İhale değil tezgah!

Bilindiği üzere bir süredir sağlık bakanlığının açtığı 3000 kg biyolojik larvasit ihalesini mercek altına aldık, daha önce yazdığımız ADRESE TESLİM ihale başlıklı yazımıza istinaden Biyologlar Derneği yöneticilerinden HASAN SARPTEN, den bir açıklama mesajı geldi butür ilaçların patentli olduğu ve aynı ülkede iki firma tarafından satılmasının imkansız olduğu yazıyordu bunun üzerine ihaleye kaç firmanın girdiğini araştırdık ve 3 firmanın katıldığını öğrendik bufirmaların hangi ürünler ile katıldığını öğrendiğimizde aslında bunun ihale değilde tezgah olduğu ortaya çıktı! 
Nedeni ilacın KKTC de ruhsat sahibi ve tek yetkili satıcısı olduğu bir firma varmış ruhsat sahibi firma ilacın tüm evrakları ile ihaleye giriyor… 
Ne hikmetse diğer firmada aynı ürünle aynı evrakla ve aynı ruhsatla ihaleye giriyor…
Ruhsat sahibi olan ana firma 546.000 TL aynı ürünle teklif veren yan firma 594.000 TL teklif atıyor… 
Bu iki firmadan bağımsız ve ihaleye katılan üçüncü firmanın attığı teklif ise 197.700 TL! 
Diğer iki firmaların teklifinde yaklaşık 3 katı daha ucuz teklif atıyor aslında bu durum ihaleye itiraz eden firmaların neden yaptığını doğruluyor… 
Neydi bu itirazlar… 
Tek ürün işaret edilerek ihtiyaçtan fazla ilacı değerinin 3,4 katı üzerinde alınmasıydı! 
Verilen tekliflerde bunu doğrulamaktadır… 
3 katı daha ucuz teklif veren firma yetkilileri ile görüşerek bu ürünü bir bilene sorduk bu ihalede isenilen biyolojik sınıfına giriyor mu diye… 
Aldığımız cevap evetoldu! 
Bu ilaçta istenilen ilacın aynısı fakat bu ürününde alınmaması için bürsürü  bahaneler uydurarak red edebilirler oldu. 
AŞAĞIDA BELİRTTİĞİMİZ HUSUSLARIN MUATTAPLARINA  SORUYORUZ.     1) Bu tür patentli ilaçları aynı ülkede 2 firmanın satması mümkün değil ise ikinci bir firma aynı  ruhsat ve aynı evraklarla nasıl ihaleye girip teklif atabiliyor! 2) Nasıl oluyor da aynı özellikte ürüne başka bir firma 3 katı daha az fiyat teklifi veriyor! 3) Birçok ülkede sivrisinek larva mücadelesi farklı kaynaklarda farklı ürünler ile yapılır iken  bizde yıllardır ısrarla aynı ürünle neden yapılıyor. 4) Söylenildiği gibi bu iş 10 yıldır Sağlık Bakanlığı tarafından aynı şekilde yapılıyor ise 10 yıl dan beridir 3,4 katı daha fazla para ödenerek devletin kaynaklarının boşa harcanmasının hesabını kim  verecek?
Sevgili okuyucular…
Sırf bu küçük örnek bile devlet ihalelerinde yıllardır nasıl devletin resmen soyulduğunun belgesidir!
Bir çok ihalede devletin kaynakları heba edilmektedir…
Bazı şirketlere özel ihale şartnameleri hazırlanmakta, bunda devletin çeşitli birimleri de rol almakta gerçek fiyatların kat kat üzerinde fahiş fiyatlar ortaya çıkmakta bundan birileri nemalanmaktadır!
Kaybeden hep devlet olurken, kazanan ise aracılar ve bir takım işletmeler olmaktadır…
Türkiyeli yetkililer de bunun farkında olduğu için defalarca hükümetlere bildirdiği halde değişen hiçbir şey olmamıştır!
Sonuçta güvensizlik en üst düzeyde olup, doğal olarak bazı büyük rakamlı ihaleler Ankara’da açılmak istenmektedir…
Ve biz de perde gerisinde yaşananları bilmediğimiz için safça bunlara karşı çıkar, eylem yapar, hatta boykot kararları üretiriz!
Yukarıda verdiğimiz örnekte kimin bu ihaleyi alacağının bizim için hiçbir önemi yoktur…
Bir firmanın verdiği fiyatın, üç katını birbiriyle bağlantılı iki firma vermiş olup, bir de bunun adına ‘biyolojik ilaçlama’ konulmuştur!
Oysa en az fiyat veren ilaçları da biyolojiktir ve AB standartları uydurmasıyla arzı edilen sadece fahiş ranttır…
Madem ki ülkenin larva mücadelesi elzemdir, bu ihale mutlaka sonuçlandırılmalı ve uyduruktan görüş belirtenler değil, mantık ve bilimsel doğrular ön planda tutulmalıdır!
Burada bakanlığa düşen görev, devletin çıkarlarını ve halkın sağlığını göz önünde bulunduran bir ihaleyi bir an önce, doğrular ışığında değerlendiren bir karar üretmektir…
 
 
Alt yapı fiyaskosu!
 
Uzun ve tartışmalı bir süreçten sonra Türkiye’den gelen su Lefkoşa’ya ulaştı…
Ama sevincimiz kursağımızda kaldı!
Başkent’te alt yapı resmen çöktü ve patlaklar meydana geldi…
Bakanlık yetkilileri 6 ayrı yerde patlak olduğunu iddia ederken LTB yetkilileri o kadar fazla olmadığını söylüyorlar!
Doğru olan ise şu;
Bu suyun eskisine göre daha basınçlı olunduğu biliniyordu…
Bunu kimse göz önünde bulundurmadı ve kısır tartışmalardan başka bir şey yapılmadı!
Bu gidişle kesintisiz su hayal gibi bir şey…
 
 
Merkezi Cezaevi’nde neler oluyor!
 
Öncelikle müdürlük yarışı olduğu kesin…
Birkaç isimden söz ediliyor ama çok tartışmalı bir konu bu!
Asıl önemlisi bir gardiyanı tehdit eden bir mahkumun niçin disiplin kurulana verilmediği…
Bilmediğimiz bir şeyler dönüyor Merkezi Cezaevi’nin içinde!
Yasal olmayan bir takım şeylere de devam…
Çok kısa bir süre içinde tüm detayları ile sizlerle paylaşacağız!
 
 
Son şans…Ya sonra!
 
Kıbrıs sorununun çözümü için müzakereler devam ederken hem Türkiye hem de KKTC’den ‘son şans’ açıklamaları yükseliyor…
Yıllardan beridir söylenen bir şey ama asıl merak ettiğimiz şudur!
Eğer bu görüşmeler gerçekten de çözüm için son şans görülüyorsa bundan sonraki alternatifimiz nedir…
Çözüm olmazsa Kıbrıs’ın kuzeyinde ne gibi gelişmeler yaşanacaktır!
Annan Planı’ndaki Kıbrıs Türk Devleti tanımlaması mı gündeme gelecektir…
Ya da bir tanınma!
Son şans diyenlerden bunları da dile getirmelerini bekleriz…
Özellikle de Akıncı’dan!
 
 
CTP uzaydan mı geldi!
 
Bir okur katkısı…
CTP son bir aydır sokağa indi ya!
Hükümeti eleştiriler de gırla gidiyor…
Onun için soruyor vatandaş;
CTP uzaydan filan mı geldi de hayretler içinde açıklamalar yapılıyor!
Eh artık olacak o kadar…
Çok yakında partide Tufan esecek…
O fırtınanın öncü depremleri bunlar!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Özdemir BEROVA, İngiltere’de Türk okullarında eğitim veren bazı isimlere dikkat! Bazılarının takma isimlerle sosyal medyada örgütlendikleri ve abi rolleriyle gençleri etkilemeye çalıştıkları iddia ediliyor!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Beştepe’deki görüşmelerde özellikle bir bakanın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından fena halde terletildiğini duyduk. Hayırdır suçu neydi diye merak konusu olmuş!
Sayın Fikri ATAOĞLU, Orman Dairesi’nin çalışma şemasında Lise mezunu bazı isimlerin şefliğe yükseltilirken üniversite mezunu olanların isi katiplikte kaldığı yönünde şikayetler alıyoruz. Şu şemayı bir inceleseniz diyoruz!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, eski hükümet döneminde hastaneye alınan stentlerin en kalitesiz olduğu yönünde bilginiz var mıydı? Bir araştırın bakalım bunun için açılan ihale şartnamelerinde kimlerin imzaları varmış!
Sayın Kemal Deniz DANA, larva mücadelesi için açılan ihalenin artık tamamen bir tezgah olduğu ortaya çıktı! Konuyla ilgili teknik olarak bilgi eksikliğiniz olabilir ama bunu mutlaka uzmanlara danışmalısınız. Eğer devletin kazık yemesine gönlünüz razı olmazsa tabi ki!
Sayın Kutlay ERK, sivrisinek ilaçlaması ile ilgili ihalelerde sizin de adınızdan bahsedilmeye başlandı. Perde gerisinde olduğunuz ve bazı işletmelerle dirsek temasında bulunduğunuz iddiaları var. Bir ara kahve içmeye ne dersiniz!
Sayın Cemal ERDOĞAN, Esentepe halkı bölgeye tenis kortu kazandırmanız için meajlar göndermeye başladı, onlara yakışı değil mi! Bu arada yeni düzenlediğiniz plaj beğenildi ama yokuş biraz fazla dik diyorlar!
Sayın Ahmet KAŞİF, damadınız ve torununuzun geçirdiği trafik kazasını üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun diyoruz. Allah beterinden saklasın, demek ki verilmiş sadakanız varmış. Yine de bir kurban kesip kan akıtmakta yarar vardır!
Sayın Nuri ÇEVİKEL, aydın bir akademisyen olarak sosyal medyada yaptığınız eleştirilerin dozunu biraz fazla kaçırdığınız yönünde şikayetler alıyoruz. Fetö’nün darbe girişimine epey öfke duydunuz ama biraz daha hoşgörülü olmanız bekleniyor!
Sayın Ali BİZDEN, anladığımız kadarıyla Saray’da birileri talimat verdi haber bültenlerinin gönderildiği medya mensupları kısıtlandı. Umarız bundan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın haberi vardır. Bu talimatı kendisi vermiş olamaz değil mi!
Sayın Hüseyin KOZE, muhtereme pederinizin vefatını üzülerek öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet, size ve tüm aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…
Sayın Kutlu EVREN, Merkezi Cezaevi’nde son zamanlarda bir şeyler oluyor ama hepsi de sizin bilginiz dışında yapılıyor. Kısa bir süre sonra olup bitenleri  detaylarıyla bu sayfada takip edebilirsiniz!
Sayın Abdullah ÖZTOPRAK, DAÜ’den ayrılma kararı belki de en doğru alınmış bir karardı. Bundan sonra okulda sizi zaten çok rahat bırakmazlar. Yeni üniversiteler de zaten sizi bu saatten sonra boş bırakmazlar değil mi!
Sayın Dursun OĞUZ, UBP’de özellikle istihdamlar konusunda lakında bir ayaklanma olacağı iddiaları var. Bu arada yangına körükle giden bazı vekillerin olduğu da söyleniyor. Bomba patlamadan önleminizi alın deriz!
Sayın Hüseyin Macit YUSUF, bakan şiddetle istedi ama sizin gezici elçilik iyi ne yazık ki Saray’ın direğinden döndü! Çok yakında bu konuda büyük bir düello yaşanacağı da söyleniyor!