Memlekette sanki de her şey güllük gülistanlıkmış gibi bel altı konular vatandaşın ilgisini çok daha fazla çekiyor…

Konu bel altı oldu mu insanlar dertlerini tasalarını unutuyorlar olsa gerek!

Dün sabahtan akşama kadar telefonlarımız yine malum konu hakkında işledi…

Soru üstüne soru aldık!

İllaki isim öğrenecekler…

Bir bürokratın, başka bir kadın çalışana taciz olayı!

Kadın şikayetçi olmuş, polis ifade alıp soruşturma başlatmış…

Burada bizi ilgilendiren konu ise bürokrat bazıları tarafından korunuyor mu yoksa bunlar sadece birer iddiadan mı ibaret!

Gerisi bizim için insanların özel hayatı ile tanımlanır ancak…

Yoğun telefon trafiği yaşanınca konuyu araştırma ihtiyacı hissettik!

İddia edilen olay geçtiğimiz Cuma akşamı, 18.30 sıralarında İçişleri Bakanlığı’nda gerçekleşmiş…

Cinsel taciz olayı!

Kadın gitmiş bürokratın odasına başarı belgesini almış…

Ne olduysa artık orada olmuş!

Pazartesi sabahı da polise şikayetçi olmuş…

Olayın gerçekleştiği andan 48 saat sonra yani!

Merak edilen ise şudur;

Bakanlıklarda çalışma saati kaçta bitiyor?

18.30 gibi o binada çalışanların işleri neydi?

Cinsel tacize maruz kaldığını iddia eden kadın niye 2 gün bekledi?

Bundan sonraki sorular polise ve siyasilere…

Cinsel tacizle suçlanan bürokrat ifadesini verdikten sonra serbest bırakıldığı yönünde şikayetler geliyor!

Bunun yanıtını artık polis yetkilileri verecek?

Yoksa torpil mekanizması mı devreye girdi diye insan düşünmeden edemiyor…

Zira bu konuda bazı siyasilerin olayın ört bas edilmesi için yoğun girişimde bulundukları da iddia ediliyor!

Ne tuhaf ki bugün de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü…

Hani şu bizim devlet erkanı her 8 Mart’ta mikrofonları eline alıp kadınların haklarını nasıl savunduklarını onları ne kadar değerli bulduklarını söyler ya!

Başka bir bilgi daha;

Bürokratın kadın çalışanı telefonda mesajlarla da taciz ettiği öne sürülüyor!

Polis telefonlara el koyup inceledi mi?

Doğruysa niye ifade alıp salıverdi!

Başka bir önemli konu daha…

Tacize mağdur kalan kadına baskı yapıldığı iddiaları yapılmaya başladı ki konu bize de iletildi!

Şikayetini geri çekmesi isteniyormuş…

Kim istiyor bunu!

Neyle tehdit ediliyor?

Yoksa sözleşmeli çalışan olduğu için işten kovulmaktan mı korkuyor!

Eğer yapılan iddialar ve suçlamalar doğruysa bu kadın çalışana bu toplum sahip çıkmak zorundadır…

Özellikle de siyasiler ve tabi ki kadın örgütleri!

Bugün 8 Mart Dünya kadınlar Günü’nü idrak ediyoruz…

Kutlu olsun!

Ama kutlamalar yapılırken de İçişleri Bakanlığı’nda ki şu garip olay da unutulup gitmesin…

Birkaç gün yurt dışındaydık ama gelen mesajlarla haberimiz oldu…

Yine bir bürokrat vakası!

Tamamen bel altı konular…

Dün de bu konuda yoğun mesajlar aldık!

Bu konuyu gündeme getirecek miyiz diye sorular geldi…

Kimi bir bürokratın bu tür olaylara karışmasını kabul edilemez olarak görürken kimi de yine isimler üzerinde durdu!

Konu tamamen özel hayatın gizliliği konusudur…

Alan memnun satan memnunsa burada bizi ilgilendiren bir konu da mevzu bahis olamaz!

Medya da çok yer almayan başka absürt bir olay daha…

Devlet okulu öğretmenlerinden birisi öğrencilerinin önünde Allah yok diye konuşuyormuş!

Hatta ekmeği yere atıp üzerine ayakkabısıyla basıp Allah hadi beni çarpsın diyerek öğrencileri etkilemeye çalışmış…

Bu konuda bir iki örgüt açıklaması var, tepki gösteren!

Hepsi o kadar…

Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda soruşturma başlattı mı?

Bırakın soruşturmayı söz konusu öğretmenin şu anda açığa alınması gerekirdi…

Allah’a inanır ya da inanmaz o bizi ilgilendirmez!

Ama öğrencilerini bu konuda olumsuz etkilemeye çalışması da kabul edilebilir değildir…

Bu konu öyle fikir ve düşünce özgürlüğü kapsamında da değildir!

Daha da kötüsü bir takım çatışmaların da başlangıcı bile olabilir…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, İçişleri Bakanlığı’nda önceki hafta meydana geldiği iddia edilen cinsel taciz olayının bir takım siyasiler tarafından kapatılmak istendiği yönünde yoğun tepki mesajları gelmeye başladı. Umarız olayın ört bas edilmesi konusundaki baskılara boyun eğmez ve adaletin yerini bulmasını sağlarsınız…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, bir devlet öğretmeninin öğrencilerine inançsızlığı aşılaması konusunda bakanlık olarak her hangi bir soruşturma başlatıldı mı? Zira bazı velilerden de bu konuda tepki dolu mesaj ve telefonlar geliyor, gecikmeden önleminizi almanız öneriliyor!

Sayın Fadıl AKSUN, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak yargıdaki bir takım devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan icraatları eleştirmeniz belki de bu ülkede bir ilki gerçekleştirdi. Umarız gerekli mesaj alınır ve en güvenilir kurumlarımızın başında gelen mahkemeler diğer kurumlara benzetilmez!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, hayati önem taşıyan komitelerden çekilmez meydanı iktidara boş bırakmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Aksine bu süreçte olayların tamamen içinde bulunmak ve olan biteni takip etmek gibi bir sorumluluğunuz bulunuyor…

Sayın Fikri ATAOĞLU, son bir haftadır bir bürokratınız konusunda alacağınız kararın tartışıldığını biliyor muydunuz? Partilileriniz görevden alınıp alınmaması konusunda tam ortadan ikiye bölünmüş durumda. Karar üretirken özel hayatın gizliliğini de göz önünde bulundurmak zorundasınız değil mi?

Sayın Murat ŞENKUL, deprem destlerini başlatan ilik belediye olarak yüksek katlı binaları da gözden kaçırmamanız gerektiğini ifade eden mesajlarınız gelmeye başladı. Bir de bu binaların itfaiyenin ulaşım sorunu olduğunu iddia edenler var, hadi bakalım kolaylıklar ve sabırlar dileriz…

Sayın Dursun OĞUZ, ülkeyi saran çam kese böceği konusunda Türkiye’den katkı almak için telefonlara sarıldığınız ve çok yakında bazı ekipleri getireceğiniz konuşuluyor. Bu arada geçmiş yıllarda ki havadan ilaçlama çalışmalarının da uygun yapılmadığı yönünde haberler gelmeye başladı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, bölge halkı Kantara’da bulunan bazı evlerin de deprem testinden geçirilmesini isteyen mesajlar göndermeye başladılar. Zira buradaki en yeni evin 60 senelik olduğunu ifade ediyorlar, çok da gecikmeden ekipleri buraya yönlendirmekte yarar görüyoruz…

Sayın Onur OLGUNER, ikamet ettiğiniz bina deprem riski taşıdığı için boşaltıp bir arkadaşınızda kalmak zorunda olduğunuzu üzülerek öğrendik. Umarız devlet erkanı sürekli dile getirdiğiniz kentsel dönüyüm konusunda gecikmeden girişim başlatılır ve olası bir deprem yeni canlara mal olmaz…

Sayın Serhat İNCİRLİ, sabah trafiğinde hem de Göçmenköy sokaklarında bisiklet sporu yapmak doğrusu büyük cesaret isteyen bir şey. Bu arada fazla kilolardan bir hayli kurtulduğunuz da dikkatlerden kaçmıyor, yakında tığ gibi delikanlı olacağa benziyorsunuz…