Bir genelleme yaptığımızda aslında ülkede yaşanan sorunlar için köklü çözümler arayan filan yok…

İnsanımız yine karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş durumda!

4’lü hükümeti isteyenler ve hemen gitmesini isteyip koltuğa bir kez daha talip olanlar…

Hükümete mensup liderler ‘bu hükümet 4 yıl gidecek’ dedikçe muhalefet küplere biniyor!

Çünkü muhalefet etmek onlara zor geliyor…

İlla ki koltukta olacaklar, illa ki yöneten rolünü üstlenecekler!

Onun için mecliste nisap sağlansın istemiyorlar, nisabı sağlayanı da eleştiriyorlar…

Aksine nisabı sağlasalar yapıcı muhalefet yapacaklar ama işte gelin görün ki illa ki iktidar olmak var gönüllerinde!

Nisabı sağlayanları eleştirerek de samimiyetsizliklerini ortaya koymuş oluyorlar…

Tamam bu hükümet ortakları seçim öncesi fazlasıyla atıp tutup seçmenden oy istedi ama…

Bu konuda hesapta olmayanları da göz önünde bulundurmak gerek!

Yani insaflı olmak…

Sert muhalefetten daha ziyade ülkede yaşanan çok ciddi sorunlara birlikte katkı koymak!

Bunu yaparlarsa bir yerleri mi eksilir?

Aksine daha da fazla göze girerler…

Ama bizde muhalefet anlayışı böyle bir şey işte!

Gelen de aynı giden de…

Maksat ülke insanının çıkarları değil, partisel ve bireysel menfaatler ön planda!

İktidar olanlar muhalefetteyken dediklerini, muhalefette olanlar da iktidardayken yapamadıklarını ansızın unutuveriyorlar…

Al birini vur ötekine misali!

Yaşanan olumsuz koşullarında etkisiyle 4’lü hükümet ilk 100 gün içinde pek fazla göz doldurmadı…

Zaten hükümet programına da bakarsanız bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz!

Sıkıştıkça eski hükümeti suçlayarak kolaycılığı seçtiler…

Hatta akaryakıt zammında bile!

Tamam da zaten bir çok suçlamada bulunarak iktidar oldun…

Artık şikayet değil icraat yapma zamanıdır!

İlk 100 gün içinde çok bir şey yapamamış olabilirsin ama bunun daha ikinci bir 100 günü de daha var…

Elinizde sihirli değnek olmadığını zaten sessiz çoğunluk ve taraf olmayanlar da biliyor!

Yap planını projeni bunu anlat sıkıntı çeken vatandaşa…

Sonuçta gerçek halk iradesi onlar başkası değil!

Bir basın mensubu değil de sade bir vatandaş olarak bakmak isterim konuya…

İlk 100 günde genelde yine çok laf vardı!

Bunların icraata dönüşmesi ikinci 100 günde gerçekleşir mi, bunu tartışmak sorgulamak gerek…

Döviz böyle giderse elbette zor ama işte hükmet olmak da çare üretmektir, yaraları pansuman etmek demektir!

Bu arada biz sade bir vatandaş olarak bu hükümetin iyi niyetli olduğuna inanmak istiyoruz…

Çünkü başka bir alternatifimiz de yoktur ki!

Bir kısım vekili bir kenara koyuyoruz ama çoğunluk iyi niyetlidir, vatandaşın refah seviyesini yükseltmek için gayretlidir ama şartlar buna engel olmaktadır…

Ama şu ayırdığımız bir kesim var ya!

Onların da sadeci intikam duygusuyla yanıp tutuştuğunu görmemek sadece saflık olur…

Sonuç olarak;

Bu hükümete ikinci bir 100 gün vermek en doğrusu olacaktır…

Bir şekilde ağır aksak da olsa, bazı acemilikler nedeniyle hatalar da yapılsa, verdikleri sözlerin büyük bölümünü tutmamış da olsalar ikinci ve son bir şansa ihtiyaçları vardır!

Zaten bunda da başarısız olurlarsa sonrası tufan olacaktır…

“Takdir bekleriz…”

"Hint Keneviri 18. Ve 19 yy da mucize bitki olarak adlandırılan bir bitki idi. Amerika’da ekilmesi mecburi idi. Hint Keneviri bir ilaç hammaddesidir. Yaklaşık 250 civarında hastalığın ilaç yapımında kullanılır.sanayide de kullanılır.

 Mesela kenevirden elde edilen plastik çevre dostudur. Bir kaç ay içinde toprak olur. Oysa şu anda petrolden elde ettiğimiz plastik çevre düşmanıdır. 10 dönüm kenevirin çıkardığı oksijen 25 dönüm ormandan daha fazladır. 10 dönüm kenevirden elde edilen kağıdı binlerce ağaçtan ancak elde edersiniz.
Peki bu mucize bitki niye yasaklanmıştır. Bunu petrol tröstlerine sorun. Tam bir Amerikan Emperyalist oyunu ve algı operasyonudur. Büyük petrol sermayesi bu bitkiyi yasaklayarak kendilerine alan açmışlardır. Meseleye bu açıdan bakmak gerekirken uyuşturucu meselesi olarak bakmak yanlıştır..." dedim.
Ayrıca biz Hükümete baston değneği değiliz. Sorumlu muhalefetin gereğini yapıyoruz. Tekdir değil takdir bekleriz...”

(Erhan ARIKLI)

Sadece Merak İşte?

CTP aday gösterecek mi?

Özellikle de CTP’li arkadaşlar sorunca şaşırıyoruz…

CTP yere seçimlerde Lefkoşa’dan aday gösterecek mi göstermeyecek mi?

Niye bana soruyorsunuz ki diye cevaplayınca;

“Sen bilirsin” diyorlar!

Yok arkadaş ben böyle gaza gelmem, bu soruyu bana değil parti yetkili kurullarına soracaksınız…

Ortada alınmış bir karar var!

Lütfen bu sorularla beni bunaltmayınız…

14.30’a kadar çalışan var mı?

Sağlık Bakanlığı yerinde bir kararla devlet hastanelerinde hekimlerin 14.30’a kadar hasta bakma kararı aldı…

Doğru yaptı ama!

Bu konuda son günlerde gelen sorular da artmaya başladı…

Hastanelerde kaç doktor saat 14.30’da kadar kalıyor diye!

Muhatap biz değiliz ama aldığımız duyumlara göre çoğunluk erken saatlerde sıvışıyor…

Plaja giriş ne kadar?

Son günlerin en çok konuşulan konularının başında geliyor…

Plajlara girerken ne kadar ödeyeceğiz diye!

Ortada Girne Kaza Mahkemesi kararı var ya…

Genelde yorumlar o karara göre yapıyor!

Yani bir kalabalık aile 1 TL ödediği vakit cümbür cemaat plajlardan yararlanabilir…

Vatandaş soruyor da yanıt veren yok!

Bakanlık sus pus olmuş durumda…

Yılandan korkmayan var mı?

Yaz mevsimi ile birlikte yılanlar da artık arazide görülmeye başlandı…

Hatta artık sadece kırsalda değil de kent merkezlerinde de cirit atıyorlar!

Bu arada tartışma şu;

Yılanlar öldürülsün mü öldürülmesin mi?

Bu konuda ciddi tartışmalar bile yaşanıyor…

Yılandan zarar gelmez diyenler bir yanda, görürsem hiç acımam öldürürüm diyenler diğer tarafta!

Kamu-İş’in akıbeti ne olacak?

KKTC bir ilk yaşandı ve ülkede en fazla üyeye sahip bir sendika yönetimi savcılığın da görüşüyle Maliye Bakanlığı tarafından görevlerinden alındı…

Şimdi çok ciddi bir kaos yaşanmaya başladı!

Bundan sonra ne olacak diye soruyor herkes birbirine…

Sendikanın hesabında çok yüksek bir meblağda para olunca gözler artık kara mercilerinde!

MESAJ KUTUSU

Sayın Zeki ÇELER, Kamu-İş’de şok etkisi yaratan görevden almalar yaşandıktan sonra bakanlığınızın hem de çok acil olarak buraya geçici bir yönetici atamanız bekleniyor. Bu arada yönetimde yaşanan kavganın boyutlarının görünenden çok daha büyük olduğunu ve bunun da rant meselesi haline dönüştüğü iddiaları da gelmeye başladı!

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, genel seçimlerden az bir süre önce yönetiminde bulunduğunuz Koop-Bank’ın UBP’li iki vekil arkadaşa 315 bin sterlin kredi verdiği ve bu kararda bazı yanlışlıklar olduğu iddia edilmeye başlandı. Konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmekte yarar görüyoruz!

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele kıyılarında yapılan bazı inşatların izinsiz yapıldığına dair mesajlarınız gelmeye başladı. Hoş seçim öncesi her türlü şikayet mubah sayılır da en iyisi sizden bir resmi açıklama yapılması olacak sanki değil mi?

Sayın Tolga ATAKAN, anayollarda bulunan içki reklam tabelalarını kaldırma kararınız kamuoyunda büyük memnuniyetle karşılandı. Çok önceden yapılması gerekirdi ama size nasip oldu tebrik ederiz…

Sayın Ersin TATAR, UBP genel başkan adaylığı konusunda bundan bir süre önce geri atmanıza rağmen yeniden fikir değiştirerek adaylığınızın kesin olduğunu söylemeye başlamışsınız. Muhakkak birileri damarınıza basmıştır değil mi?

Sayın Ali KİŞMİR, bir süredir günlük köşe yazılarınızın Afrika’da yer almaması gözlerden kaçmamış olacak ki vatandaş sormaya başladı! Hayırdır araya bazı kara kediler filan girmedi değil mi? Okuyucuyu çok da merakta bırakmamak gerek!

Sayın Erhan ARIKLI, muhafazakar bir parti olarak hint keneviri konusundaki açıklamalarınız kamuoyunda  resmen bomba etkisi yarattı diyorlar. Bakalım ilk parti meclisi toplantısında partili kurmaylar nasıl bir görüş ortaya koyacaklar?

Sayın Erman ÇİTİM, bir mübarek Ramazan Ayı daha yaşanırken bu kez faza sessiz kaldığınız yönünde sitemler yapılmaya başlandı. Zira ada genelinde yardım paketi bekleyen çok sayıda aile hareket ve bereket görmek istiyor, bizde iletmesi!

Sayın Sedat AVCAN, dün ciddi bir trafik kazası geçirdiğinizi ve hafi de olsa yaraladığınızı üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun en kısa zamanda acil şifalar dileriz. Artık şu motosiklet sevdasını bir masaya mı yatırsanız acaba?

Sayın Mahmut ÇANKAYA, siz bir bebek beklerken ikizlerin müjdesini alınca ayaklarınızın yerden kesildiği söyleniyor. Cinsiyetlerini hala göstermemeleri de heyecanı artırıyor değil mi? Sağlıklı olsunlar da gerisini ne önemi var değil mi? Şimdiden tebrik ederiz…

Sayın Çetin SADELİ, yerel seçimlere en hızlı başlayan aday olarak anılmaya başladınız. Özellikle hastane ziyaretlerinde gördüğünüz ilgi nedeniyle ye bir hayli mutlu olduğunuz söyleniyor. Hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Moran AÇIKADA, siyaseti fazlasıyla seven birisi olarak artık aktif siyasetten tamamen çekildiğiniz açıklamanız belli ki ciddi haya kırıklığının da bir göstergesi oldu diye konuşuluyor. Gelen de giden de aynı meselesi değil mi?

Sayın Akay CEMAL, geçmişte uzun yıllar Vedia Barut’ın can dostu olduğunuzu onun ölümünden sonra da göstermeniz dikkatlerden kaçmıyor. Ha keşke onun gibi Kıbrıs Türküne mal olmuş değerleri genç nesil de tanıyabilseydi. Ruhu bir kez daha şad olsun!

Sayın Mustafa AKYÖN, geçtiğimiz hafta sonunu sanırız sizden daha sıkıntılı geçiren bir kişi daha yoktur. Minik Berk’imize büyük geçmiş olsun diyoruz. Allah kimseye evlat acısı göstermesin inşallah…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, yerel seçimler nedeniyle hazırladığınız sosyal konut projesi özellikle bölgede gençler arasında memnuniyetle karşılanmış diye duyduk. Eğer bunu vatandaşa inandırabilirseniz seçimler de garanti diyorlar…