Nasıl bir memleket olduk böyle diye hayıflanıyor herkes…

İşlerin tamam gitmediği, her şeyin yarım yamalak olduğu bir düzen yaşanıyor!

Sağlıkta olduğu gibi…

Devlet hekimlerinin ikinci iş yapabilmesi için bir tüzük hazırlandı!

Bugün yarın yürürlüğe girecek…

Ama serbest hekimler bu konuyu da mahkemeye taşıyacak ve sonrası yine kaos!

Çünkü sokaktaki çocuk bile bilir ki tüzükler yasaların altındadır, hele de bu konuda ikinci iş yasak olarak ilan edilmişse ne yapsanız nafile…

Bir yanda yasalar ve onları korumakla yükümlü bağımsız organlar!

Diğer taraf da geçici de olsa yasaların yumuşatmak için hazırlanan tüzükler…

Sağlıkta aslında başka bir ciddi konu daha yaşanıyor…

Bilindiği üzere uzun bir süredir hastanelerde güvenlik işleri özel sektöre devredildi!

İhaleyi kazanan güvenlik işini alıyor…

Ama bu kez ihaleyi kazanamayan şirket, ara emri alıp da ihaleyi kazanan şirket güvenlik işine başlayamayınca alın size bir kaos daha!

Ve gazete haberlerinde darp edilen hekimler, hemşireler, sağlık görevlileri…

Ardından yapılan tepki açıklamaları!

Değişmeyen sonuç, güvenlik olmadıkça darp ve sövgülere devam…

Nasıl bir ihale sistemimiz vardır ki bir ihale sonuçlanıyor ve kazanan görev başı yapamıyor!

Demek ki bir takım esneklikler var, anında yasalar devreye giriyor…

Lefkoşa Devlet Hastanesi başta olmak üzere şu anda hiçbir hastanede güvenlik görevlisi yok…

Ama bakanlık Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne birkaç tane görevlendirmiş!

Lütfen not edin bir kenara…

Ay sonu geldi mi bunların maaşlarının ödenmesinde yasal sıkıntılar yaşanacak ve bu insanların tümü de mağdur olacak!

Anlayacağınız yarım yamalak işler…

Daha da ilginci hastanelerde çalışanların şu sıralar güvenlik sorunu var ama ilgili sendikalar nedense ikinci iş kadar patırtı kopartmıyor!

Sanki de hekimin, hemşirenin çalıştığı kurumda güvenliği hiç önemli değilmiş gibi…

Kızgın hastalar ya da yakınları hastanede ciddi bir olay başlatsa kimin canının garantisi var?

Bu arada sanki de bu aralar sağlıkta çok ciddi bir kaos yaşanırken, sanki de bu sadece bakanlığın kendi sorunuymuş gibi hükümet ortada yok…

Zira yaşanan her tartışmanın en büyük nedeni maddi imkansızlıklar!

Bakan ve müsteşar ekibiyle birlikte bozulan klimaların tamir edilmesi de dahil koşturup duruyor ama sanki bu bakanlık  bu ülkenin bakanlığı değilmiş gibi muamele görüyor…

Haliyle yapılan operasyonların başarı şansı çok az oluyor!

Sonuçta eğer hastanelerde ara emri nedeniyle güvenlik şirketi işe başlayamıyorsa ve bu konuda taşıma suyuyla idare edilmeye çalışılıyorsa bu da demektir ki hastanede çalışanların hepsi de tehlike altındadır…

Zira güvenlik yoksa dayak olacaktır ki, şu anki pozisyonda bunun önüne geçmenin imkanı yoktur!

“KKTC İlahiyat mezunları mağdur ediliyor!..”

“Kamu Hizmetleri Komisyonumuzun yeni ilan ettiği öğretmenlik münhalleri içerisinde bir tane bile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği bulunmaması biz KKTC İlahiyat mezunlarını derinden üzmüştür. 2016 yılındaki münhal, Fetö gerekçesi ile askıya alınmış, sınava giren diğer öğretmen adayları mağdur edilmiştir. Sınavda birinci gelen Selçuk Genç Fetö üyesi olmakla Türkiye tarafından iadesi talep edilmiş olup geçen Haziran ayında Lefkoşa Kaza Mahkemesince yargılanıp teminatla tutuksuz yargılanması devam etmektedir, konu basınımızda genişçe yer almıştır.

2015 yılında YDÜ İlahiyat fakültesinden mezun olduk, girişimlerimize rağmen münhal açtıramadık. Uzun uğraşlarımız sonucunda ise 2016 yılında bir tane ‘Din Kültürü Ahlak Bilgisi’ öğretmenliği münhali açtırabildik. Eylül ayının ilk haftası yapılan sınavda birinci gelen S.G ise mülakata çağırılmasına rağmen mülakatı yanlışlık gerekçe gösterilerek iptal edildi! O süreçte Kamu Hizmetleri Komisyonuna, Başbakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına, Maliye Bakanlığına gidip münhal artırılmasını talep ettik, neden ikinci gelenin mülakata çağırılmadığının üzerine gidince konunun savcılıkta olduğu bilgisini aldık. S.G’nin Türkiye’de Fetö üyeliğinden arandığını öğrendik. Konunun savcılık sürecinde olması nedeniyle de üzerine gidemedik.

Aldığımız son duyumlara göre S.G’nin davası sonuçlanmadan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği münhalinin açılamayacağıdır. Bu davanın 3-5 sene sürmesi halinde KKTC İlahiyat mezunları mağdur edilmeye devam mı edilecektir? Bir diğer iddia ise S.G’nin yeni açılabilecek bir öğretmenlik münhaline de başvurabileceğidir, oysa S.G Kamu’nun açabileceği diğer sınavlara da rahatlıkla başvurabilir, Kamu Hizmetleri Komisyonumuz hepten askıya mı alınacak?

Türkiye’de Fetö üyeliğinden aranırken KKTC’ye gelip öğretmenlik sınavına girerek ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ öğretmenliği münhalini sabote eden S.G’nin bizleri mağdur ettiğine inanmaktayız. 2016 yılında yapılan öğretmenlik münhali ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ öğretmenliği sınavından doğan haklarımızın ilgili makamlarca yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ümit etmekteyiz. Ayrıca bu seneki öğretmenlik münhalleri için KTOEÖS’ün 2017-2018 İhtiyaçlar Taslak Çalışmasında 10 adet Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ihtiyacı tespitinin dikkate alınmasını talep etmekteyiz.”

(Emre ÖZKAN/Alayköy)

MESAJ  KUTUSU

Sayın Mehmet Ali ÖZGÜRGÜN, bir arkadaşınız bir kadını vatandaş yapacak diye yüklü bir miktarda para almış ve yapamayınca yapılan şikayet üzerine göz altına alınmış. İlginç şeyler konuşuyor haberinizz olsun istedik!

...

Sayın Gürcan ERDOĞAN, bu sıralar Kıb-Tek veznelerinde çalışan sayısı az olduğu için kuyruklardan şikayetler gelmeye başladı. Birkaç takviye yapılırsa belki sıkıntı aşılır diyorlar, haberiniz olsun istedik…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, sağlıkta yaşanan kaosta sanki de hükümet tarafından yalnız bırakıldınız gibi bir hava hakim değil mi! Bakalım sabır taşı ne zaman çatlayacak! Bu arada büyük kızı Lefke’ye nişanlamışsınız hayırlara vesile olsun…

Sayın Yusuf KISA, finans işlerinden sonra şimdi de ilaç işine girmek için kolları sıvamışsınız. İş yapacağınız firma sizin şirketi mercek altına aldı aman dikkat! Zira Türkiye’deki işletmeler bu konularda dedektif bile tutuyorlar…

Sayın Sıdıka ATALAY, tamamlanması için o kadar da kredi kullandığınız Lefkoşa’daki dev inşaatın yarım kalması öncelikle ülke ekonomisine büyük zarardır. Ha keşke işe ilk başladığınız şirketle devam etseydiniz, bunlar bayınıza gelmezdi!

Sayın Asil NADİR, ülkede yaşanan üniversiteler furyasına sizin de katılmak üzere olduğunuzu öğrendik. Sizin onlardan neyiniz eksik ki değil mi ama! Hayırlı ve uğurlu olsun, doğru bir yatırımda karar verdiniz…

Sayın Sunat ATUN, AKSA’nın sözleşmesine az bir süre kala şirketin kurmayları sözleşmeni uzatılması için Ankara’da düğmeye basmışlar bile! Çok yakında deniz aşırı bir telefon gelirse sakın şaşırmayın olur mu?

Sayın Hasan Yılmaz IŞIK, hemen her sene paralı plajlar konusunda ortalığı kaldırırdınız ama bu sene bu konuda pek sesiniz çıkmadığı diye sitem dolu mesajlarınız geliyor. Yoksa bu kez dernek olarak yaz tatiline mi çıktınız diye soruyorlar!

Sayın Ergün OZA, yüklü bir miktar kahve ihracatında malınızın Mersin gümrüğünden geri dönmesi üzücü oldu geçmiş olsun ama acaba bizim yetkililer ihracat yapan şirketlere gerekli ilgili göstermiyor mu dersiniz?

Sayın Kemal Deniz DANA, hastanelerde güvenlik görevlisi için geçici de olsa bir takım önlemler almaya çalışıyorsunuz ama umarız bunların maaşlarının ödenmesi için de şimdiden bir hal çaresi bulursunuz artık değil mi?

Sayın Özdemir BEROVA, ülkenin bir bakan olarak yine bu ülkenin bir milletvekili ile sosyal medyada kapışmak hem etik hem de görüntü olarak çok hoş durmuyor! Oturun bir kahve için tartışın ama bunu baş başa yapın lütfen…

Sayın Emine SOLYALI, uzun bir süre devlete hizmet verdikten sonra nihayet emeklilik günlerine başlamışsınız. Müşavir bizde hiç eksilmez mutlaka boşluğunuz doldurulur hiç umurunuzda bile olmasın. Umarız artık sizin gibi dolu insanlar devlette görevlendirilir…

Sayın Mustafa BERKTUĞ, öncülüğünü yaptığınız inisiyatif bu kadar olayın peşine düşmeseydi o kaçak katlar asla yıkılmazdı, tebrik ederiz. Bakalım bundan sonra hangi yasa dışı olayların peşine düşeceksiniz…

Sayın Çiler İNCİRLİ, çok muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip eder inşallah…

Sayın Ferhat ERİŞİR, döner işinde de profesyonel olunca belli ki artık çok yakında restoranlar zincirini ada genelinde yayacaksınız. Bu arada hekimlik mi daha çok kazandırıyor yoksa ticaret mi? Söz aramızda kalacak…

Sayın Mustafa AKANSOY, hekimler konusunda öyle duygusal bir açıklama yaptınız ki tüm okuyanları duygulandırdınız. Bu arada kendinizi para delisi meslektaşlarınızla asla aynı kefeye koymayın olur mu!

Sayın Merter REFİKOĞLU, Girne’deki keşmekeş için ‘agresif yapı’ benzetmesi tam da taşı gediğine koydu. Bu arada yapılar böyle olunca da asıl agresifleşen de vatandaş oluyor değil mi! Oda olarak bu konularda sorumluluğunuz çok büyük…