,

TDP ve bazı CTP Milletvekilleri mecliste Cumhurbaşkanının and içme törenine katılmadı.

Meclisteki and içme törenine katılmayan vekillerin katılmama sebepleri oldukça düşündürücü;

Türkiye’den gelen Milletvekilleri gerekse de Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği yetkilileri tarafından, toplumun farklı kesim ve kurumlarına yönelik hem ödül, hem ceza baskısıyla ciddi bir kitlenin karar alma süreçleri manipüle etmesi.

Kendilerine göre haklı sebepleri olabilir ama toplumu buna inandırmak için bundan fazlasına ihtiyaç olduğu bir gerçek.

Aslında Cumhurbaşkanının meclisteki and içme törenine katılmayan TDP ve CTP Milletvekillerinin bununla kalmayıp mecliside boykot edip oradaki oturumlarada katılmamalarını beklerim.

Hadi hodri meydan

Halep ordaysa Arşın burada deyin.

Bu milletin vekili değilmisiniz.

Yapacaksanız bir işi tam yapın.

Öyle yarı bucuk olmaz.

Madem Kıbrıs Türk halkının iradesine müdahale var .

Sizde bu iradenin temsilcileri olarak gereğini yapın.İradeye saygızıslığa en büyük tepkiyi gösterin.

Madem Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı ve hukuki sonuç haline gelen sandık sonucuna itiraz ediyorsunuz bu Devletin hiçbir kurumuna inanmadığınızıda gösterin.

Kıbrıs Türk demokrasisine darbe vuranların himayesinde düzenlendi dediğiniz yemin töreninden sonra meclisteki oturumlarada katılmayın.

Milletvekiliğindende İstifa edin.

Hatta Amiral gemisi Lefkoşayıda buna dahil edin.

TDP’ li olsun UBP ‘li CTP’li olsun Lefkoşalının % 53 oyu ile seçilen Belediye başkanı Harmancıda istifa etsin.

Oda Kıbrıs Türk halkının iradesini temsil etmiyormu?

Kıbrıs Türk halkının onurunu koruyun.

Meclis üyeleriniz var sonra desteklediğiniz muhtarlar.

Onlarda istifa etsinler.

Olmuşken tam olsun.

Hadi topyekün istifa edin.Edin ki bunun show olmadığına bu toplum inansın.

İnanmadığınız iradesine müdahale edilen bir devletin meclisindede bulunmayın.Bırakın iradeyi ayaklar altına alanlar tek başlarına kalsınlar.

Kalsınlar ki ne yapacaklarını görelim.

Son olarak İradenin ne demek olduğunu anlatmak için kısa bir tarihsel bilgide verelim ; Daha aydınlatıcı olur diye düşünüyorum.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Temmuz 1919 da Erzurum'a geldi ve yaklaşık 53 gün kaldı. 7-8 Temmuz'da askerlikten istifa eden Atatürk, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu'nun delegelikten çekilmesiyle katıldığı kongrede delegeler tarafından başkan seçildi. Böylece doğal olarak Milli Mücadele'nin başkanı da ortaya çıktı.Atatürk Milli Mücadele'nin başkanı oldu.Milli Mücadele adına vatanın kurtuluşuna adeta ön hazırlık sayabileceğimiz kongrede ciddi kararlar alındı. Bu kararlardan birisi 'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz'. Bu karar aynı zamanda Misakımilli'nin, yeni Türk devletinin manifestosudur.

'Kuvayımilliye'yi etkin kılmak ve millet iradesini egemen kılmak esastır' denildi. Bu da bütün tarihçilere göre Cumhuriyete giden yol diye tabir edilir."

Mustafa Kemal Atatürkün Erzuruma geldikten sonra çok sevdiği Askerik mesleğinden istifa etmesinin sebebi Kuvayi Milliyeyi etkin kılmak ve millet iradesini egemen kılmak içindi.

İrademize müdahale edildiğini söyleyenler ;

Hadi elinizdeki şansı kullanın.Milletin iradesini egemen kılın.