KKTC Meclisinde hala 1964'de Kıbrıs Cumhuriyeti Bakanlıklarına dönmeyi reddetmemizin büyük bir hata olduğunu düşünen Milletvekilleri var.
Böyle düşünenler içinde o günleri yaşamayanlar yanında bir fiil yaşayanlarda olması oldukça düşündürücü.
Ben 1974 de 7 yaşındaydım.
Savaşı bir çocuk olarak yaşadım.
Havada ıslık çıkararak etrafımıza düşen havan mermilerinden duyduğumuz korku hala bugün gibi aklımda.
Top atışlarından korunmak için ailemle birlikte saklanmış olduğumuz Malyalının sinemadan çıkarken ellerimizi havaya kaldırarak çıkışımız, yol kenarına dizilmiş palikaryaların soğuk bakışları Berber Macitin dükkanının önünde makineliyi bize doğrultarak kurup tetik düşüren askerlerin halleri bir çocuk için iyi hatırlar olmasa gerek.
Biz esir düşerken adanın başka bir yerinde bizimle ayni yaştaki çocukların katledilişini öğrenince ister istemez insanın aklına ayni akıbeti yaşayabileceği geliyor.Yıllar sonra bile bunu sorgulayıp Türk Askerinin adadaki varlığının önemini hissedebiliyorsunuz.
Tüm bunlardan belkide daha acı günleri yaşayan.1950 -55 leri , 1960 - 64 olaylarını bir fiil yaşayanların hala daha Rumlarla birlikte ortak vatan hedefi diye tutturmalarını anlamak mümkün değil.
Barış adı altında böyle bir birlikteliğin çokta uzun süremeyeceğini bu birlikteliğin idamesinin Türk ve Rum halklarının elinde olmadığını dış güçlerin kontrolünde olacağını görememek akıl tutulması olsa gerek.
Bıraktım Kıbrısı ,
Avrupanın orta yerinde bir sabah kapı komşusu Boşnakları öldürmeye başlayan Sırpları,Serebnenitsada olanlara bakmaları yeterli.
Kıbrısın son 4000 yıllık tarihinde neler yaşandığı bilgisine sahip olanların bu birlikteliğin zorluğunu anlamalarına yardımcı olacağını düşünüyorum.
1964'de Rum Başkan Glafkos Kleridesin Temsilciler meclisine giden Türk Milletvekillerine "ben sizin güvenliğinizi artık burada sağlayamam" sözleri sanırım yalan değil.
Israrla Kıbrıs Cumhuriyeti devleti kurumlarında işine gitmek isteyen Türk memurların isimleri hâlâ kayıplar listesinde..
KKTC meclis kütüphanesine ismi verilen Cengiz Ratipin isminin niye buraya verildiğini KKTC meclisindeki her bir milletvekilinin bildiğine inanıyorum.
Kıbrıs Adası üzerinde Türk ve Rumların birlikte yaşayabilmesi olası;Yalnız bir şartla.
İki iyi komşu gibi.Birbiri içerisine karıştırlmadan.
Bu Türkler için olduğu kadar Rumlarında arzulaması gereken bir çözüm şekli olmalı.
Çünkü Aralarına nifak tohumları ekilmiş toplumlar arasında bir gün yeniden bu nifak tohumlarının yeşertilmesi ne yazık ki jeostartejik ,jeopolitik konumdaki bu adada yaşayan toplumların elinde değil.
İki tarafın tekrardan düşmanlığı değil dostluğu arkadaşlığı yeşertebilmesi ancak bununla sınırlı.
Bunun ötesi bu ada üzerinde yaşayan taraflara korku, ölüm ve kan getirir.
Bunun aksini savunanların bu ada üzerinde böyle bir garantiyi verebilecek olanların ellerindeki sağlam delilleri görmek isterim.
Bunu önce Sayın Cumhurbaşkanının ve KKTC meclisinde görev yapan ortak vatan düşüncesinde olan Milletinvekillerinin iyice idrak etmesi ,anlaması ve tüm KKTC halkına anlatmaları gerek.Tabii Rum tarafınada.