CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, konuşmasında Doğu Akdeniz Üniversitesindeki sıkıntılara işaret ederek, DAÜ’de son iki ayda yaşanan sıkıntılar konusunda hükümeti eleştirerek, DAÜ’de huzurun yeninden tesis edilmesi gerektiğini ifade etti. DAÜ’de siyaset üstü bir şekilde sorunların ele alınması gerektiğini ifade eden Şahali, aksi halde DAÜ’de büyük sorunların yaşanacağını ve üniversitenin ağır hasar alacağını kaydetti. DAÜ’nün devlete karşı yükümlülüklerini gerçek maaş üzerinden yatırımlarla yerine getirdiğini ifade ederek, DAÜ’de son günlerde yaşanan olayları eleştirdi. Ülkede yüksek eğitimde lokomotifin DAÜ olduğuna işaret eden Şahali, DAÜ’de derslerin online şekilde “harıl harıl” devam ettiğini ifade etti. DAÜ’de eğitim konusunda gösterilen özverili çalışmanın görmezden gelinmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Şahali, Milli Eğitim Bakanlığı ile DAÜ arasındaki sıkıntının DAÜ’deki motivasyonu kırdığını söyledi. Ülkede üniversitelerin yeni döneme hazırlığı, uyumu konusunda bakanlık ile DAÜ’nün birlikte çalışması gerektiğini ifade eden Şahali, DAÜ’nün hiçbir zaman ayrıcalık beklemediğini, DAÜ’nün eğitim dışında başka bir ticari faaliyeti olmadığını, sadece eğitime odaklandığını, ancak diğer özel üniversitelerde başka yatırımların da olduğunu anlattı. ÇAVUŞOĞLU Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, DAÜ’ye milletvekillerinin detaylı bir şekilde değindiğini, yüksek eğitime verilen öneme teşekkür ederek, önümüzdeki dönemde yüksek eğitimde yaşanacak sıkıntılara hep birlikle el vererek çözüm bulacaklarını söyledi. Okulların açılması konusunda takvim tartışmasının yersiz bir tartışma olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, ilk günden bu güne salgının seyrine göre okulların kapalı kalma tarihlerini uzattıklarını, bugün de bilim kurulunun onay vereceği şekle göre okulları açmaya veya kapalı tutmaya hazır olduklarını söyledi. Bu konuda yapılan tartışmaların toplumun aklını karıştırdığını ifade eden Çavuşoğlu, okulların 15 Mayıs’a kadar kapalı olduğunu, fakat her koşulda açılma kararını kendisinin değil sağlıkçıların vereceğini kaydetti. Her türlü kararda Milli Eğitim Bakanlığının hazır olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu salgın sürecinde tüm olanaksızlıklara rağmen yeni eğitim sistemine dahil olmaya çalıştıklarını, okulların, öğretmenlerin evlerinde öğrencileri eğitimden uzaklaştırmamak adına çalıştığını, internet, gıda, kıyafet yardımları yaptığını anlattı. Salgın sürecinde maske, yüz siperi, dezenfektan, kolonya üreten öğretmenlere teşekkür eden Çavuşoğlu, öğretmenin her aşamada çalışarak bu süreci başarıyla geçtiğini ve topluma moral motivasyon olduğunu vurguladı. Birçok faaliyetin basına çıkmadığını, reklamının yapılmadığını, gönülden çalışmaların ve yardımların yapıldığını anlatan Çavuşoğlu, eldeki imkanlarla ortaya çıkarılan işlerin alkışa layık olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, öğretmenlerin ortaya çıkardığı her üretimin, dayanışmasının gururunu yaşadığını, duygulanmamanın elde olmadığını ifade ederek, bu dönemde gördüğü üretim ve dayanışmanın onurunu yaşadıklarını vurguladı. Yüksek öğrenimde herkesin bir endişesinin bulunduğunu, çünkü eğitimin turizmden daha çok ülke ekonomisine katkıda bulunduğuna inandığını söyleyen Çavuşoğlu, buna alışkın olduklarını, çünkü ülkede yüksek öğrenimin zaman zaman yükseldiğini zaman zaman da düştüğünü kaydetti. Öğrenci sayısının ve üniversitelerin geleceğinin ne olacağının her yıl başında tartışıldığını, öğrenci sayısının bunda büyük etkisi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, elindeki rakamları okuyarak, yıllar içinde öğrenci sayılarının ülkedeki yatırımlar ve girişimlere bağlı olarak 100 bin üzerine çıktığını belirtti. Ülkede üniversite sayısının artması ve salgının öğrenci sayısını düşeceği endişesini ortaya çıkardığını ancak bakanlık olarak üniversitelerle de işbirliğinde YÖK ile yakın işbirliğinde çalıştıklarını anlatan Çavuşoğlu, ülkede öğrenci gelişinden kazanç sağlayan herkesin fedakarlık yapması gerektiğini vurguladı. Bu konuda sürekli çalıştıklarını ve öğrencilere sağlanacak kolaylıklar ile ilgili bir paket ortaya çıkarmaya çalıştıklarını ifade eden Çavuşoğlu, yüksek eğitimin zarar görmemesi için çok yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Böyle bir dönemde hiçbir üniversiteye zarar verecek şekilde konuşma yapmadıklarını ve yapmalarının söz konusu olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, gelecekteki endişe ve tereddütleri söylediklerini, bakan olmadığı dönemde de bunları paylaştığını kaydetti. DAÜ’nün ülke için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, DAÜ’de öğrenci sayısının 2015 yılında 19 bin 730’a kadar yükseldiğini ancak 2019-2020 yılında 16 bin 892’ye düştüğünü ifade ederek, DAÜ’de bu rakamlara göre gelir gider dengesini kurması gerektiğini anlattı. DAÜ’nün ortak değer olduğunu ve ortak değerin kaybedilmeyeceğini, hiçbir zaman akademik tarafını tartışmadığını, gelir gider dengesini kurması gerektiğini söylediğini ifade eden Çavuşoğlu, memurların hocaları değil kendi meslek düzeyini rakip alması gerektiğini, gelir gider dengesinin bu yüzden gerekli olduğunu, Vakıf YönetimKurulu’ndan (VYK) da bütçeyi oluştururken “en kötüyü” düşünerek hazırlamasını istediğini kaydetti. Çavuşoğlu, DAÜ’nün çok birikimli bir kadroya sahip olduğunu, kendisine çok sert mesajlarla dönseler de kendisinin hepsine tek tek cevap vermeye çalıştığını anlatarak, DAÜ’ye yıllar içinde verdiği önemden bahsetti, her eyleme davete gittiğini, akademik olarak destek aldığını, her zaman işbirliğinde çalıştığını dile getirdi. Çavuşoğlu, DAÜ’nün ülkenin yüksek eğitimde amiral gemisi olduğunu, bu yüzden DAÜ’nün kurumsal yapısının korunması gerektiğini, çünkü DAÜ’nün yükselmesinin diğer üniversiteleri de yükselteceğini ifade ederek, kendisine yöneltilen eleştirileri kabul etmediğini, çünkü her zaman DAÜ’nün yanında olduğunu vurguladı. Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “DAÜ’de en iyi DAÜ’lü; DAÜ’süz kalmaktan korkandır. Bu yüzden DAÜ’ye sahip çıkalım.” dedi. Çavuşoğlu, sadece DAÜ için değil ülke yüksek eğitiminin yükselmesi ve öğrenci sayısının düşmemesi için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. TDP Milletvekili Zeki Çeler’in yerinden sorduğu bir soru üzerine Çavuşoğlu, “Kültür bir toplumun ülkenin en önemli değeridir. Şeftali kebabı konusunda Kültür Dairesi Show TV’ye Kıbrıs Türk halkının üzüntülerini ve nasıl yapılacağını içeren bir video ve fotoğraf gönderdi” diye konuştu. ŞAHİNER CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, “Covid-19 sonrası dünyada alınan ekonomik önlemlere” değindi. Şahiner, dünyada salgına yönelik alınan ekonomik tedbirleri anlatarak, salgından dolayı üretimin durduğunu, tedarik zincirinin etkilendiğini, bu sıkıntıların ve ekonomik yavaşlamanın birkaç yıl süreceğini kaydetti. Dünyada yaşanabilecek sıkıntıları anlatan ve işsizlik dahil enflasyon oranlarının artacağına işaret eden Şahiner, ekonomilerin küçüleceğini ve uzmanlara göre henüz en kötüsünün henüz yaşanmadığını vurguladı. Şahiner, bu öngörülerin önümüzdeki dönemde ülkeyi daha kötü krizlerin beklediğini gösterdiğini ifade ederek, ülkelerde kendine yeten bir ekonomi ve yerli üretime önem verilmesinin öncelik alacağını anlattı. Ülkenin turizm alanında yaşayacağı sıkıntının diğer sektörlere de yansıyacağını, arz talep sorunu yaşanacağını işaret eden Şahiner, dünyadaki ekonomik veriler ve uzmanların açıklamalarına bakıldığında ülkede de bazı sıkıntılar yaşayacaklarının görüldüğünü, bu yüzden ülkelerin kendi kapasitesine göre önlemler alması, üretim kalitesini artırması gerektiğine işaret etti. Şahiner, salgın sürecinin dünyayı olduğu gibi ülkeyi de çok derinden etkileyeceğini ifade ederek, ülkede tüm bu gelişmeler izlenerek, hiç zaman kaybetmeden tedbirler alınmasının ve adımlar atılmasının önemine değindi. Dünyada neredeyse her ülkede piyasaya finansal destek verildiğini ve işletmelerin iflas etmemesi için özellikle KOBİ’lerin desteklendiğini ifade eden Şahiner, dünyada kredi musluklarının açıldığını, bankaların kolaylık sağladığını ifade etti. Ülkede alınan ekonomik tedbirleri de değerlendiren Şahiner, ülkedeki uygulamaların sektörlerin devamı için yeterli olmadığını, sektörlerin koruma altına alınmadığını, üretimin desteklemediğini kaydetti. Şahiner, dolayısıyla kurumların KOBİ’lerin desteklenmesinin şart olduğunu söyledi. (EMR/FG)