Boşuna konuşmuyoruz. Boşuna demiyoruz ki pandemi süreci KKTC'de iyi yönetilemedive iyi yönetilemiyor diye…

Buyurun işte!

İki günde, iki ilginç vaka:

  1. Yurdumuza yeni giriş yapan bir kişi karantina (gözlem) sürecinin yedinci günündeyken pozitif çıktı.
  2. Elinde negatif test sonucuyla gelip Kıbrıs'ın kuzeyinde yapılan testte pozitif çıktı.

Birinci durum hep sorguladığımız değil mi?Geldi. Negatifti. Memlekete salındı. Hastalık kuluçka süreci sonrası hala negatif mi pozitif mi kimse ilgilenmiyor? Her hasta sağlık kurumlarına baş vurmuyor, çünkü bazları tıpkı çocuklar gibi taşıyıcı olabiliyor. Semptomlar hafif atlatılıyorsa kim ne bilecek? Bu durumda kaç kişi var acaba adada?

İkinci duruma ne demeli? Bu kişi belki de düzmece bir test sonucu ile geldi! Olamaz demeyin… Neler neler oluyor KKTC’de ve dünyada! Belki gerçekten negatifti ve hastalık test sonucunda aktive oldu.

Öyle ya da böyle, her iki örnek vaka da,ki biz bunların olabileceğini çok önceden yazmıştık, beklenmedik sonuçlardan değildi.

Dahası ikinci vakadakikişi belki de panikleyip kaçtı. Elinde negatif raporu hali hazırda vardı. Bir yolunu buldu ve Türkiye’ye geri döndü. Sağlık hizmetini orada almak istedi. Belki Kıbrıs'ın kuzeyinde yeterli sağlık hizmeti alamayacağını düşündüğü için, belki de olay daha çok sarpa sarmasın diye kaçtı… Türkiye’ye pozitifle mi, negatifle mi girer; orada ne olur diye merak ediyoruz doğrusu. Acaba KKTC peşine düşecek mi, yoksa ne hali varsa görsün mü diyecek?

***

Neden bunları örnek olarak sunuyorum?

Kararların nasıl da günübirlik alındığının apaçık göstergesi bunlar! İşler daha çok karışacak. Artık bu son yaşanan örnekler bunun açık göstergesidir.

Görebiliyoruz ki hiçbir yer sağlıklı değil KKTC’de. Eğer bu hastalık söylenildiği kadar bulaşıcı ve tehlikeliyse; değil 45, 145 bile olsa pandemi hastanesi, bize yetmeyecek. Dün Başbakan açıkladı ya Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ayaktan tanı merkezi 45 yataklı pandemi hastanesi oluyor diye…

Kaldıki elimizdeki ilaçlar yeterli mi? Ya testler?

Gelen kişi sayısı dışında yurt içinde bulunan insanların, özellikle de kendi yurttaşlarımız için gerekli önlem her halükârda alınıyor mu?

Gümrük çalışanları, bu insanlar test sonuçları çıkana kadar karantinada kalsınlar diyecek diye grevleri yasaklandı! Oysa çok haklıydılar… Ki test sonucu da kesin garanti değilmiş, dün yaşadık!

***

Bazı kesimlere göre Eylül ya da Ekim aylarında yeniden kapanacakmışız!

Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce mi, sonra mı olduğu ise çok büyük merak. Çünkü öncesi olursa siyaset ortasından çat diye ikiye ayrılacak. Bizi de yutacak gibi geliyor. Çünkü hükümet kıpırdayamıyor, koalisyonu bozamıyor… Birbirlerine çenelerini sıkıca sıkıp baktıklarını konuşuyor herkes her yerde…

Her ne kadar bir kez daha kapanılmayacak dense de eğer bu hastalık söylenildiği kadar tehlikeliyse ve elden başka bir çare gelmeyecekse ortalık gerçekten karışacağa benziyor.

Ucuz atlattık diye düşünürken, birçok küçük işletme, hala batmamışsa, kendini şanslı sayarken bu defa hiç şansları kalmaz gibi gelmiyor mu size de?

Acaba hükümetimiz gelecekle ilgili bu türden risklerle ilgili de plan yapmış mıdır? Belki bu defa hazırlıksız yakalanmayız! Ne dersiniz?

Hayaller olmasa hayatın tadı olmazdı galiba…

Yinede naçizane tavsiyemdir:Siz işinizi şansa bırakmayın.Evinizde gerekli önlemleri alın çünkü gemisini kurtaran kaptandır bu durumda değerli okurlar!

Dr. Çiğdem DÜRÜST