Gelişmemiş ülkelerde, zayıf veya olgunlaşma sürecini tamamlayamamış devlet yapılarında toplumsal sağlık sorunları devasa boyutlara ulaşabiliyor.

Güçlü devlet yapıları bu konuda avantajlı gibi görünse de, güçlü devlet olmak ile toplum sağlığı arasında bazen paralel ilişki söz konusu olamıyor.

Geçtiğimiz gün medyaya bir haber düştü.

Japonya Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamasına göre, ülkede geçen ay yaşamlarına son verenlerin sayısı 2 bin 153.

Japonya Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre ise salgının başından bu yana Covid-19'dan ölenlerin sayısı ise 2 bin 87.

Ürkütücü.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Japonya'daki intihar vakaları yıllardır birçok ülkedekinden daha fazla.

British Medical Journal’da iki hafta önce yayımlanan bir makalede, farklı toplumlardaki Covid-19 pandemisi süresince intihar oranlarının %1 ile %145 oranında artış gözlendiği belirtiliyor.

Mayo Clinic de, yaptığı açıklamasında, Covid-19 pandemisi ile ilişkili intihar risklerini ortaya koymaya çalışmış.

Bu riskleri özetleyecek olursak;

  • Covid1-9 pandemisi ile mücadeleyi başaramama korkusu, endişe ve kaygısı,
  • Kendimizin veya sevdiklerimizden birisinin hastalığa yakalanma endişesi,
  • Hastanede acı çekerek ve yalnız ölme endişesi,
  • Yakınımızdakilerin kaybına şahit olma,
  • Sosyal izolasyonun getirdiği psikolojik yük,
  • Evde geçirilen zamanın artması ile birlikte aile içi şiddetin artması,
  • Alkol ve madde kullanımının artması,
  • Hastanelere gitme kaygısı ile genel sağlığın bozulması,
  • Depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu gibi mevcut hastalıkların alevlenmesi,
  • Sağlık çalışanlarında tükünemişlik,
  • Sağlık çalışanlarının hastalığa yakalanma risklerinin yüksek oluşundan duydukları kaygı,
  • İşini kaybetme kaygısı,
  • Maddi geçim sorunları,
  • Sosyal ve ekonomik anlamda geleceği tahmin edememe kaygısı,
  • Tedavi olanlarda hastalığa tekrar yakalanma korkusu.

gibi unsurların, Covid-19 pandemisi nedeniyle karşılaşılabilecek intihar vakaları ile ilişkili olabileceği vurgulanmış.

Ülkemizde durum nedir?

COvid-19 pandemi süreci ve ülkemizdeki intihar girişimleri/riski konusunun bilimsel ve profesyonel anlamda henüz ele alınmadığını biliyoruz.

Ülkemizde Psikiyatri ve Psikoloji alanında görevli bazı öğretim üyelerinin anket bazında yaptıkları birtakım sınırlı çalışmalar olsa da sorunu ortaya koyup çözüm önerileri çıkarılacak verilere sahip değil.

Peki ne yapılmalı?

Sağlık Bakanlığı, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve üniversiteler bir araya gelecek, pandemi ile ilgili bir destek birimi hayata geçirilebilir.

Psikiyatristlere ve psikologlara başvuranların kayıtları, bu anlamda daha koordineli bir şekilde tutulabilir. Risk analizleri yapılarak, intihara yatkın olduğu tespit edilen kişilerle ilgili önlem ve tedaviler daha erken hayata geçirilebilir.

Bu sayede, ortada hala bir sosyal devlet olmasa da, kendi iç dinamiklerimizi verimli organize ederek, yine kendi insanlarımızın geleceklerine, ‘’hayati’’ bir dokunuş yapma şansı elde edebiliriz.

Aksi durumda, tüm enerjimizi pozitif vakaları saymaya odaklayarak, ‘’Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’’ der ve yolumuza devam ederiz…

İletişim: 0542-8529899