Hem medyada hem de kamuoyunda Kudret Özersay’a karşı bir muhalefet başlatıldı…

Bunu iki nedeni var;

Birincisi ya onunla ya da onsuz başka bir hükümet kurmak!

İkincisi ve en önemlisi de beklentilerin fazla büyük oluşu…

Çünkü belki şimdi olmasa bile geçmişte vatandaş için umuttu, gelecekti, tünelin ucundaki ışıktı!

Halk mevcut düzenden ve dolayısıyla mevcut siyasetçiden bıkmıştı…

Özersay önce kurduğu Toparlanıyoruz sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendini tanıtmış, genelde izlenim de mükemmel derecesindeydi!

Tertemiz bir halk çocuğuydu o…

Dik ve düzgün bir akademisyen!

Kıbrıs konusunda tam donanımlı…

Bu özellikler ona Cumhurbaşkanlık seçiminde tek başına beklenenden daha fazla oy getirdi!

Seçilemedi ama artık bundan böyle siyasette yeni bir sima çıktı ortaya…

Aslında Kudret Özersay bu süreci elinden geldiği kadar iyi kullandı…

Ama şunu bilmiyordu ki hele de bir avuç olan bu ülkede muhalefet olmak kolaydır da iş iktidara gelincedir!

Satüko denen illet var ya…

Belli tabuların bir türlü yıkılamaması!

Eğer yıkılırsa bir çoğunun rantının elden gideceği gerçeği…

İşte şimdi Kudret hoca bununla cebelleşiyor!

Bu arada biraz da vatandaştan kendini soyutlayınca ister istemez beklentiler daha fazla sırıtıyor…

Yine de deriz ki;

Bu toplum nasıl kaşarlanmış siyasetçilere fazlasıyla zaman verdi…

Daha yolun başında olan Kudret hoca ve ekibine de en azından bir süre daha opsiyon tanımalıdır!

Bu sınavı başarabilirse ne ala…

İşte bundan tam 3 yıl önce kendisiyle ilgili görüşlerimizi kaleme aldığımız yazıyı bir kez daha paylaşıyoruz:

“Ülkenin durumu ortada…

Memlekette iyi giden tek bir şey bile olmayınca bunun sorumlusu elbette ki siyasiler hedef tahtası haline geldi!

Vatandaşın artık mevcut siyasilerden ve siyasi partilerden beklentisi neredeyse hiç kalmadı…

Ama yine de bir umut var…

En azından ben gittiğim, gezdiğim yerlerde kendi kulaklarımla duyuyorum;

Halk mevcut siyasete ve sisteme büyük öfke duyarken hemen her yerde Kudret Özersay’ın adı dillerden düşmüyor!

Bir çok kent ve kırsalda Özersay tünelin ucundaki ışık olarak görülüyor…

Kimine göre ‘Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elde ettiği başarıyı genel seçimlerde elde edemez’ görüşü hakim olsa da!

Hatta bazıları diyor ki;

“Özersay Cumhurbaşkanlığına yakışır ama hükümet olmayı beceremez!”

Böyle düşünenler kim biliyor musunuz;

Onun siyasi bir oluşum kurarak siyasete girmesinden korkanlar!

Çünkü şu anda Kıbrıs Türk siyaseti dip yapmış durumda ve çaresizlik içinde çırpınıp duruyor!

Hükümet edenler bile kokuşmuş sistemden bahsediyor ama bir türlü sistemin yıkılıp yenisinin inşa edilmesini düşünmüyor ya da bunun için bir adım atmıyor!

Sadece şikayet var, söylem var ama icraat yok…

Çünkü onlar da biliyor ki kendileri de sistemin parçası haline gelmişler ve bunun rantını yeme derdine düşmüşler!

Özersay korkuları onun içindir…

Katıldığım bir konu var;

O da Özersay’ın yeni oluşumunu epey geciktirmiş olmasıdır!

Ha keşke bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ertesi gün yapsa ve resmi bir açıklama ile yeni oluşum müjdesi verse bence çok daha iyi olacak ve kendine destek verenlere bir güvence olacaktı, ama elbet onun da kendince vardır bir bildiği!

Ama şimdi şöyle bir tehlike söz konusu;

Hem CTP’nin hem de UBP’nin de kurmayları çok iyi biliyor ki Kudret Özersay çok iyi bir kadro ile kamuoyunun önüne çıkarsa büyük bir çıkış yapacaktır…

Bu da mevcut siyasette hem bir deprem olacak hem de taşları yerinden oynatacaktır!

Bunun önüne ise sadece erken bir seçim ile geçilebilir…

O zaman da Kudret Özersay yeni oluşumu ile seçimlere katılamayacak ve bu da mevcutların işine gelecektir!

Bu konuyu bir yerlere yazın derim…”

Diploma tamam ya gelecekleri?

Bir insanın evlatlarının okudukları okuldan başarı ile mezun olmaları…

Alınan diplomalar onur belgeleri ve havaya fırlatılan kepler!

Bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi?

Elbette olmaz ama işte günlük düşünüp günlük yaşıyor günlük seviniyoruz…

Çünkü bu ülkede eğitim gibi çok hassas bir konuda plan yok proje yok!

Alınan diplomalar genelde evin başköşelerinde duvarlara asılıyor…

Ama geçlerin geleceği için tek bir bilimsel çalışma bile yok!

Sonra da okumuş diplomalı işsizler ordusu…

Bizim devletin acizliği de işte burada yatıyor zaten!

Sadece Merak İşte?

Poliste işkence var mı?

Memleketin yeni tartışma konusu…

Polis bir takım suçluları konuşturmak için işkence uyguluyor mu?

Öyle acımasız yorumlar yapılıyor ki teşkilatın tümü yıpranıyor…

Bu arada geçmişte bazı ağır suçluların konuşturulması için işkence yapıldığını biliyoruz, bunu da kabul etmek gerek!

Ama sonra bu konuda talimatlar en yüksek yerden gelince buna son verildiğini de biliyoruz…

Tartışalım ama güvenliğimizi teslim ettiğimiz büyük bir camiayı yıkmadan, dökmeden!

700 bin ton bal mı?

Kıbrıs Gazetesi’nin dünkü manşet haberi çok tartışıldı…

Gazetenin haberine göre ülkede her yıl 700 bin ton bal üretiliyordu ki bu da zaten yetkili bir ağızdan alınan açıklamaydı!

Sonra öğrenildi ki 80 milyonluk Türkiye’de bile yıllık bal üretimi 17 bin tonmuş…

Gazetenin bu konuda yanıltılması epey düşündürücüydü!

Bakalım bugünkü sayılarında nasıl bir düzeltme yapacaklar?

İdam heveslileri!

Türkiye’de yaşanan çocuk ölümleri ve bunların nedenleri Kıbrıs Türk toplumunu da derinde üzdü…

Haliyle bir kez daha idam konusu desteklenmeye başladı!

Bu konuda her kafadan bir ses yükseliyor, idamcılar daha fazla…

Bunu ön plana sürenler idamın halen olduğu başta Arap ülkelerindeki suç oranlarının daha fazla artığını biliyorlar mı acaba?

Tören var devlet yok?

Uzun yıllar süren bir ayıptan sonra Üner Ulutuğ ölümünün 40’ncı yılında devlet töreniyle anılmış…

Geç de olsa birileri düşünmüş ya o da iyidir!

Ama işte gelin görün ki bizim ülkede etkinlikler genelde görsellik üzerine kuruludur…

Bir devlet töreninde devletten tek bir temsilcinin bulunmaması da bunun en iyi göstergesidir!

Ve tabi ki sanat ve tiyatroya verilen sanal destek de…

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, Londra talili sonrası adaya döner dönmez bakanlıkta bir takım görev değişikliklerine gideceğiniz burada duyuldu ve özellikle de yöneticiler arasında paniğe neden oldu. Dört gözle olmasa da heyecanla sizi bekliyorlar!

Sayın Tolga ATAKAN, geçmiş dönemlerde Mağusa Limanlar Dairesi’nde yakıldığı iddia edilen çok sayıdaki evrak hakkında sizden hala bir açıklama gelmedi! Soruşturma gizli mi yürütülüyor yoksa sümen altı mı edildi diye sorular alıyoruz, haberiniz olsun istedik!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, kurultay öncesi adaylar bir bir ortaya çıkınca çok yakında ada genelinde köy ziyaretlerine başlama kararı aldığınız söyleniyor. Bu kadar fazla aday olunca sanki de biraz daha fazla rahat oluyorsunuz değil mi?

Sayın Derviş EROĞLU, bir UBP kurultayı öncesinde daha gözler yine sizin üzerinizde olacak! Bakalım bu kez de tarafsız ve bağlantısız kalabilecek misiniz? Zira göstereceğiniz adayın kazanma şansı çok büyük…

Sayın İzzet İZCAN, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı Hala Sultan Cami’sinin açılış törenine katılmayacağınızı açıkladınız ama bu fazlaca bir manidar açıklama oldu! Vatandaş soruyor acaba Tayyip gelmese katılacak mıydınız diye…

Sayın Mustafa AKTUĞ, görev geldikten sonra hafta sonları da dahil çalışma saatlerini ikiye katladığınız konuşuluyor. Çalışanlar da yeni dönemde bakalım sizin temponuza ayak uydurabilecek mi? Yolunuz açık olsun…

Sayın Ali POLATKAN, yılların eskitemediği duayen turizmcisi olarak sektörde muhalefetin dozunu arttırdığınız gözlerden kaçmıyor! Bir iki iş adamı birleşseniz de bir uçak şirketi kursanız fena mı olurdu yani?

Sayın Ozan CEYHUN, uzun bir bekarlık döneminden sonra gönlünüzün sultanını bulup dünya evine girdiğinizi memnuniyetle öğrendik. Bir ömür boyu sağlık ve mutlulukla dolu bir birliktelik dileriz.

Sayın Fehmi GÜRDALLI, ülkeni en talihsiz kurumlarının başında gelen Türk Ajansı Kıbrıs bir kez daha üvey evlat muamelesi gördü ve yine binasız kaldı. Artık memlekete alıştınız sesinizi biraz daha fazla çıkarmaya ne dersiniz?

Sayın Kudret ÖZERSAY, size ve partinize son günlerde yapılan eleştiriler yoğunlaştı diye sakın ola ki moral motivasyonunuz bozulmasın! Yılların statükosunu yıkmak bu kadar kolay bir şey değil ki? Pes etmeyin aksine vatandaşa daha fazla sarılın deriz…

Sayın Emrah YEŞİLIRMAK, ülkenin belki en genç belediye başkanı olabilirsiniz ama çok büyük bir bataklığa girdiğiniz için en erken yaşlanan başkanı olarak da tarihe geçebilirsiniz. Çalışanlar çok yakında maaşlar için kapınızı çalacak hazırlıklı olun deriz…

Sayın Turgay HİLMİ, bir vekilin yalanını yakalayıp onu cümle aleme rezil etmemek için kendinizi zor tutuyormuşsunuz! Yani hem kendinize hem de meraklı vatandaşlara büyük eziyet ediyorsunuz. Güzel bir amme hizmeti yapmaya ne dersiniz?

Sayın Akın AKTUNÇ, LTB Asbaşkanlığı yapılan seçimden sonra yine size kalmış ve kimseye kaptırmamışsınız. Umarız gün gelir sizi bir üst makamda da görmek nasip olur. En büyük hayalinizin bu olduğunu bilmeyen de yok yani değil mi, tebrik ederiz!

Sayın Mine GÜRSES, uzun bir ABD ziyaretinden dönmüş ama bir türlü jetlagtan kurtulamamışsınız. Herkesin uyuduğu saatlerde uykusuz geceler çok ta kolay olmasa gerek değil mi? Sadece biraz zamana ihtiyacınız var hepsi o kadar? Ne iyi ettiniz de geldiniz…

Sayın Halil FALYALI, son yüzyılın en muhteşem sünnet düğünü için hazırlıklara devam ettiğiniz söyleniyor. Hatta 4 gün 40 gece sürecek diyenler bile yok değil! Allah tüm evlatlara sağlık ve afiyetini eksik etmesin, şimdiden tebrik ederiz…