Bir harita varmış.

Bu harita Anastasiadis ile Akıncı arasında görüşülmüş.

Bu görüşülen harita Cumhurbaşkanlığı arşivine girmiş.

Giren harita şimdi bulunamıyormuş!

***

Akıncı’nın müsteşarı bizzat elimle yeni müsteşara takdim ettim diyor. Yeni müsteşar yok diyor!

Cumhurbaşkanı Tatar da arşivimizde olması gerektiği halde bulunmayan bu harita ile ilgili gerekirse soruşturma başlatılacak babında bir şeyler söylüyor!

Allah aşkına bizi yemeyin!

Kamuda işlerin nasıl işlediği açıktır:

Evrak ilgili kamu kurum ve kuruluşuna hangi noktadan girerse girsin ve hangi kurumları dolaşırsa dolaşsın her bir noktada arşivlere kaydı yapılır.

Örneğin Dışişleri Bakanlığı arşivinden girer ve İçişleri Bakanlığı’na ulaştırılması istenirse, arşiv önce ona gelen evrak işlemi yapar. İlgili yetkililer onu görür. Gördüklerine dair parafe ederler. Sonra “gereği” evrak üzerine belirtilir.

Ardından aynı evrak arşivde yeniden kaydedilerek, arşiv yetkililerince giden evrak işlemi görmesi için işlem yapılır. Bunların tümü kayıt altındadır.

Giden evrak gideceği noktaya varmadan ilgili dairenin/bakanlığın/kurumun arşivine girer. Orada kaydı tutulur ve oranın yetkilisinin önüne gider. Bir daha gelen evrak işlemi görür. O da “gereği” şeklinde notunu düşer ve ilgili birime gönderir.

Her durak bir kayıt noktasıdır.

Akıncı’nın saraya girdiği günlerden bu yana elektronik belge yönetim sistemi (EBYS) ile çalışan kamu yazışmaları ayrıca bu sistemi kullanmak zorundadırlar.

İvedi ve/veya çok gizli şekilde de evraklar bu sistem üzerinden gönderilebilir.

***

Diyeceğim şu ki ortada bir harita var ise zaten bu yöntemle alınmıştır.

Bu yöntem olmasa da devlet işleyişi mantığı ile yukarıda anlatılan evrak yolculuğunu izlemiştir.

***

O halde bu evrakın veya herhangi bir evrakın bulunmaması söz konusu olamaz.

Dahası eğer evrak bulunamıyorsa ortada ya büyük bir suç ya da büyük bir komplo vardır ki bu hususta da açıklama yapılmış ve bizzat müsteşarlar arasında alınıp verildiği söylenmiştir.

Bunun açığa çıkarılması için uğraşmak çok da zor değildir.

Bu neyin kavgası ve nasıl çocukça bir bakış açısı vardır ki, ben verdim diyene karşılık, bende yok da denilerek toplum gündemi meşgul edilirken, öte taraftan aradaki pek çok kamu görevlisi de zan altında bırakılıyor!

Neden bir tanesinin bile sesi çıkmıyor?

Neden sendika üyesi olan evrakın seyahati üzerinde yola alan noktalardaki üyelerini savunmuyor…

***

Çok ama çok sorumuz olmalı bunu dinlediğimiz andan itibaren.

Zaten var da…

Hem bu harita ile ilgili konuşulmuşsa, müzakere edilmiş ya da edilmek üzere teklif söz konusu olmuşsa, tutanaklar da vardır.

Zaten aynı tutanaklar veya içeriği aynı olan tutanaklar Güney’de de vardır. Bulmak da o kadar zor değildir.

Geriye tek soru kalıyor: Yoksa bulunması mı istenmiyor?

***

Wellcometo TRNC ayarında bir tartışmanın, cumhurbaşkanlığı ayarında bir noktada yapılması üzücü ve mahcubiyet uyandırıcı!

***

Sayın Tatar gidecek ve Guterres ile Anastasiadis’e biz bunu görmedik mi diyecek?

Anastasiadis teslim etme belgeleri ve imzalarla karşılarına çıkarsa Tatar orada ne yapacak?

Buyurun bu soruya da siz cevap verin…

Dr. Çiğdem DÜRÜST