Hristodulidis haftalık Kathimerini’ye verdiği özel röportajda, “Çok iyi biliyoruz ki mevcut durum Kıbrıs sorununa çözüm teşkil edemez ve gerek Kıbrıslı Rumlar gerekse Kıbrıslı Türkler için tehlikelere gebedir” ifadesini kullandı. “Kıbrıslı Türklerin, AB üyesi bir devlette Kıbrıslı Rumlarla birlikte yeniden birleşmiş bir vatanda mı, yoksa Türkiye ile bir gelecek mi istediklerini tercih etmeleri gerektiği” iddiasını yineleyen Hristodulidis, Rumların tercihinin ise net olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bugünkü gibi ülkemizin perspektiflerinin tamamını geliştirmesine olanak tanımayan tehlikeli bir durumun devamını mı, yoksa AB ilke ve değerleri temelinde top yükün işleyecek ve bu şekilde gelecekteki gerek bölgedeki gerekse genel rolüyle ilgili bütün dinamik ve perspektiflerini kullanabileceği yeniden birleşmiş bir vatan mı istiyoruz. Dolayısıyla Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk hepimizin ana emeli kabul edilemez ve tehlikeli fiili duruma en kısa sürede son verilmesi üzerine yoğunlaşmak olmalıdır.” FATİH DOĞU AKDENİZ’E GELİRSE… Fatih sondaj gemisinin Doğu Akdeniz’e gelmesi halinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis’in, eylül ışığı altında, Kıbrıs sorununa etkileri olabilecek bir karar alıp alamayacağı sorulan Hristodulidis, BM Genel Sekreteri de dahil uluslararası düzeyde herkesin, böyle bir şeyin devam etmekte olan müzakerelerin yeniden başlaması çabasına yardımcı olmayacağını ve Türkiye’nin olumsuz niyetinin göstergesi olacağını çok iyi bildiğini” savundu. Hristodulidis, Rum tarafının enerji planlamalarının kesintisiz devam etmesinin, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından ve sistemli şekilde takip eden uluslararası sistemin önemli ve güçlü aktörlerinin menfaatine olduğunu da öne sürdü. BARIŞ GÜCÜ ÇÖZÜMDEN ÖNCE ÇEKİLİRSE… ABD’nin BM’nin dünya genelindeki barış gücü misyonlarıyla ilgili yeni yaklaşımı hatırlatılarak Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün çekilmesi halinde etkilerinin ne olacağı sorulan Hristodulidis, şu cevabı verdi: “BM Barış Gücü’nün, Kıbrıs sorunu çözülmeden önce çekilmesi, Kıbrıs’taki olguları da, Kıbrıs’ın bölgede oynadığı ve iş birliği yapmakta olduğumuz devletlerin genel taleplerine ve çıkarlarına da olan rolünü de etkileyecektir. Barış Gücü’nün rolü ve/veya yetkilerinin değişmesi talepleri önümüzdeki günlerde karşılaşabileceğimiz muhtemel bir senaryodur. Tam da bu nedenle, devletin yetkili bakan ve birimlerinin iş birliğinde, Barış Gücü’nün akıbetiyle ilgili her türlü olasılığı göğüsleyebilecek durumda olmak için iç diyalog başlattık. Tabii en iyi senaryo Kıbrıs sorununun çözülmesi ve Barış Gücü’nde de buna göre düzenlemeler yapılmasıdır.” “ABD İLE İLİŞKİMİZ STRATEJİK” Nikos Hristodulidis son olarak dış politikada, ABD ile ilişkileri yükseltmeye özellikle ağırlık verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Önemli sayıdaki konuda Birleşik Devletler ile sürekli ve yoğun diyalog içerisindeyiz. ABD’den karşılık ve ilişkilerimizi, karşılıklı çıkar alanlarında güçlendirme arzusu bulmamız çok olumludur. Çok yakında ilişkilerimizin stratejik doğasını kanıtlayacak gelişmeler olması için çalışıyoruz diyebilirim.”