HP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, televizyon programına katılarak ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulunan Çağatay, “Hükümetin ismi var cismi yok” diye konuştu. Alınan kararlara hükümet içinde bile karşı çıkanlar olduğunu söyleyen Çağatay, kriz yönetiminin halka güven vererek olabileceğini kaydetti. Çağatay sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz aldığınız kararlara halkın uymasını istiyorsanız; şeffaf hareket edip kararlı durmalısınız. Aldığınız kararları halk anlayacak ve size güvenecek ki, kararlara harfiyen uysun. Ülkemizde pandemi 2020’nin mart ayında ciddi anlamda etkisini göstermeye başlamıştı. Halkın Partisi’nin de hükümette olduğu o dönemde hükümet sözcüsü aynı zamanda Başbakan Yardımcısı da olan Genel Başkanı’mız Kudret Özersay’dı. Özersay’ın uzun süren Bakanlar Kurulu toplantılarının ardından herkesin anlayacağı ve şeffaf bir şekilde yaptığı açıklamalar sonucunda halk da güvenmiş ve kurallara uymuştu. O gün sağlanan güven ortamı pandeminin de kontrol altında tutulmasını sağlamıştı. Sağlık altyapısının da henüz güçlendirilmediği o günlerde, pandeminin kontrol altında tutulması hayati önem taşıyordu. Ventilatör sayısı bile kısıtlıydı. Bugün sağlık altyapımız güçlenmişken, pandemi hastanesi yapılmışken ve ortada bir tecrübe varken kötüye giden bir durumla karşı karşıyayız” “KOLTUKLARINI KORUMA POLİTİKASI GÜDEREK DEVLETİ YIPRATIYORLAR, HALKIN GELECEĞİNİ KARARTIYORLAR” Yaz döneminde olunmasına rağmen vaka sayılarındaki artışın endişe verici olduğunu söyleyen Çağatay, “Kış aylarında vaka sayılarında kontrol nasıl sağlanacak? Okullar açılıyor, gerekli tedbirler alındı mı?” diye sordu. Eğitim Bakanı’nın “A ve B planlarımız var” dediğini hatırlatan Çağatay, hükümetin o planları uygulayacak ve denetleyecek gücünün olmadığını iddia etti. Çağatay, “Bu hükümet memleketi yönetemediği gibi, kendi içindeki çekişmelerini de bitiremiyor. Her parti elbette kendi içinde demokratik şekilde kurultayını yapar, kimse de karışamaz. Ama eğer siz bunu basının, halkın önünde kavga ederek yapıyorsanız, artık bu hepimizin konusu olur. Bu hükümet kurultaya kilitlenmiş vaziyettedir. Bunu kabul etmek mümkün mü? Bu devleti yönetenler, kendi ikballeri ve koltuklarını korumak adına politika güdebilirler mi? O zaman devleti yıpratıyorlar demektir. Devleti yıpratmak demek halkın geleceğini karartmak demektir” diye konuştu. “HÜKÜMETİN HALKIN YAKASINDAN ELİNİ ÇEKMESİ, İSTİFA ETMESİ GEREKİR” Pandeminin yanı sıra ülkede ciddi bir ekonomik kriz olduğuna işaret eden HP Milletvekili Çağatay, hükümetin ekonomik krizi ele almadığını, özel sektörü rahatlatacak adımlar atmadığını öne sürdü. “Asgari ücretin belirlenmediği bir ortamdayız” diyen Çağatay sözlerini şöyle sürdürdü: “İşçi ve işveren komisyon masasında anlaşırken, hükümet bu uzlaşıya karşı çıkıyor. Haklı gerekçelerle ortaya konulan sigorta prim desteğinin devam etmesi talebi şu anda gerekli kaynak yok gerekçesiyle reddediliyor. Bunun için gerekli kaynak yok ama tasarruf tedbirlerini hükümet uyguluyor mu? Hayır. Uygulamadığını da yaptığı atamalardan görüyoruz. Ekonomik olarak yapısal problemlerimizin olduğu bir gerçektir ama bunu değiştirmek için ne yapılıyor? Örneğin kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alma hamlesi var mı? Vergi reformunu gündeme almak için bir adım atıyor mu? Var olan yasa tasarılarını görüşmek için bile komiteleri canlandırmıyorlar. Halkın Partisi olarak komitelerin yaz boyu çalışması ve yasa üretmesi gerektiğini defalarca söyledik. İki komitede görevliyim, yaz boyunca bir defa toplanabildik. Siz yasa üretemiyorsanız ve sadece kurultayınıza kilitlendiyseniz bu devletin yani Kıbrıs Türk halkının geleceğiyle oynuyorsunuz demektir. Bu hükümetin halkın yakasından elini çekmesi, istifa etmesi gerekir”