayınlarında Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğu tarafından işgalci değil Kıbrısta barışı sağlayan olarak görülen Türk askerini işgalci olarak niteleyenlere karşı Kıbrıslı Türklerin nasıl bir duygu hissedeceğini düşünebiliyorlarmı emin değilim.

Bu söylemleri dış dünyaya bir propaganda aracı olarak kullanma düşüncesinde olanlar unutmasınlar ki eğer gerçek niyetleri barış yapmak ise bunu önce Kıbrıslı Türklerle yapmak zorundadırlar.

Bu nasıl samimiyet diye sormadan edemiyor insan.

Bu söylemlere karşı hem Rum hemde Türk tarafında’’ Kıbrısta barış engellenemez’’ diyenlerin yeterli ses çıkarmamasıda oldukça ilginç

Ya nefret söyleminin ne anlama geldiğini bilmiyorlar yada iş ola barıştan bahsediyorlar.

Kısaca hatırlatamakta fayda var.

Nefret.Suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi nedenlerle duyulan önyargıyla işlenen, doğrudan ve dolaylı şiddet içeren suç-lar olarak tanımlanıyor.

Nefret Suçları literatürde bazen "önyargı suçları" olarak adlandırılmakta. Nefret söylemi, “nefret suçuna giden sürecin çıkış noktası, yani nefret suçunun önünü açan tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün dışa vurumu olarak görülmektedir.

Hedef alınan gruplara ‘toplumda size yer yok’ mesajı verir.

Nefret söylemlerine karşı mücadele ettiğini belirten Avrupa Birliği de bu söylemi belli ki kin ve nefret söylemi olarak görmüyor anlaşılan.

Halbuki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1997’de kabul ettiği R(97) 20 sayılı tavsiye kararında nefret söylemini; “ırkçı nefret, yabancı düşmanlığı, antisemitizm veya hoşgörüsüzlük ifade eden saldırgan milliyetçilik de dahil olmak üzere, hoşgörüsüzlüğe dayalı diğer nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her türlü ifade biçimidir” şeklinde tanımlamıştır.

BM derseniz o sadece memurluk yapıyor.

Unutulmasın ki Düşünceyi açıklama özgürlüğü demokrasiyi, demokrasi düşünceyi açıklama özgürlüğünü gerektirir”

Hani bizim tarafta böyle birşey olsa etkili bir muhalefet yapılacağına ortalığın ayağa kaldıracaklarına hiç kuşkum yok.Ama sözkonusu Güney olduğunda ses seda yok.

Yazık dedim.

Acaba Bizim Devlet televizyonu BRT’ ninde Güneyle ilgili yayınlayacağı her haberinin başına ‘’İşgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyetinde’’ diyerek yayın yapmaya başlasa KKTC Milletvekilleri konuşma ve açıklamalarında bu dili kullansa nasıl olur diye düşünmeden edemedim.

‘’İşgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyetinde sözde Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis KKTC halkına vatandaşlarım diye seslendi’’