Evet düşüncesi bile kötü. Bu bir temennide değil.Ama durum tamda bu söylediğim gibi.Kanser neredeyse her eve girmiş.Nüfusa oranla toplumun %3 ü kanser ama aslında durum sanılandan daha korkutucu. Bu hastalığın etkilerini yaşamanız için illede sizin kanser olmanız gerekmiyor.Ailenizden arkadaşlarınızdan  birinin bile bu nalet hastalığa yakalanması sizide etkiliyor. Stres korku maddi manevi kayıplar.Toplumun nerdeyse tamamını etkiler nitelikte. Çünkü önleyici tedbir mekanizması bireysel olmaktan öteye gidemiyor.

Yine Kanser Hastaları Derneği yollarda .Kanser hastalarına bir nebze olsun destek olabilmek için hergün bir organizasyon yapma peşinde.Çünkü birçok kesimin destek vermesine rağmen yapılanlar yinede yetersiz.

Kanser Hastalarına Yardım Derneği rakamlarına göre KKTC’de yaklaşık 8 bin kişi kansere karşı mücadele ediyor. 


Kayıtlara göre neredyse günde bir kanser hastası bu listeye ekleniyor Yediğimiz  ama kontrol edilemeyen  gıdalar birtaraftan ama ya içtiklerimiz ve en önemliside hergün içtiğimiz.

 Sudan bahsediyorum.Hergün tüketmek zorunda olduğumuzdan. İçerisinde bulunan metallerin vücutta birikmesi olasılığı en fazla olandan.

Peki bu kadar  gerekli ama riskli bir gıdayı tüketirken

 Siz.

 İçtiğiniz suyun içilebilir su olma kriterlerine sahip olup olmadığını biliyormusunuz.

Yada bir başka deyişle içerisinde insan sağlığı için tehlikeli olabilecek limit değerler üzeri ağır metal içerip içermediğini biliyormusunuz .

Peki bunu anlayabilirmisiniz.

Cevap vereyim;Tahlil yapmadıktan sonra anlayamazsınız.

Peki  aldığınız her hazır suyu  tüketmeden tahlil edecek pratik bir yönteme sahipmisiniz.

Hayır

Bizim  bu suların içilebilir olup olmadığını evde anlayabilecek bir ölçüm aletimiz varmı.. Hayır.

Ya da en önemlisi halkın sağlığını korumakla görevli Devletin ilgili mercileri tarafından bu sular kontrol ediliyor mu.

Yoksa bugün tükettiğimiz hazır suların sağlıklı olup olmadığını 10-20 yıl sonra nedenini bilmediğimiz bir sağlık sorunu ile karşlaştığımızda mı anlayacağız.

Sürekli yüksek nitrat içeren suların tüketimi ölüme kadar götürebiliyor.Kan hastalıklarına kansere yol açabiliyor. Tadı, rengi ve kokusu olmayan Arsenik  yüksekliğide benzer sağlık sorunlarına yolaçıyor ve bu suları tüketirken siz  bunu anlayamıyorsunuz. 

Böbrek kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Ayrıca Kadmiyum gibi ağır metallerle uzun süre temasta bulunan, kimyasalların karıştığı içme sularını tüketenlerde böbrek kanseri riski artış gösteriyor.

Peki siz içtiğiniz suda kadmyumun limit üstü olup olmadığını anlayabilirmisiniz.

Hayır.

Alüminyumun içtiğiniz suda izin verilen değerden yüksek olup olmadığını anlayabilrmisiniz.Tükettiğiniz gıdanın üzerinde tahlil sonuçlarını göremiyorsanız ancak  Alzheimer hastalığına ile karşı karşıya kaldığınızda.

Peki 50 kullanımdan sonra sağlık açısından risk teşkil eden ve imha edilmesi gereken damacanalar imha ediliyormu. Evinize aldığınız damacana ile ilgili böyle bir veri elinizde varmı.Yada damacananın üzerine kaçıncı kullanım olduğunu belirten bir ibare bulunuyormu.Hayır.O zaman Plastikte bulunan kanserojen fosgeni çoktan vücudunuza aldınız demektir.

PH, suyun asit ve baz durumunu gösterir. İzin verilen pH değeri 5.5 ile 8.5 arasındadır. Sudaki pH’ın değerlerin dışında olması durumunda insan sağlığını direkt etkileniyor. ‘Eğer pH değeri izin verilen değerlerin dışındaysa suyun aşındırıcı etkisi artar, ağır metallerin çözülmesini de artırır. Örneğin bu su borulardan geçerken metallerin çözülmesini sağladığı için ağır metaller suya geçer.

Peki içtiğiniz suyun ph değeri limit sınırlar içindemi.Bunu biliyormusunuz.

Hayır.

İçtiğiniz sudaki klor miktarını biliyormusunuz.Hazır suların üzerinde istenilen oranda kullanıldığını belirten bir ibare varmı.Yada şebeke suyu kullanıyorsanız Belediyeniz veya ilgili kurum bu konuda düzenli her ay açıklama yapıyormu.

Peki klorun az kullanılması kadar çok kullanılmasınında vücuda yapmış olduğu tehlikeleri biliyormusunuz.

Benim gibi birçoğumuzun çocukluğu  o çok klordan dolayı zaman zaman çeşmelerimizden bembeyaz akan suları tüketmekle geçti.Meğerse benim gibi birçoğumuzun dişleri bu klorlu suyun dişlerde yapmış olduğu korozyondan dolayı çürümüş,bozulmuş.Bunu yıllar sonra bir diş doktoru arkadaşımdan öğrenmiştim.

Peki olası olabilecek diğer zararları; Bronşit , astım ve tabii ki Kanser.

Peki bu kadar hayırdan sonra potansiyel bir kanser hastası olma ihtimaliniz var mı,

Ne yazı ki Evet.

Belediyeler tarafından halka sağlanan içme ve kullanma sularının kullanılabilir tüketilebilir olması belediyelerin sorumluluk alanına girerken piyasada bu amaçla satılan hazır içme sularının içilebilir ve sağlığa uygunluk  parametreleri ilgili bakanlıklar tarafından kontrol edilmesi gerekirken ne yazık ki hazır içme suları üzerinde Devlet otoritesi tarafından denetlendiğini gösteren  herhangi bir ibareye rastlayamıyoruz. Birçok ülke ve Türkiyede de hazır içme suları Sağlık ve Çevre bakanlığı tarafındankontrol edilerek piyasaya sürülmektedir.Bunu gösteren ibareler hazır sular üzerinde bulunuyor.Ülkemizde ise böyle bir uygulamayı ne yazık ki görmemekteyiz.Halbuki suların etiketinde; suyun adı, cinsi, imal edildiği yerin adresi, Bakanlıkça verilen iznin tarih ve sayısı, Bakanlığın uygun gördüğü uyarılar, ayırma işlemi gibi Bakanlığın izni ile suya uygulanan işlemler ve suyun sahip olduğuparametreler yer alması gerekir.

 İmal ve son kullanma tarihi ile parti ve seri numarası etiket üzerine yazılabileceği gibi kap veya kapak üzerine görünür bir şekildede  yazılır. Kaynak sularının ticari tanımlaması, kaynağın ismini veya kaynağın bulunduğu yerin ismini yansıtmıyorsa,kaynağın ismi veya kaynağın bulunduğu yerin ismi, bu ticari tanımlama için kullanılan puntonun bir buçuk kat büyüklüğünde puntoyla yazılır. Suyun cinsi, adının hemen altında okunabilecek şekilde yazılır ve bu yazı sembollerle kapatılamaz.

 Etiket üzerinde yer alması gerekli görülen bilgiler, fırınlanmış veya kabartma veya baskı şeklinde olabileceği gibi kağıt etiket şeklinde de olabilir. Kağıt etiketin, suyun tüketiciye ulaşıncaya kadar ambalaj üzerinde kalmasını sağlayıcı, bozulmasını ve düşmesini önleyici her türlü tedbir işletmeci tarafından alınır. Suyun adı mutlaka kapak üzerine de yazılır.Kap, kapak ve etiketlerde tüketiciyi yanıltıcı bilgi ve sembollere yer verilemez.Tüketicinin yanıltılması ve aldatılmasını önlemek, ürün güvenliğini sağlamak için; işleticilerce polikarbonat damacana gibi kaplarda, kap ve kapak üzerine gelecek ve hava ve su sızdırmayacak şekilde shiring uygulanır.Shiring üzerine okunacak şekilde suyun adı ve cinsi yazılır.Ozonla zenginleştirilmiş hava kullanımı ile işleme tabi tutulmuş kaynak sularının kontrol izlemesine ozon, bromat ve bromoform da dahil edilir ve işlem sonucundaki kalıntılar için maksimum limit değeri ozon için 50 µg/L, bromat için 3.0 µg/L, ve bromoform içinise 1.0 µg/L yazılır. 

İnsan vücut ağırlığının %70’nin su olduğu, tüm organların suya ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde ve sağlıklı bir insanın günde 2 lt su tükettiğinide  düşündüğümüzde . Yalnız Avukatı, Mühendis, Doktor, Öğretmen ,işçi ve memuru  değil Bakanıda, Başbakanıda Milletvekili ,Müdür, Müsteşarıda .Kaçış neredeyse imkansız. Üzülerek söylemem gerekiyor ki hepimiz kanser olacağız.