Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Yönetim Kurulu olarak, bazı kesimler tarafından dillerde dolaştırılan ‘’1 Ağustos’tan sonra sağlıkta kaos çıkacak’’ söylemleri, son günlerde yerini yine Sağlık Bakanlığı ve Tıp-İş arasındaki, adeta kendi konumlarını korumaya yönelik ateşkes görüşmelerine dönüştüğünü ibretle takip etmekteyiz. Bunun en somut örneği ise, geçtiğimiz günlerde Tıp-İş Başkanı imzası ile Sayın Sağlık Bakanı’na iletilen yazıda, kamu hastanelerinde görev yapan sadece klinik şeflerinin maaşlarının, ülkemizdeki en yüksek dereceli hakim maaşına eşitlenmesi ve kamu hekimlerinin illegal olarak çalıştırdıkları özel kliniklerinin, sembolik bir ücretle sözde ‘’kamulaştırılması’’ gibi yasal dayanağı olmayan tekliflerdir. Bu son gelişme ile, daha düne kadar, kamu hastanelerinin uygunsuz ve yetersiz koşulları, yetersiz özlük hakları, göç yasasından etkilenen genç hekimlerin mağduriyetleri gibi nedenleri bahane göstererek, kameralar önünde ve manşetlerde grev söylemlerinde ve eylemlerinde bulunan Tıp-İş Başkanı ve arkasındaki akillerin gerçek niyetlerinin aslında ne olduğu net bir şekilde bir daha gözler önüne serilmiştir. Hastaya hekim seçme hakkının verildiği ve hekimlerin eşit şartlarda çalışabildiği bir sağlık sistemini savunan KTSÇHB olarak, ‘’ikinci iş’’ kaybını içselleştiremeyen, sağlığın rantçı kesiminin, bu ve buna benzer tüm hamlelerine yasal zeminden ayrılmadan bundan önce olduğu gibi bnundan sonrada misli ile karşılık vereceğimizin, konunun tüm muhatapları tarafından bilinmesini isteriz. Bir diğer husus da, son günlerde, kamu hekimlerinin, kamu hastanelerindeki performansları ile ilgili olarak, KTSÇHB yönetim kurulunun vermiş olduğu Sağlık Bakanlığının resmi istatistik verilerine, kamu hekimlerinin temsilcisi olan Tıp-İş Başkanı ve bazı kamu hekimlerinin gerek basın ve gerekse sosyal medya üzerinden gösterdikleri tepkilerdir. Bugüne kadar her zaman belgeler ışığında açıklamalarda bulunmuş bir birlik olarak, Sayın Tıp-İş Başkanı’nı seçim meydanlarında miting yapar tarzda konuşmak yerine belgeleri ile kamu hastanelerindeki uygulamaların istatistiklerini kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyoruz. Şayet kendileri paylaşmazsa önümüzdeki günlerde tüm verileri kamuoyu ile paylaşacağımızı ilan ediyoruz. Tüm bu gelişmelerin neticesinde, KTSÇHB olarak gözlemlerimiz, Tıp-İş’in, kamu hekimlerinin ikinci iş yapmalarının, Yüksek İdare Mahkemesi tarafından kalıcı ve geri dönüşümsüz olarak yasaklandığı gerçeğini içselleştiremeyerek, ya mahkeme kararını sulandırma ya da bu kararı delme girişimlerinde bulunma çabalarına ısrarla devam etmeleri ve Sağlık Bakanlığı’nın da, bu konuda kesin ve net bir tavır hala sergileyemiyor olmasıdır. Hal böyle iken, KTSÇHB olarak Tıp-İş’i, Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararına saygı çizgisinin ötesine geçmemeyi, Sağlık Bakanlığı’nı da, sadece çıkarılması gereken yasalara yönelik gayretlerini sürdürmeye davet ediyoruz. Yüksek Mahkeme’nin vermiş olduğu 1 Ağustos 2017 tarihinden önce de bir şikayet yapılması durumunda, gerekli yasal işlemlerin başlatılabileceğinin mümkün olduğunu, her iki tarafa da hatırlatırız. 22 Mayıs 2017 Pazartesi tarihine kadar gerek Sağlık Bakanlığı ve gerekse Tıp-İş Yüksek Mahkeme’nin kararına muhalif tavırlarını terk etmedikleri takdirde, KTSÇHB yönetim kurulu olarak 3 Mayıs 2017 tarihinde yapmış olduğumuz olağanüstü yönetim kurulu toplantımızda oybirliği ile almış olduğumuz karar gereği, 1 Ağustos 2017’yi beklemeden, temsiliyet gücü olan Tıp-İş Başkanı ve Kamu Hastanelerinin Klinik Şefleri’nden başlamak üzere, ikinci iş yapan tüm kamu hekimleri ile ilgili olarak, Sağlık Bakanlığı, Kamu Hizmetleri Komisyonu Başkanlığı ve Ombudsman’a gerekli başvuruları yapacağımızı tüm kamuoyu ile paylaşırız. Son olarak, KTSÇHB Yönetim Kurulu olarak, Sayın Sağlık Bakanı’nı ve Tıp-İş Başkanı’nı, sağlıkla ilgili tüm güncel gelişmeleri, belgeleri ile birlikte bütün kamuoyu ile paylaşmak üzere, herhangi bir medya kanalında tartışmaya davetimizi ısrarla yinelediğimizi de hatırlatırız. Saygılarımızla Dr. Remzi Gardiyanoğlu K.T. Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı