Siyaseten izole olsak da, dünyanın tüm etkilerine açık bir toplumuz.

Her şeyin bir ederi, bir bedeli de oluyor haliyle.

Farklı bir yaşam kurulmuş adanın kuzeyinde.

Milyonlar dakikalar içerisinde el değiştirebilirken,

Meteliksiz kim bilir kaçımız dolaşıyor sokaklarda.

Mal, mülk hesapları terazinin bir kefesinde,

Değer yargıları ise öbür kefede…

Açık ara ağır basıyor maddi kaygılar,

Egonun ve siyasetin değirmeninde can çekişirken değerler…

Ve,

Sadece tanık olmuyoruz, yaşıyoruz da bazen.

Neyin pahalı, neyin ucuz olduğunu…

Bazen iş işten geçtikten sonra anlıyoruz.

Pahalı arabalarımız var yollarda çok şükür,

Trafikte kaybedilen canlarımız ise ucuz…

Okullarımızın camları, çerçeveleri, kıyafetleri, reklamları pahalı çok şükür,

Eğitimin körelttiği taptazecik beyinlerimiz ise ucuz…

Büyüklüğüyle, cazibesiyle yarıştığımız alkol reklamı tabelalarımız pahalı çok şükür,

Minicik canlarımızın sokaklarda komaya girmesi ise ucuz…

Dike dike doymadığımız rezidanslarımız pahalı çok şükür,

Betonların arasında boğduğumuz çocuklarımız ise ucuz…

Sağlıktır bu derken, fütursuzca yapılan sevkler pahalıdır çok şükür,

Evinde sosyal hizmetten mahrum kalan hastanın canı ise ucuz…

Kanserin tedavisi de pahalı, devlet karşılıyor çok şükür,

Toprağı, havayı, suyu zehirleyip de insanları kanser yapmak ise ucuz…

Komisyonları yüz güldüren pahalı ihalelerimiz var çok şükür,

Alınan hizmetlerin kaliteleri ise ucuz…

Geceyi ışıklarla, farklı hülyalarla aydınlatmak pahalı çok şükür,

Bir kadının onur çığlığını gece kulübüne hapsetmek ise ucuz…

Akdeniz’in ortasında, coğrafyamıza biçilen değer pahalı çok şükür,

Ancak gelin görün ki,

Siyasetimiz ucuz,

Toprağımız ucuz,

Varlığımız ucuz…

H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899