Konumumuz, mesleğimiz ne olursa olsun, yeri geliyor söylediklerimizle yaptıklarımız birbiri ile örtüşmeyebiliyor.

Hekimler olarak, pandemi sürecinde, gerek sosyal medya paylaşımlarımız ile, gerekse yazılı ve görsel medya aracılığı ile görüş ve önerilerimizi sunuyoruz.

Ne için?

Pandemi ile mücadeleyi en az zaiyatla atlatabilmek için.

Yeri geliyor, sağlık siyasetini eleştiriyoruz, yeri geliyor meslektaşlarımızla fikir ayrılıklarına düşebiliyoruz.

Ama gelin görün ki, devletler ve hükümetler ne kadar önlem alırsa alsın, elimizde kala kala üç altın kural kalıyor pandemi korunmasında: Maske, mesafe ve hijyen…

Devlet hastanelerinin bağışlarla kalkınması, pandemi sürecinde daha da bir önem kazandı.

Zaten ilk test kitleri ve tıbbi malzemeler de, gönülleri geniş insanlarımızın destekleri ile temin edilmemiş miydi?

Bunlar güzel şeyler.

Bundan beş gün kadar önce, yine buna benzer bir olay yaşanmıştı. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ni Kalkındırma Derneği, hastaneye birtakım tıbbi malzeme bağışlamıştı.

Bu bağış da Sağlık Bakanlığı’nda fotoğraflayarak ölümsüzleştirmek istendi anlaşılan.

Bu fotoğraf da medya aracılığıyla halkımızla paylaşılmıştı.

Belli ki örnek olmak için, yardımlaşma ruhumuzu kamçılamak içindi.

Ancak, bir konu önemliydi:

Pandemi ortamında, hele hele yerel vakaların arttığı zaman diliminde böyle bir fotoğraf karesi gerekli miydi?

Covid-19 olan ve hastalığı zor atlatan bir meslektaş dostum söylemişti: ‘’Dostum, gerekirse çayını kahveni bile ayrı iç. Bu hastalığın nereden geleceği belli olmuyor.’’ diye.

Kimin ne zaman virüse maruz kalacağı bilinmez.

Herhangi birimiz, önümüzdeki günler, aylar ve belki de yıllar içerisinde bu Koronavirüs’e maruz kalabiliriz.

Elbette korunuyoruz. Elbette ne kendimizin ne de bir başkasının Covid-19 ile tanışmasını istemiyoruz.

Sağlık Bakanı’mız Sayın Pilli, adeta bir baba hassasiyeti ile yaklaşıyor ülkemizdeki Covid-19 ile mücadeleye.

Ama yine de yeri geliyor kaçamıyorsunuz.

Basiretin bağlanması mı dersiniz, anlık ihmal mi dersiniz, boş bulunmak mı dersiniz, önlem yetersizliği mi dersiniz, sürpriz mi dersiniz hiç fark etmiyor.

Alacağınız tüm önlemlere rağmen virüs yine de bulaşabiliyor.

Gönül isterdi ki, bu fotoğraf karesi pahalıya mal olmasaydı.

Aynı fotoğraf karesinde Sağlık Bakanı, Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü, Yeni Başhekim, Eski Başhekim birlikte yer almasaydı da şimdi bazıları pozitif, bazıları zorunlu izolasyonda olmasalardı.

Belki bundan sonra, yapılan yardımlar, yardım amaçlı toplantılar, bazı görüşmeler bir araya gelerek topluma duyurulmak yerine, teknolojik olanaklar kullanılarak yapılır.

Böylece, bir fotoğraf ile mesaj verelim denilirken, birçok kişinin de yüreği ağzına getirilmemiş olur.

(Not: Sayın Arıklı’nın Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’ndaki devir teslim törenine benzer kareleri de umarım bir süre görmeyiz. Zira, kendileri Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ‘’en uzun süre izolasyonda kalan temaslı’’ olarak bir tecrübe yaşamıştı. Tekrarlamaması dileğiyle.)

İletişim: 0542-8529899