İş kazaları ülkemizde özellikle son yıllarda bir artış eğiliminde .Çalışma Bakanlığının çalışmalarına  rağmen kazalar durmak bilmiyor.

Üstüne üstlük artıyor. Kazalardan sonra ise Müteahhitlerin, Taşeron ve mal sahiplerinin suçlanması ise işin kolay yolu seçiliyor.

Görünen o ki biryerlerde birşeyler eksik yapılıyor.Birşey gözden kaçıyor.

İnşaat sektörü doğası gereği yüksek kaza riski taşıyan bir sektör . 2008-2012  yılları  arasında  KKTC de yılda ortalama  olarak  253  iş  kazası  yaşanmış  ve  bu kazaların  ortalama  85   tanesi  inşaat  sahalarında gerçekleşmiş.Bu  inşaatlarda yaşanan  iş kazalarının yaklaşık 2-3%’ü de  ölümle sonuçlanmış.

2007 – 2018 yıllarını kapsayan 11 yıllık sürede ülkede yaşanan toplam iş kazası sayısı 2 bin 543, yaralanan işçi sayısı 2 bin 489, ölen işçi sayısı ise 71.

Çalışma Bakanlığının haberi varmı bilemiyorum ama 2014 yılında yayınlanan bir  çalışma var. Sayın Bakan Zeki Çelerede faydası olabilecek birçok tesbit olduğuna inanıyorum.Bir gözatmasını tavsiye ederim.

Makalenin ismi ;KKTC’de İş Kazalarının Genel Analizi ve İnşaat Sektöründe Durum: Çalışanların Eğitim ve Kültür Seviyelerinin İş Kazalarına olan Etkileri

Çalışmayı Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile Doğu Akdeniz Üniversitesi,İnşaat Mühendisliği Bölümü müşterek yapmış. Amaç bu kazaların sebeplerini belirlemek ve ona göre çare üretmek.

Çalışma hem sektörde çalışanlara hemde bu ölümlü kazalara çare üretmekle mükellef olan ilgili Bakanlığa yol gösterir nitelikte.

Yapılan  araştırmada son 20 yılın ölümlü iş kazası raporları ayrı ayrı incelenerek, inşaat sahasında yaşamını yitiren çalışanların yaşı, cinsiyeti, doğup büyüdüğü yer, eğitim durumu, meslekteki tecrübesi, mesleki eğitim alıp almadığı, sosyal çevreleri ve yaşam şekilleri  gibi, kişilerin  bilgi ve  kültür seviyesini ortaya   koyacak faktörler  tesbit edilmis.  Bu  faktörlerin iş  kazalari üzerindeki etkileri  istatistiksel olarak  çalışılmış.

Ayrıca, şantiyelerde çalışan farklı kültür seviyelerindeki kişiler ve bu kişilerin yakınları ile bir anket çalışması yapılarak, farklı kişilerin iş sağlığı ve işçi güvenliği düzenlemelerini nasıl algılayıp nasıl uyguladıkları konusu araştırılmış.

Çalışmada özellikle iş güvenliği ve işçi sağlığı (İGS)yönetim sisteminden bahsederken şöyle diyor.

Literatürden edinilen bilgiler, iş kazalarını önlemek için başarılı bir İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı (İGS) yönetim sistemine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeker. Ancak, uygulamaya sokulacak İGS yönetim sisteminin konuda   hedeflenen   iyileşmeyi  sağlayabilmesi  için  çalışanların   yapılan   bu düzenlemeleri  algılayabilmesi,  benimsemesi  ve   uygulaması  ciddi   önem taşır. Buda calışanların kültürleri ile doğrudan ilgilidir diyor.

Sonuçlar şaşırtıcı ;

Analiz  sonuçlarına  bakıldığında,  inşaat  sektöründe  kaydedilen  toplam  34  ölümlü  iş  kazasının  18 tanesinin Yüksekten  Düşme,  6  tanesinin  Elektrik Akımına Yakalanma, 5 tanesinin  Araya  Sıkışma  2  kişinin  Trafik   Kazası  ve   2  kişinin  de  Düşen   Cisimlerin Çarpması  sonucu   yaşandığı  görülür.   Bir   işçinin  de   liman   inşaatı  sırasında   Denizde Boğulma sonucu öldüğü kaydedilmiştir.

Çalışmada,  ölümlü  kazalarının  haftanın  hangi  gününde  yaşandığı da  incelenmiş.

 Bu inceleme sonucunda,  en çok  kazanın yaşandığı Çarşamba  günü 8,   Cumartesi  günü 6,Pazartesi  ve Cuma günleri  5’er,  Salı ve  Perşembe günleri  4’er,  ve  genelde tatil  günü olarak kabul edilen Pazar günü de 1 iş kazasının yaşandığı saptanmıştır.

Çalışılan bir diğer konu da, kazaların yıl içerisindeki dağılımıdır. Kayda giren ölümlü kazalarının aylara göre dağılımına bakıldığında, en yoğun kaza yaşanan ayın toplam 7 kaza ile Nisan ayı olduğu görülüyor.

İnşaatlarda  yaşanan  ölümlü  kazaların  büyük   bir  bölümünün

mesai başlangıcından hemen sonra, öğle arasından hemen önce veya hemen sonra, yada mesai bitiminden hemen önce yaşandığıda bir başka tesbit.

 Çalışma kapsamında, esasa hedef olarak nitelendirilebilecek  bulgulardan biri iş kazası ve kazazedelerin kültür seviyesi arasındaki ilişki konusudur. Halen devam eden çalışmada, iş kazası-kültür   ilişkisi   ile   ilgili  olarak,   önemli   sayılabilecek   bulgulardan   biride kazazedelerin  mesleki  eğitim  durumları  ile  ilgili  olarak   yapılan  saptmalardır.

 Yapılan saptamalar,  34  kazazededen  12 tanesinin  mesleki  eğitim alıp almadığı ile  ilgili olarak herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı yönündedir.

Buna ek olarak, Eğitim durumları ile ilgili bilgiye  ulaşılan  22   çalışanın   20   tanesinin  hiçbir   şekilde   bir   mesleki  eğitime   tabii tutulmadıkları yönündedir.Sadece 2 kazazede mesleki konularda eğitim almış.

Sonuça geldiğimizde durum aynen şu şekildedir.

Ülke genelinde son 20 yılda yaşanan ölümlü iş kazalarının sektörel dağılım anlamında  genel  durumuna  bakıldığında  inşaat sektörünün  ciddi  bir   farkla  diğerlerini geride  bıraktığı  görülüyor.  Bunun  en  önemli sebeplerinden  birinin  sektörel çalışmaların doğasında barındırdığı tehlikeler  olduğu  düşünülmekte.

Diğer  ülkelere  bakıldığında inşaat sektörü  yine en tehlikeli sektörler   arasında bulunmakta ancak bu kadar ciddi  bir farka rastlanmamakta.

Düşünülen  şu ki,  Kıbrıs’taki farkın  bu boyutta   olmasının bir sebebi çalışanların eğitim seviyesinin diğer sektörlere göre daha düşük olması, bir diğeri ise inşaatlarda çalışan işçi sayısının diğer sektörlere göre daha fazla olmasıdır

İnşaatta yaşamını  kaybeden   22   çalışandan   20   tanesinin  mesleki  eğitim  almamış  olması  bu düşünceyi destekler vaziyettedir.

Mesleki  eğitime  sahip  olan  çalışanların  birinin İnşaat Mühendisi bir diğerinin de teknisyen olması ise, kazada yaşamını yitiren hiçbir işçi veya ustanın mesleki eğitim almadığını gösterir.

İnşaatlarda   yaşanan   ölümlerin   diğer   sektörlere   oranla   bu   kadar   fazla   olmasının çalışanların eğitimsizliğinden  kaynaklandığını destekleyen bir diğer bulgu  da   yüksekten düşme  vakaları incelendiğinde görülür.

 Yüksekten  düşme  nedeniyle yaşanan ölümlerin kaza   tahkikat   raporları  incelendiğinde,  hemen   hemen  hepsinin  eşikte  veya  iskelede tamamen  tedbirsiz  bir  biçimde  çalışırken  yaşandığı  anlaşılır.

Tüm   bu   tespitler   çalışanların  inşaat   alanında çalışırken aldıkları bazı kararların sonuçlarını düşünemeyecek durumda olduklarına veya kaderci bir yaklaşımla bunu düşünsede kaderine razı olduğuna işaret eder.

 Bu durumda yukarda   tanımı  yapılan   kültür   seviyesi   yüksek   ve   farkındalık   sahibi   bir   bireyden beklenmeyen bir davranıştır.

Bir İnşaat Mühendisi ve sektörün içinden biri olarak Israrla ‘’Tak oğlum emniyet kemerini yoksa işi bırak git ‘’dediğim .Ben inşaattayken takan ama 1 saat ara ile yaptığım kontrollerde kemerini çıkaran onlarca örnek sayabilirm.Her çalışanın başına onu kontrol etmesi için birinide dikseniz yinede işin başı eğitim.