Gün geçmiyor ki Adayarısı’nda aceleci alkışlamaların sesi duyulmasın. Yine son sürat bayılmalar, alkışlar, Cumhurbaşkanı Akıncı’yı “tokat gibi cevabı” ile görenler, kadına saygısından dem vuranlar. “Evlendik, biz erkek tarafıyız” diyene, “iç güveyisi kadar erkeksiniz” demesi göklere çıkarıldı.

Hem de kadın hakkına saygılı, kadın hakkını korur edalarda göklere çıkarıldı bu “iç güveyisi kadar erkeksiniz” lafı.

Birkaç ay kadar önce “düşünce özgürlüğünü” savundukları azgın teke sendromundaki bir Adayarısı tiyatro oyununun Türkiye-Kıbrıs ikilisini karı koca olarak anlatması alkışlanmıştı. Bu oyunda cinsiyetçi naralar atılmasını boş verip oyunu savunanlar, bir anda unutuverdiler o evlilik benzetmesine alkışlarını. Bugün bu “evlilik” benzetmesine tepki gösterenlerin hiçbiri hatırlamıyor kadın erkek eşitliğine sorun yaratan aynı benzetmeyi kendi tiyatrolarında sorun etmediklerini. O gün “kadın erkek meselesi sonra” denildi. “Önemli olan Türkiye’ye küfredenlere (cinsiyetçi bile olsalar) destek vermek” denildi. O gün feminist değerleri bırakarak alkış istendi. Bugün, feminist değerlere sarılarak Akıncı’ya alkış istiyorlar. Bugün, “evlenme” imgesi üzerinden erkeğe üstünlük verilmesi büyük bir şekilde “feminist değerlere ve kadın erkek eşitliğine aykırılık” olarak gündeme düştü. Hem de Akıncı’nın “iç güveyisisiniz, başkaca da bir şey değilsiniz” demesi de “kadın haklarının bir numaralı savunuculuğu” olarak sunuldu.

Peki. Bir feminist okuma da buna yapalım. Bakalım kadın-erkek evliliğinin eşitliğinden popülist şekilde bahseden Cumhurbaşkanı Akıncı’nın aklının dehlizlerindeki eşitlik duygusu ne ağırlıktaymış, kaç grammış.

Herhangi bir politik, sosyal veya parasal birleşmeyi “evlilik”, onun üzerinden de “erkek tarafı” olarak göstermek elbette ki ataerkil bir okuma ile erkeğe üstünlük, kadına ezilen pozisyonunu vermektir; çünkü eril dilde bile evlilikte erkek kadını önce “ister” sonra “alır”.

Akıncı “kadın erkek eşitliğine inanıyoruz” diyerek konuşmasına vurgu yapsaydı ve orada noktalasaydı, evet ayakta alkışlanabilirdi. Ama hızını alamadı, kendi cinsiyetçi yaklaşımları ile konuyu irdeledi. “Erkeklik” yarışında kimin “daha erkek” olduğu noktasından durumu ele alarak karşısındakini “küçültmeyi” yine eril dilin hep sığındığı şekilde “baskın erkeklik ile ezilen erkeklik” imgeleri üzerinden oluşturdu. Erkeklik baskın olma yarışında olduğu müddetçe, ezilen erkelik alay konusu yapıldığı müddetçe, cinsiyet eşitliği kurgulamak mümkün olmayacaktır.

Feminist arkadaşlar alkışlamayacaklardır Akıncı’nın söylediklerini o yüzden. Ezilen erkeklik olgusunun hakaret ve güldürü malzemesi olması feminizmin yaratmak istediği temel değişimi dinamitlemektedir. Baskın erkeklik vurgusu ile farksızdır ezilen erkekliğe karşı gösterilen alaycılık. Akıncı yine her zamanki gibi memleketim kadınlarına hitap etmiyor, onları yok sayıyor, hiçleştiriyor. Yine erkek tribüne konuşuyor. Adayarısında kendini “altta” hisseden erkeklere sesleniyor, “merak etmeyin” diyor. “Sizler alttasınız ama onları iç güveysi pozisyonundan görün”. İç güveylerinin erkeklikleri hep saldırı altındadır çünkü. “Ezik erkek” modelidir. Bu eziklik kadın ailesinin etkinliğiyle bağdaşmıştır. “Kadın ve kadın ailesinin altındaki erkek olarak alay edin”, diyor Akıncı mesajında. Kısacası ha “kılıbık adam” diye ataerke hizmet etmiş, ha “iç güveysi” diyerek. Söyleminin derinlerinde, kadının altında kalmak korkusu vardır, alaycı esprisinde ise erkeğin baskın olmasının övgüsü barınmaktadır. Aslında “iç güveysi” kavramı kadına bir güç yine de vermez. Kadının araçsallaştığı bir kavramdır “iç güveysi”. Çünkü kadın üzerinden yine de başka bir eril ailenin/babanın etkinliği ile erkeğin ezilmesi anlamına gelir.

İçeriğinde erkeğin “iç güveyisi” olarak ezilmesini barındırarak, değiştirmeye çalıştığımız bu “ezen erkek” imgesini yeniden ve yeniden üreten bir Cumhurbaşkanını alkışlamayı bırakın. Ne memlekete yeni bir dil kazandırmıştır, ne yeni bir bakış. Ne memlekete yeni bir vizyon kazandırmıştır ne de alternatif bir yaşayış. Ezik erkekliğe anlık tatminleri yine kadınları araçsallaştırarak vermekten öteye bir yol açmamıştır Sayın Akıncı.

Alkışlamayın Sayın Akıncı’yı. Bütün yaptığı cinsiyetçilik ateşine bir odun daha atmaktır, hepsi o.