Yok.

Nasıl bu kadar kesin ve net ahkam kesebiliyorum?

‘’Hastaların haklarını arayan var’’ diyen varsa çıksın anlatsın o zaman.

Göstersin o toplum cengaverini, hak savunucusunu!

Gösteremez.

Kimse bana ‘’doktor düşmanı doktor’’ demesin.

Ben de hasta oldum, yaşayacaklarımı hasta olarak yaşadım.

Empatiyi hem doktor hem de hasta gözüyle yapabilecek kadar sağlığın tornasından geçmiş biriyim.

Neler yaşadıklarımı zamanı gelince elbette anlatacağım. Hem tıbbi yönüyle, hem de bir özel sektör çalışanına patronun yaptıkları yönüyle… Ana zamanı gelince…

Konumuz, bu ülkede hasta haklarını savunanın olup olmadığı konusu.

Bir hastanın yaşadığı mağduriyetin sonuna kadar takibi neredeyse hiç yapılmadı, yapılamadı.

Nice hasta şikayetleri, Sağlık Bakanlığı’nın, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin, Evrensel Hasta Hakları Derneği’nin dosyaları arasında çürüdü gitti.

Ama gelin görün ki, hangi sağlık soruşturmasının neticesi toplumla paylaşıldı?

Hangi sağlık mağduru, yaşadığı mağduriyetinin karşılığını alabildi?

Hangi birlik, hangi dernek, hangi devlet kurumu, mağdur olan bir hastayı kanatları altına alabildi?

Hiç… Koca bir hiç…

Hastaların haklarını aramak üzere yola çıktıklarını iddia edenler var elbette bu ülkede.

Belki de tek hasta hakları savunucusu olduklarını iddia eden, Evrensel Hasta Hakları Derneği.

Tüzüğünde yazmakla olmuyor hasta haklarını savunmak.

Sahada olmayı gerektiriyor, üzerine gitmeyi gerekiyor, cesur olmayı gerekiyor, yerine göre birilerini de karşına almayı gerekiyor!

‘’Projemiz var.’’ diyecekler. Avrupa Birliği desteğini arkasına aldıklarını, bu destekle ikincisini yaptıkları Hastanın Sesi Projesi’nden bahsedecekler. Toplumumuzu 14 Hasta Hakkı konusunda bilgilendirip bilinçlendirdiklerini anlatacaklar. ‘’Yollara düştük, geziyoruz’’ da diyecekler. Onlara haksızlık yaptığımı ifade ederek kızacaklar bana.

Ama üzgünüm değerli okurlar.

Neredeyse 3 yıl oldu. Hala aynı proje ile hastalara hakları anlatılmaya çalışılıyor bu ülkede.

Hastalara haklarını öğretmek ile, hastaların haklarını arama konusunda onları cesaretlendirmeyi, onları yönlendirmeyi, kendilerine iletilen şikayetleri ciddiye alarak üzerine gitmeyi, gerekirse bünyelerinde bulundurdukları avukatları ile, hasta hakları savunucusu sıfatı verdikleri üyeleri ile hasta haklarını ihlal edenlerin üzerine gitmeyi bir tutuyorlar galiba.

En nihayetinde, projeler projeleri kovalarken, proje çalışmaları için yurt içi ve yurt dışı gezi fotoğrafları paylaşılırken, bir tane bile hastanın ezik sessizliğini haykırışa dönüştürememenin nedenini sorguluyorlar mıdır acaba?

Bu ülkenin sağlıktaki statikosunun lokomotifi olan Tıp-İş’i ziyaret ettikleri zaman, hastaların neler düşündüklerini akıllarına getirmişler miydi acaba?

Ya da, ülkenin tek hasta hakları derneği olmalarına rağmen, mağdur tek bir hastanın bile yoluna ışık tutamamanın burukluğunu içlerinde hissediyorlar mıdır acaba?

Geçelim hepsini!

Değerli okurlar;

Bu ülkede hastalar var.

Bu ülkede hastaların hakları var.

Bu ülkede hasta hak ihlalleri var.

Bu ülkede devletin kurumları var.

Bu ülkede Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği var.

Bu ülkede Evrensel Hasta Hakları Derneği var.

Ama…

Bu ülkede, hastaların haklarını arayan yok!

Eğer bir hasta veya yakını çıkıp da tek başına hakkını aramaya kalkarsa da,

Vay haline!

H. İlker İpekdal

0542 852 98 99