Geri kalmış ülkelerin son meselesi kültürdür. Kültürel etkinlikler için para harcanmaz. Buralar için insan kaynağı yetiştirilmez. Yetişmiş insan kaynağı değerlendirilmez.

Bu işlerle uğraşanlar boş gezenin boş kalfası olarak görülür. Üstüne üstlük bir de ne çıkarları olduğu da sorgulanır. Çünkü “böylesi gereksiz ve verimsiz meselelerle ilgilenenlerin muhakkak bir çıkarı vardır ki bu işin peşindedirler” algısı için ortam biçilmiş kaftandır!

Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu (KTHDF) da, halk dansları camiası da, geleneksel halk kültürü ile ilgilenen dernek ve birlikler de bu kefede değerlendirildi durdu 30-40 senedir.

Kâh Rumcu damgası yiyenler oldu, kâh aşırı milliyetçilikle kültürümüzün dejenerasyonu ve asimilasyonumuza hizmet verdikleri hususunda eleştirildiler.

***

On yıllar sonra nihayet bir şeyler yoluna girecek mi ne?

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun ağzından bizzat duydum! Hatta kendisini doğrudan tebrik ettim. Tebrikin büyüğü elbette Özlem Kadirağa ve ekibine… Bir de çalışmaları başlatan Erdinç Akün ile ekibine…

Çünkü bir kıvılcım ile başlayan geleneksel olanı aslına uygun derlemek, Federasyon üyesi dernekler arasında yaygınlaştırmak ve özellikle yurt dışı temsiliyetlerde bir saygınlığa kavuşturmak için ilmik ilmik örülenler meyve ermeye başladı.

Benimde içinde olduğum, lisanstı, eğitimdi, amatör dansçıların ufkunu genişletmekti, bilinçlendirilen gençlerle yola devam etmekti tartışmaları ve çabaları en azından Federasyonla 2006’lardan beri devam ederken 2017 ve 2019’da gerçekleştirilen eğitim çalışmaları sayesinde yüzlerce gence onlarca dernek çatısı altında oldukları için ulaşmak başarısına erişildi.

Bir ilk olan bu çalışmalar adeta halk dansları dendiğinde akla gelen ne varsa, onların okulu oldu. Alanında yetişmiş eğitmenler ve akademisyenlerle gerçekleştirilen çalışmalar sonunda C Lisanslı pek çok dansçı oldu.

Bunu yapabilmek için hayata geçirilen derlemeler, alandan ya da masa başından bulguların derlemeler sonucunda raporlaştırılması gerekiyordu.

Başarıldı.

Ve bakan işte tam da o noktada önemli bir adım ile hem 40 yıla varan halk dansları camiasının saygınlığını teslim edip ilan etti, hem de bunun kalıcı olması için önemli bir kararın altına imza attı!

Artık dış görev olarak bilinen KKTC’den İngiltere’ye Millî Eğitim Bakanlığı tayini ile gönderilen öğretmenlerin en az “C Lisans” dansçı sertifikasına sahip olmaları zorunlu hale getirilmiş…

Bakan konuşmasını yaparken çok dikkatli dinlemediğimizi itiraf etmeliyim. Çünkü bu sözlerin sarf edildiği toplantı çok formal olmayan bir resepsiyonda toplanan halk dansları camiasının 2. dönem C lisans sertifikalarının dağıtılacağı bir toplantıydı.

Yalnız Bakan bunu açıkladığında herkes kulak kesilmişti…

***

Düşünsenize!

İngiltere’de binlerce Kıbrıslı çocuk ve gencimize, zorunlu sebeplerle de olsa hayatlarını orada sürdürürlerken, Kıbrıs’tan ve Kıbrıslı kültürden kopmamaları için sağlanan eğitim imkânı için Bakanlık öğretmen atıyor. Kültüre dair ne varsa bu öğretmenlerin oraya taşıması bekleniyor. Oralarda da halk dansları ekipleri kuruluyor. Ancak bundan bihaber olabiliyor öğretmenler.

Şimdi memleketlerine daha yakın, daha bilinçli bir şekilde eğitim alabilecek olan geçlerimiz ve çocuklarımız diğer alanlarda da kaçıncı kuşak olursa olsun bu anlamda desteklenirse belki bazı politikacılarımızın hayalleri de gerçek olabilecek bir yola girer.

Elbette Kıbrıs’ta yaşamayan Türklerin seçme hakkının olması sorunsalından bahsediyorum ki benim buna karşı olduğumu sağır sultan duymuştur.

Haa… Unutmadan söylemeliyim: Sadece İngiltere’de değil Kıbrıslı Türklerin yoğun yaşadığı ülkeler. Oralar için de bir şeyler düşünülecek ve bu güzel adım yarım kalmayacaktır umarım. Değil mi?

Yine de bir yerden başlanması çok hoşuma gitti. Hem kültüre karşı hissettiğim sorumluluk hem de Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu’nun saygınlığının artık adım adım teslim edilmeye başlanması açısından.

Bilin istedim!

Dr. Çiğdem DÜRÜST