Beşparmak Düşünce grubu . Adını duyanlarınız vardır.

Akil insanlardan oluşan bir grup.

İçlerinde bilim adamları ,siyaset içerisinde uzun yıllar bulunmuş Milletvekilliği ,Bakanlık Başbakanlık yapmış siyasetçilerde var.Ama öyle abur cubur siyasetçilerden değil.

Liyakat sahibi,siyasette bulundukları dönemde öncelikleri hizmet olan konuşmasını oturmasını kalkmasını toprağın ve özgürlüğün ne derece kıymetli olduğunu bilen.Çatışma değil uzlaşı ile sorunları çözenlerden.

Sırasında Hükümet edenlere,sırasında Cumhurbaşkanı ve Türkiyeyede Kıbrısla ilgili görüş ve düşüncelerini açıklayan neler yapılması gerektiğinin altını çizen bilimsel ve stratejik öngörüleri ile yol ve yön gösteren kişiler.

İsmail Bozkurt, Ekrem Ural, Hakkı Atun, Prof. Dr. Salih Saner bunlardan birkaçı.Yaşları birçoğunun 80 in üzerinde ama Vatanlarını milletlerini bu topraklar üzerinde yaşayan çoluk çocuk her bir bireyi gayle edinip çalışıyorlar.Görmüş oldukları tehlikelere dikkat çekiyorlar.

İçerisinden geçtiğimiz bu sıkıntılı ve zor dönemde yine biraraya gelip bir açıklama yapmışlar.

Akılları karışık olan ,sorunun ne olduğu konusunda tam bir bilgisi olmayanlara Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yaşadığımız bu süreçte doğru yolun ne olması gerektiğine işaret etmişler.

Açıklamalarının içerisindeki kısa bir paragrafı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yazılı metin şöyle;

‘’Dünyadaki federalizm deneyimleri ve araştırma sonuçları da incelendi. İçten çok güçlü destek olmadan, zorlama veya dış telkinlerle “dünyanın en zor yönetim modellerinden olan” ikili bir federasyonun sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığı, Kıbrıs’ta siyasi bir ortaklığın gerçekleşememesinin birinci nedeninin Rum ve Yunan taraflarının hegemonyacı arayışları, ikinci nedenin de BM’nin üslendiği aracılık rolündeki başarısızlığı olduğu savunuldu.

BM’nin başarısızlığının altında Güvenlik Konseyi Daimî Üyesi küresel güçler arasındaki rekabetin etkileri ve bu Daimi Üyelerin Güvenlik Konseyi’ni kendi ulusal çıkarlarını ileri götürmek için bir araç olarak kullanmaları yatıyor.Bunlar BM’yi ilkelerin ve hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu uluslararası bir organ olmaktan uzaklaştırmaktadır.

Federalizm konusunda uluslararası deneyime ve yapılan araştırmalarda Kıbrıs’ta ikili bir federal ortaklığın sürdürülebilir olabilmesi için gereken koşullar bulunmuyor .

Esasında federal çözümün tek seçenek olarak görülmesi hatalı bir müzakere stratejisi olması yanında Kıbrıs Türkünün var olan kendi geleceğini tayin hakkına bir sınırlama, hatta ipotek koyma anlamına gelir.”

Çıkar ve koltuk gaylesi olanlara inanmayabilirisiniz. Aklımızın karışık olduğu zamanlarda olur.

Ülkemizdeki birtakım siyaset ve siyasetçilerden dolayı ne yazık ki bizlerinde bu şekilde düşünmesi yanlış değil.Bu doğrudur.

Şimdi yine bir seçim arifesindeyiz.

Sandığa gitmek istemeyenler,gidip oyunu yakanlar kadar gidip ne yapacağı konusunda aklı karışık olanlarda olduğunu biliyorum.

Fakat memleket sevgisinden başka hiçbir çıkarı , seçim kazanma ve iktidar olma gaylesi olmayan bu sese kulak vermek seçim yapmanıza yardımcı olacağı kadar en doğrusunu yapmanızda yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.

Neticede her şey bu adada var olan barış ortamının devam etmesi ve daha yaşanılabilir bir ülke için.