Bu yazı aslında bir anlamda da seçimlerde oy kullanmayacak olanlaradır…

Yapılan kamuoyu yoklamalarında yüzde 20’den fazla seçmenin sandığa gitmeme kararında olduğu görülüyor!

Gerekçe de şu;

“Gelen aynı giden aynı bunlardan bir şey olmaz…”

Bunu düşünen seçmen aslında siyasilere değil kendine bir takım suçlamalarda bulunuyor!

Toplum adına değil de kendi menfaatlerin adına tercih yaparsan elbette bunlardan hiçbir şey olmaz…

Oysa sana vatandaşlık görevi olarak 5 yılda bir sihirli değnek veriliyor!

Onu kullanabilirsen ne ala…

Seçtin, beceremedi bir daha seçmeyeceksin!

Onu gönderip yenisini getireceksin…

Seçilmek, milletin vekili olmak öyle çok da kolay çantada keklik olmayacak!

Ercan’ın zarar sokulması iddiasıyla CTP Meclis’te soruşturma açılmasını talep etti…

Özgürgün’ün, Ertuğruloğlu’nun ve Dürüst’ün devleti zarara sokmaları iddiasıyla soruşturulmasını istedi!

Bunun kabul edilmemesi de sürpriz olmadı doğrusu…

Hem de bir genel seçim öncesinde hükümet ayağına kurşun sıkar mı?

Başbakan bu konuda kısmen doğru söyledi;

“Siyasetçinin yargısı halktır” dedi…

İşte alın size bir fırsat diyor anlayacağınız!

Adam gibi seçim yapın, o kutsal halkın iradesinin yansıdığı binaya adam gibilerini sokun ki onlar da gerektiği zaman çalandan, çırpandan, devleti zarara uğratanlar hesap sorsunlar…

Evet, Özgürgün’ün dediği gibi siyasilerin yargısını halk yapar ama bunun da bir devamı vardır ve günü geldiğinde halkın iradesi ile koltuğa oturanlar da eğer sessiz kalırlarsa, siyasetçiyi koruma güdüsü ile hareket ederlerse ne fayda!

Ne yazıktır ki bizdeki asıl sorun siyasetçinin siyasetçiyi koruma içgüdüsüdür…

Hele de aynı parti rozetini taşıyorsanız sanki artık kural haline gelmiştir ki bana dokunmayan yılan misali yaşanır hep!

Sonuçta siyasi partilerdeki çürük elmalar temizlenmediği sürece temiz toplum ve siyasetten sebeplenmek olanaksızdır, imkansızdır…

Aksine siyasiler önce kendi içlerindeki çürükleri temizlemelidir ki başkalarının peşine düşerken ortada hiçbir şüphe kalmasın!

Ercan olayında da durum aslında bundan farksızdır…

Bir bakan ve bir iş insanı karşılıklı olarak birbirlerine ‘rüşvet’ iddiasında bulunmuşlar ama konu bir türlü yargıya taşınmamıştır!

Örneğin UBP içinde çok sayıda siyasetçinin bu durumdan sıkıntı duyduğunu bilmekteyiz ama iş yargıya, hesap sormaya gelince nedense hepsi de dut yemiş bülbüle dönmektedirler…

Oysa bir ilk yaşansa, yolsuzluk ve arsızlık yaptığı için birinden hesap sorulsa, bunun bedeli ödettirilse o siyasi parti halkın gözünde çok daha yukarılarda olacaktır!

Onun içindir;

Sandığa gitmeyecek olanların gerekçelerini belki bir nebze anlayabiliriz ama bunun toplumun geneline vereceği zararları da göz önünde bulundurmak kaydıyla!

Sandığa gitmeyip, siyasileri boykot etmek topluma, bu ülkenin geleceğine yapılan ihanet olacaktır…

Sandık bir anlamda halk mahkemesidir ama bunun da devamını gelmesi için seçerken seçici olmak, hesap sorulabilmesi için Meclis’in önünü açmak işte yine seçmenin elindeki sihirli değnek ile ancak olabilir!   

Değişimden korkmayalım…

Geçmiş senelerde yapılan yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri…

Aslında ülkede bir değişimin de başlangıcıydı!

İnancımız odur ki değişim bu genel seçimlerde çok daha fazla gözle görülecek…

Toplum için siyaset yapanları bir yana koyuyoruz!

Ama şu anda meclis koltuklarında oturanların büyük bir kısmı bu ülke için parmağını bile kıpırdatmamıştır…

İyi ile kötüyü bu kez çok daha analiz ederek ayırmalı, çürük elmaları evine gönderirken, yeni, temiz, kirlenmemiş ve vizyon sahibi olanları da artık o kapıdan içeri sokmalıyız!

Ülkenin geleceği için… 

Sadece merak işte?

Boyunuz uzadı mı?

Bir cadılar bayramı daha geldi geçti…

Bundan ne kazanç elde ettik bilemiyorum!

Olayın ticari boyutuna bakarsak, esnaf biraz satış yaptı, barlar biraz daha içki sattı, hadi onlar için olay tamamen bir kazanç kapısı…

İyi de gençler bu işten ne kazanç sağladı!

Sokakta olanları değil okulda olanları ya da olacakları diyorum…

Birkaç gündür hem özel hem devletin okullarında hummalı bir cadılar bayramı kutlaması çalışması var!

Dert etmemek elde değil…

Vergi vermeyenler?

KKTC tarihinde ilk kez denk bütçe sunulmuş…

Serdar Denktaş bunun için övünürken, onun aksine ekonomistler aksini söylüyor!

Bir de düşünsenize bu ülkede kazananlar devlete olan vergi yükümlülüklerini yerine getirse nasıl olurdu ama…

Zira birkaç gündür vergi verenlerin listeleri yayınlanıyor ama çoğu da ne yazık ki sadece çerez parası değerinde!

Lüks yaşıyorlar ama vergi konusunda fakir davranıyorlar…

9 Bin TL’yi geri verecekler mi?

UBP bu seçimlerde gerçekten de mali yönden en çok kazanan parti olacak…

Yüzlerce aday adayı müracaat yaparken partilerine 9 bin TL ödeyecek!

Aday oldukları halde de 21 bin TL daha…

Peki aday olmazlarsa ne olacak?

Paralar yanıp da üstüne su mu içecekler…

Ya da herhalde ‘vatan sağ olsun’ diyecekler!

Niye gazeteci yok?

Genel seçimler kapıda…

Yüzlerce aday adayı yarışacak Meclis’ten bir koltuk kapmak için!

Her meslekten var ama…

Bizim meslekten yine olmayacak gibi görülüyor!

Allahın kulu cesaretli bir gazeteci yok mu aktif siyasette yer almak isteyen…

Hep eleştiririz de niye ülke yönetiminde söz sahibi olmak istemeyiz?

MESAJ KUTUSU

Sayın Narin ŞEFİK, istinaf davalarındaki gecikmeler bir çok mahkumun da özgürlüğünü kısıtlıyormuş. Mahkemelerde özveri ile çalışıldığını iyi bilenlerdeniz ama mahkum aileleri de artık sabırsızlandıklarını bu konuda daha hassas davranılması gerektiğini vurguluyorlar.

Sayın Abdullah AKTOLGALI, Çevre Dairesi olarak gece denetimlerinin tamamen Mağusa’da eğlence yerlerinde ağırlık verilmesi buradaki işletmeleri sıkıntıya sokmaya başlamış. Girne’yi kaale almadığınız yönünde sitem dolu mesajlarınız geliyor!

Sayın Bulut AKACAN, Girne’den Başbakanın özel kontenjan adayı olarak UBP adayı gösterilecek olmanız birilerini epey rahatsız etmiş ki kapıda epey şikayetçi kuyrukları oluşmaya başlamış. Mademki çoğunu rahatsız ettiniz doğru yoldasınız demektir…

Sayın Kamil KAYRAL, seçimler öncesi yasal olmayan aceleye getirilmek istenen atamalara aman dikkat! Zira siyasetçi hep bu tür icraatlardan prim sağlamaya çalıştığı için bu dönem çok daha dikkatli olmanız gerekiyor…

Sayın Serhat İNCİRLİ, Gecizi’nin anketinde bile yer aldığınıza göre artık bizim meslekten siyasete atlayacak kişi olmaya ne dersiniz? En azından şansınızı deneyebilirsiniz, zira bu kez değişim kesinlikle kazanacak. Ciddi olarak düşünün deriz…

Sayın Bülent FEVZİOĞLU, YDP’den milletvekili adaylığınız bölgede ciddi bir heyecan yarattı. Artık sizin gibi sanatçılar da ülke yönetimine aday olmalı ve bunu için de cesaretli kararlar alabilmeli. Hayırlısı olsun deriz…

Sayın Gürcan ERDOĞAN, başında bulunduğunuz kurumda asıl görevlerini unutup iş takibi yapan bazı yönetim kurulu üyelerine aman dikkat! Onlar iş takibinde ama siz de onları takibe alırsanız kurum da gereksiz yıpratılmamış olur değil mi?

Sayın Ahmet ASLAN, Lefkoşa’dan UBP aday adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Geçen yılki seçimlerden de tecrübeler çıkararak bu kez başarmamak için hiçbir neden yok. Şimdiden ekibi kurmakta yarar görüyoruz…

Sayın Kemal DÜRÜST, şu Ercan olayları ile ilgili bir ağzınızı açsanız ortalık kalkıp oturacak ama acaba diyoruz seçim sonrasını mı bekliyorsunuz? Artık perde gerisinde yaşananlar gün yüzüne çıkmalı ki vatandaş iyi ile kötüyü ayırt edebilsin…

Sayın Kemal OKTAR, Göçmenköy ahalisi artık kendilerini mecliste temsil edecek bir bölge insanı istiyor. Bu konuda öncülük etmeye ne dersiniz? Siyasetin tam göbeğindeki bir kişi olarak artık ciddi ciddi düşünün deriz…

Sayın Erdoğan ŞANLIDAĞ, tam da emekliliğin tadını çıkarırken, torunlarla haşır neşir olurken şu adaylık mevzusu da nereden çıktı yani! Tamam siyaset sizin de kanınızda var ama Lefke’nin ender güzelliklerinden mahrum olmayın deriz…

Sayın Hasan UZUN, adaylık için artık karar anı geldi çattı. Ya bu deveyi güdeceksiniz ya da artık siyasetten vazgeçip kendinizi tamamen işinize ve sevdiklerinize vereceksiniz. Bu arada bir denemekten ne çıkar ki? Geniş bir aile sahibi olmak siyasette her zaman avantajlıdır…

Sayın Okan Veli ŞAFAKLI, akademisyen arkadaşlarınız artık sizin de siyasete atılma zamanınızın geldiğini düşünüyorlar. Bu ülkenin ciddi anlamda ekonomiden anlayan uzman vatanseverlere de ihtiyacı var.

Sayın Kudret ÖZERSAY, adaylardan mal beyanı isteyen siyasi parti olarak bir de şimdiden seçim bütçesini açıklamaya ne dersiniz? Zira bu seçimlerde bütün gözler sizin üzerinizde olacak ve hepsi de bir açığınızı bulmak için yarışacaklar…

Sayın Göksel SAYDAM, özellikle bütçe konusundaki görüşleriniz dikkatlerden kaçmıyor! Siyasilerle ekonomistleri de ayıran özellik bu olsa gerek değil mi? Bu arada sizin aileden Meclis’e bir temsilci göndermeyi hala düşünmüyor musunuz?