İnşallah maşallah ile bu kadar olur!

Binlerce ağacımız kül oldu..

Keyfimiz yok, tadımız yok.

Öncelikle alevlere karşı günlerce insanüstü bir gayretle mücadele eden itfaiyemiz, Sivil Savunmamız, Askerimiz, Polisimiz Belediye çalışanlarımız ve gönüllülerimize teşekkür ederiz.

Askerimizin ve Sivil Savunmamızın doğasında olan disiplin sahada hissedilmiştir.

Kıt kaynaklarla yapılabileceğin en iyisi yapılmıştır.

Sizler gerçek kahramanlarsınız.

Bundan şüpheniz olmasın!

Alevlerle mücadelede gösterdiğiniz azim bizleri gururlandırdığı kadar da umutlandırdı.

Bu ülkede kötü giden birçok şeye rağmen verilen mücadele bizleri duygulandırdı.

Arabasına su, yiyecek, ayran doldurup yangın bölgesine akın eden insanlarımız oldu.

Sizler ne güzel insanlarsınız öyle...

Sizler bu toprakların yüz akısısınız kirlenmemiş yüzlerisiniz...

Hepiniz, yüzü isli ekiplerin yüreklerine su serptiniz onları onore ettiniz...

Kimisi de kazma küreğiyle geldi..

Özel şirketler, vatandaşlar, su tankerleri kimin elinden ne geliyorsa hepsinin tüm imkanlarını ortaya koyması bizleri gerçekten çok mutlu etti.

Siz bakmayın klimanın altından yorum yapan eksiklikleri sayan, eleştiren ve her şeyi çok bilen tiplere..

Orada neyin eksik olduğunu sizden çok o alevlerin içine giren bilir.

Ha sorunlar var mıydı?

Elbette vardı. Bunlar dile getirilecek ve çareler ancak bundan kaçış yok.

,İnsan kaynaklı bir yangın çok büyük bir alanın kül olmasına sebep oldu.

Bu işten anlayanların ortak düşüncesi eğer mucizevi yağmur olmasaydı bu felaketin önüne geçmek çok zordu.

Hem arazi şartları hem de rüzgarın etkisi söndürme çalışmalarını olumsuz yönde etkiledi.

Özellikle karadan müdahale böyle büyük yangınları tamamen kontrol altına almada yeterli olmuyor.

Hava desteği oldukça önemli ve bu konuda zayıfız.

Yangın söndürme uçağı ve helikopterlerine kesinlikle ihtiyacımız var.

Gerekirse toplumsal bir kampanya ile hava gücümüzün geliştirilmesi gerekiyor.

Bakın son Marmaris yangınında 4 bin 500 hektar kül olmuş. Mersinlik yangınında ise 20 bin Hektarlık bir alanın kül olduğu söyleniyor.

Marmaris'teki yangına 20 helikopter, 14 amfibik uçak, 220 arazöz ve 2 İHA 20 TOMA ve 55 iş makinesinin destek verdiğini açıkladı.

Peki bizdeki yangına kaç uçak kaç helikopter kaç arazöz müdahale edebildi...

Ülke olarak Türkiye'deki gibi imkanlara sahip olmamız beklenemez ama en azından ilk müdahale için KKTC'de sürekli konuşlu uçak ve helikopterlere ihtiyacımız var.

Daha çok yangın söndürme araçlarına ve personele ihtiyaç var!

Mersinlik yangınına yönelik eleştirileri olan çokbilmişler yukarda verdiğim rakamları tekrar okusun ve sonra buradaki ekiplerin nasıl bir mücadele verdiğini bir kez daha düşünsün...

***

Yangın söndürmede görevli tüm ekiplerimizin azmi, halkımızın duaları ile görülmemiş bir şekilde yangın bölgesine m2'ye 14 Kg yağmur yağdı.

Şükürler olsun Tanrı bizimleydi...

Bu konuyu bile sulandırmakta geri kalmadık.

Yaratan mı yağdırdı yağmuru, tabiat ana mı?

Ateistler ne dedi, inananlar ne dedi...

Şükredelim arkadaşlar.

Yangını hızla yayan rüzgarı da veren, onu söndüren yağmuru da veren Allahtır.

Biz kendi işimize bakalım. Önlemimizi tedbirimizi alalım.

Yaratan yarın o yağmuru vermez bütün adayı yakarız bu sefer...

Bu yangın bize bir kez daha gösterdi ki bir yangın başladı mı onu söndürmek çok zor.

Asıl mesele tedbir alıp yangın çıkmamasına çalışmak.

Bu yangını çıkaranlar belli mi?

Evet belli!

Şimdi bu konuda ihmali olanların cezalandırılması ve bundan herkesin ibret alması gerekiyor.

Yanan binlerce ağacın acısını suçluların hak ettikleri cezayı alması ve yerine yenilerinin dikilmesiyle hafifletebiliriz.

Yanan arazilerin yerine otel falan yapılacak birilerine peşkeş çekilecek gibi iddialar ortalıkta dolaşıyor.

Ne o yanan ağaçlarımızın nede yüzü isli alın teriyle o ağaçları kurtarmak için canını ortaya koyan ekiplerimizin hakkını yedirmeyiz.

Gözümüz kulağımız üzerinizde.

***

Yangın sırasında hem vatandaşı hem de basın çalışanlarını zora sokan bir olay daha yaşandı.

Gerçi bu her afet sırasında başımıza geliyor.

Yangının durumuyla ilgili doğru ve güvenilir bilgiyi alma konusunda sıkıntı yaşandı.

Bir açıklama yangın kontrol altında diyor diğeri yerleşim yerleri tehlikede...

Ya da yangınla ilgili tekbir haber bile yok...

Bu tür durumlarda halkın doğru bilgilendirilmesi şarttır!

Bu da basın yoluyla olur.

Bu konuda Afet ve Acil Durum Yönetimi Komitesi'nin bir sözcü belirlemesi ve tek ağızdan yangının seyri ve ihtiyaçlar hakkında bilgilendirme yapması gerekiyor.

***

Yangın sırasında ekipler birbirine mobil hatlar üzerinden aramakta güçlük çektiler. Mobil baz istasyon kurulduğu halde yetersiz kaldığı söyleniyor. GSM operatörlerimizin alt yapılarını daha da geliştirmeleri gerekiyor. Normal şartlarda bile oldukça zayıf olan mobil iletişim afet zamanlarında daha da berbat bir hal alıyor.

Öte yandan yangına müdahale eden sahadaki ekiplerin yanında lojistik destek sağlayan ekipleri de unutmayalım. Onlarda bu mücadelenin görünmez kahramanlarıydı.

Şimdi günahıyla sevabıyla tüm bu süreci iyi okuyup ders alma vaktidir.

95 yangınından beri yüz binlerce ağacımız kül oldu.

Artık tek bir ağacımızı bile alevlere bırakamayız.

Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız.

Yangın söndürme araçları, hava araçları ve personel…

Ne gerekiyorsa hem devlet hem halk taşın altına elini daha çok koymalı...

Lütfen şunu bir kenara yazalım artık!

İnşallah ile maşallah ile bu işler şimdiye kadar olmadı bundan sonra da olmayacak…

Özellikle ormanlar konusunda kaderci olma lüksümüz hiç yok!

Dersimizi aldıysak ne ala…

Aksi halde bundan böyle felaketin her türlüsü bizi beklemektedir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Yusuf YEŞİLLEME, Devlet Emlak Dairesinin yeni müdürü olarak yaptığınız casinodaki makine ve canlı masa sayılarına denetlemelerde raporları günah diye içeride değil dışarıda yazıyormuşsunuz. Yahu mademki oynamıyorsunuz görev başındasınız günah bunun neresinde Allah aşkına!

Sayın Mehmet ERTEPINAR, Harleyciler olarak zamlara karşı eylem yaptınız ancak ha keşke bunun yerine yangının en alevli olduğu o saatlerde siz de kazma kürek alıp motorları dağlara vursaydınız daha hayırlı bir iş yapmış olacaktınız değil mi?

Sayın Cemil KARZAOĞLU, son orman yangınında bazı muhalefet milletvekilleri şahsınıza karşı ağır suçlamalarda bulundular, hatta sizi ormanları sevmemekle itham ettiler. Bu konuda cevap hakkınız doğdu çok da gecikmeden kamuoyuna bir açıklama yaparsanız iyi olacak!

Sayın Ahmet SOYALAN, yangının çıktığı bölgeye çok yakın kenevir tarlalarının olduğu yönünde bir takım ihbarlar yapılmaya başlandı. Narkotik ekiplerini bu bölgeye yönlendirip detaylı bir soruşturma yapmalarını sağlamanız isteniyor…

Sayın Anıl KAYA, DAÜ VYK üyeliğiniz şimdiden hayırlara vesile olsun, mademki öneri yapıldı artık gerisi de muhakkak gelecektir inşallah. Ülkenin en güzide okuluna katkılarınızın büyük olacağından kuşkumuz yoktur…

Sayın Turgay AVCI, YÖDAK üyesi hakkında diploma tartışmaları devam ederken biraz da panik havası içinde medya kuruluşlarını gezmeye başlamışsınız. Bir de şu olmayan diplomayı götürüp gösterseydiniz ha keşke, en azından bir skandalı sonlandırmış olurdunuz!

Sayın Ünal ÜSTEL, ülke başbakanı olarak hiç gecikmeden yaşanan yangında ortaya çıkan eksikliklerin temini için bir ekip kurup ihtiyaçların belirlenmesi ve sonra da temin edilmesi konusunda inisiyatif üstlenmeniz bekleniyor. Hele de 25 yıllık yangın araçları artık kesinlikle hurdaya çıkarılmalı…

Sayın Erkut ŞAHALİ, yangın anında Orman Dairesi hakkında yaptığınız suçlamalar sanki de biraz ağır gibi geldi bize. Eğer elinizde bilgi ve belge varsa da hemen bugün bunları polise bildirin ki suçlamalar havada kalmasın!

Sayın Ertuğrul TOROSLU, korkunç yangın esnasında yaptığınız organizasyonlar ve açıklamalarınız bir yana canınız pahasına bölgeden ayrılmayarak kamuoyunun önünde hayli iyi puan topladınız, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Dursun OĞUZ, yangında verdiğiniz mücadele ile taktir toplarken şimdi Allah’ı ve peygamberi işe karıştırmadan başta orman dairesi olmak üzere büyük değişimlere imza atmanız bekleniyor. Bu sefer şanslıydık bir dahaki sefere daha fazla hazırlıklı olmak gerek değil mi?