Hükümetsiz neredeyse iki ayı tamamlıyoruz. Yani kelime anlamında olduğu gibi Bakanlar toplanıp hüküm ve karar veremiyor adaletle hükmedemiyor yani.

Etrafımıza baktığımızda değişen pek birşeyde yok.

Hatta iyide olmuş diyenler var.

Bakanlar kurulunun karar alamamasından dolayı etik olan ama yasal olmayan işlerdede azalma var.

Hani şu pandemide olmasa emin olun insanlar sanki daha mutlu olacak gibi.

Modern demokrasilerde halk tarafından seçilen kişilerin yönetimi devralması hükümet kurması beklenen durumdur.

Fakat bazı ülkelerde bu durum ne yazık ki bazen tam bir keşmekeşe dönüşüyor.

Hükümet ne yaparsanız yapın birtürlü kurulamıyor.

Bakanlık kavgaları,partiler ve parti içindeki kişiler arasındaki husumetlere birde kibir ve riyaset sevdası eklenince olmuyor.

Peki hükümeti olmayan ülkeler nasıl yönetiliyor?

Hükümetlere olan ihtiyacımızın sebebi ne hiç bunu düşündünüz mü ?

Birkaç örnek vereyim

Avrupa'daki 2 ülke 2018 yılına hükümetsiz merhaba dedi.

Yaklaşık 1 yıl kadar önce Kuzey İrlanda, birinci bakan yardımcısı Martin McGuinness'in, rezalet denebilecek bir enerji planını yürürlüğe sokmasıyla beraber kendini birden hükümetsiz buldu.

Ulusalcı ve sendikacı partiler birbirleri ile uzlaşma yoluna da gitmedi .Bu sebeple Stormont Meclisi teknik olarak devre dışı kaldı. Bütçe planı Londra'dan yönetildi ve günlük rutin işler devlet memurlarınca halledildi.

Bu durum son derece tuhaf görünüyor olabilir. Fakat yönetim eksikliğinin Kuzey İrlanda'nın günlük hayatında önemli bir etkisi görülmüyor.

Kamu hizmetleri son derece düzgün işliyor ve insanlar hükümetleri varken ne yapıyorsa hükümetleri yokken de onu yapıyor.

Kuzey İrlanda Avrupa'daki tek hükümetsiz ülke değil. Almanya'da da benzer bir durum yaşandı.

Almanya'da hükümet kurma çalışmaları 7 Ocak 2018 tarihinde başlamış ama bakanlıkların belirlenmesi gibi faktörlerin netleşmesi aylar sürmüş.

Belçika'da da 2010-2011 yılları arası Flaman ve Valonya liderleri arasındaki sürtüşme sebebiyle ülke 589 gün hükümetsiz kaldı.

2016 yılında İspanya'da da 10 ay boyunca hükümet kurulamadı.

Avrupada ve demokrasiyi işselleştirmiş ülkelerde durum böyle .

Birde dünyanın diğer yerlerine bakalım.

Adı sık sık sefalet ve yoksullukla anılan Somali'de 1990 ve 2000'li yılları kapsayan 15 yıllık süreçte hükümet organı yoktu. Bu boşluğu fırsat bilen militanlar, korsanlar ve terör örgütü üyeleri ülkeyi kabus yerine çevirdi.

Sorunları bitmek bilmeyen Irak'taki durumları bilmeyenimiz yoktur. Ülkede 2010 yılına kadar neredeyse hiçbir hükümet organı bulunmuyordu.

Kıyaslanan ülkelerdeki sistemler ve şartlar tabiki bir değil.

Avrupa demokrasilerinde hükümetsizlik bir sorun oluşturmuyorken aynı durum Orta Doğu ve Afrika'da bir kaosa dönüşebiliyor.

ABD'de ise hükümetin zorunlu olmayan tüm kamu hizmetlerini kapatmak zorunda kaldığı durumlar yaşanabiliyor.

Kongre ile başkanın bütçe üzerine anlaşamaması durumunda ortaya çıkan bu tablo, dönem dönem müzelerin kapanması, pasaportların basılmaması, mortgage başvurularının gecikmesi gibi sonuçlara yol açıyor.

Milletvekili ,Bakan olanların illede iyi yönetici olacakları sorun çözebilecekleri anlamına gelmez.Aslında o başka birşey.Yetenek ,tecrübe ve liyakatla alakalı.Zaten bizde Bakanlıkların nasıl dağıdıldığını bimeyende yok.

Durum şu ki şimdi olduğu gibi Bakanlık koltuğunda oturanların sorun çözmedeki yetersizlikleri toplumun acil çözüm bekleyen sorunlarına çare üretmekte aciz ve yetersiz kaldıkları durumlarda teknokrat hükümetler oldukça işe yarayabiliyor. İtalya'da 2011-2013 yılları arasında bunu görmüştük.

Bizdede örneği var.2013 yılnda Sibel Siberin başbakanlığında kurulan Hükümet bu konuda da açıkçası fena sayılmazdı.

Olgunlaşmış ve sağlam demokrasilerde hükümet eksikliği insanların günlük yaşamlarına etki etmiyor.

Fakat demokrasi kavramını henüz anlayamamış ya da bu kavrama sıcak bakmayan ülkelerde ise durum ortada.

Kısacası hükümetsizlik değil ama demokrasi kavramını yeterince anlamamak sorunlara yol açıyor.

Peki bizde durum ne dersiniz ?

Mesela 13. Maaşların ödenmemesi bizim demokrasimizede bir darbe indirirmi?