Yaşanan hemen her krizde gündeme gelir…

Hayatın daha ucuz olması için Türkiye’den gelen ürünlere uygulanan gümrük ve fonların kaldırılması konusu!

Ama hep de havada asılı kalır…

Gelmiş geçmiş tüm hükümetler bunu başaramadı!

Ya da kendilerini Ankara’ya anlatamadı…

Kim bilir belki de hiç teklif bile etmemişlerdir!

İstemeyince de vermezler ki…

Sonra kendi halimize ağlar dururuz!

Her ne kadar Başbakan Erhürman ağlamakla bir yere gelinmez dese de…

Hadi biz bunun adına ağlama demeyelim ama böyle bir istek niye kabul görmesin ki!

Para istemeyeceksiniz, pul istemeyeceksiniz, maaşlara katkı istemeyeceksiniz…

Krizi atlatana kadar gümrük ve fonların kaldırılmasını isteyeceksiniz!

İsteyin, vermezlerse o zaman bunu başka türlü tartışalım…

Gümrük ve fonlar kalksa ne olur bilir misiniz?

Hayat ansızın kendiliğinden belki de yarıya yakın ucuzlar…

Yerli üreticinin zaten ürettiği ortada!

Çıkın onları dışarı…

En azından bir deneyin bunu teklif etmeyi!

Biz ekonomin e’sinden anlamayan birisi olarak bunu söylüyorsak, devletin tepesindekiler niçin en azından şanslarını denemiyorlar ki…

Genel kanı şu;

Bunlar daha iyi günlerimiz!

Hemen her kesim böyle düşünüyor…

Yeni yılda ise başka tufanlar kopacağı konuşuluyor sokakta!

Ağzımıza bile almaktan çekindiğimiz konular bunlar…

Tamamen tükeniş!

Bunu sezen kendi önlemini alıyor bile…

Tek çözüm var;

Kaçmak!

Elinde ne varsa satıp ülkeyi terk etmek…

Kaçan kurtulur modunda vatandaş!

Daha dün sabah görüştüğümüz iş insanı kendi ağzıyla söyledi bunu…

Artık buralarda yaşanmaz deyip neyi varsa satmış!

İngiltere’de düzenini bile kurmuş…

İyi de nereye kadar bu kaçış!

Gerçekten kaçan kurtulur mu yoksa?

Ya olası pişmanlıklar…

Hükümet can havliyle bir takım kararlar üretiyor…

Örneğin bulli meselesi!

Ani bir kararla ithalata izin verdiler…

Şimdi ülke ortadan ikiye bölündü kimi destekliyor kimi eleştiriyor!

Gerçekten gerekli miydi bu?

Bunun çoktandır istendiğini biliyorduk ama şimdiye kadar kimse başaramamıştı…

Hükümet sanırız yaşanan krizi fırsat bilip birilerinin ricasını kıramadı!

Krizde fırsatçılardan beter böyle metezori bir karar üretti…

Kişisel olarak bunu destekleyemeyiz!

Hem çok çalışıp daha fazla üreteceğiz diyorlar…

Sonra üreten kesime darbe vuracak karar üretiyorlar!

Et niye ithal edilmiyor diye sorunca da sinip kalıyorlar…

Kim ne derse desin…

Krizden çıkmanın asıl yolu Ankara’dır!

Ankara’ya kendini anlatmak…

Tabi ki sonunda inandırmak!

Bunu yaparken de bir dilenci edasında değil, konuya bilimsel olarak bakarak…

Madem ki Türkiye’de enflasyon yüzde 12 iken bizde 24 oluyor!

Başlayın şu işe yıllardan beridir tartışılan gümrük ve fon uygulamasının en azından bir süreliğine kaldırılmasına…

Ankara yok mu diyecek sanki!

Derse de o zaman ona göre başka türlü konuşur tartışırız…

Sizin sadece biraz cesarete ihtiyacınız var hepsi o kadar!

Kimlikle giriş de artık tartışılmalı…

Aslında tartışmak demek belki yanlı olur…

Kaldırılmalı demeliyiz toplum olarak parmağımızın ardına saklanmadan!

Yaşanan kriz nedeniyle asayiş olayları arttı, bundan böyle daha da artacak…

Güvenlik güçleri ellerinden geldiği, imkanları el verdiği müddetçe hemen her olaya müdahale ediyor ve olayları sonuçlandırıyor ama nereye kadar?

Bir zamanlar kimlikle giriş için bir dizi kara üretildi ve giriş çıkışlar kolaylaştırıldı ama belli o süreç artık çok gerilerde kaldı…

Cebine üç kuruş koyup ülkeye gelen insan iş bulamazsa ne yapar?

Çalar da, soyar da hatta öldürür de…

Daha çok canların yanmasını, yok olmasını mı bekliyorsunuz?

Tüp gaz zammı 3 Ekim’de!

Eve tüp istedik önce getirmediler…

Çünkü zam bekleniyordu!

Sonra bazı işletmeler ‘zam yok’ açıklaması yapınca tüp dağıtmaya başladılar…

Bize de sonunda geldi tüpler!

Kapı çalınıp da niçin geciktirdiniz deyince emekçi aynen şunu söyledi;

“Biz de emir kuluyuz!”

Sonra daha kısık sesle;

“Abi zamlar 3 Ekim’e ertelendi istersen fazla vereyim…”

Sadece Merak İşte?

Milyonları nereden bulmuş?

Maskeli soygun olayı…

Yakalanan bir zanlı suçsuz olduğunu iddia ediyor!

Hatta bununla kalmayıp ‘banka hesaplarımı araştırın milyonlarım var benim” diyor…

Okuyunca güleyim mi ağlayayım mı bilemedim!

İşlerini öğretecek değilim ama…

Bu işi takip edenler muhakkak ki adamın isteğini yerine getirmeli ve milyonların nereden geldiğini araştırmalı!

Ben yaptım yarışı mı?

Bizi devlet erkanını her sosyal medya paylaşımında resmen iflit oluyorum…

Artık hepsi de resmi açıklama yerine sosyal medyadan duyuruyor yapılanları!

Sanki de icraatlar hükümetin değil de şahıslarının icraatları gibi…

Hem de hepsinin o kadar maaşlı basın çalışanları olduğu halde!

Ciddiyetsiz işler bunlar…

Bunlara sosyal medya hükümeti dersen kızmasınlar olur mu!

Öğrenciler kime emanet?

Sorunlu da olsa eğitim yılı başladı…

Yeteri kadar da ilgili bakanlığı eleştirdik, umarız kısa sürece düzene sokarlar!

Ama başka büyük bir sıkıntımız daha var bizim…

Okullarda güvenliğin neredeyse hiç olmaması!

Elini kolunu sallayan okullara girebiliyor birçoğunda…

Ve tabi ki okul çevrelerindeki bazı mekanlar!

Her türlü partiye zemin yaratan yerler bunlar…

Devlet kendini buralarda mutlaka hissettirmelidir!

Tavuk eti ne kadar olacak?

Tavuk eti ithaline karşıyız ya da değiliz…

Bizde tartışmanın boyutu çok daha başka yerde!

Kimse dışarıdan gelecek tavuk etinin ne kadara satılacağını sormuyor…

Bu arada bakanlık bu kararı alırken araştırdı mı acaba!

Yoksa talimatlara boyun eğerek hiç o konuya girmedi mi?

Başka bir dip not size:

Pek yakında Bey Piliçleri tüm marketlerde…

Ve başka bir marka daha!

MESAJ KUTUSU

Sayın Kaan TOKGÖZ, İskele Ticaret Lisesi müdürü olarak yanınızda çalışan sekreter hanıma hakaret ettiğinizden dolayı polislik olduğunuzu üzülerek öğrendik. Aranızdaki sorun nedir bilemiyoruz ama umarız konu daha fazla büyümeden tatlıya bağlarsınız!

Sayın Canan ALTAY, sizin dairede çalışanlar giriş ve çıkışlarda odanıza gelerek imza atmaktan şikayetçi olmaya başladılar. Arada güvensizlik mi var diye sitem dolu mesajlar gönderiyorlar haberiniz olsun istedik!

Sayın Adnan ERASLAN, Aydınköy İlkokulu velileri daha önceki yönetimde halı saha için ayrılan bahçenin ne zaman hayata geçirileceğini soruyorlar. Çocukların oyun alanı için umarız icraatları hızlandırırsınız…

Sayın Gülgün VAİZ, hastanede kardiyoloji başarısı haberinde isminizin geçmemesi nedeniyle derin üzüntü duyduğunuzu hatta erken emekliliği bile düşündüğünüzü duyduk. Doğrusu gerçekten ayıp etmişler, umarız pek yakında bunu telafi ederler…

 Sayın Tolga ATAKAN, evlere ve iş yerlerine giden internet faturalarında ücretler astronomik seviyeye çıkınca vatandaş haliyle ucuzlama sözünüzü anımsatan mesajlar göndermeye başladı. Çok da haksız olmasalar gerek değil mi?

Sayın Zeki ÇELER, eski bir siyasetçimiz bakanlar arasında en zayıf halka olarak sizi gösterince tansiyonunuzun tavan yaptığı iddia ediliyor. Bu sıralar ağzı olan konuşuyor kulaklarınızı tıkayıp hizmetlere devam edin deriz…

Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, hükümet hayvancıların sorunlarını aşmak için büyük özveri gösterip kaynaklar ölçüsünde katkı yaptı. Hala şikayet etmenin ne manası var ki? Bu ülkede sadece hayvan üreticileri yaşamıyor ki!

Sayın Halil İbrahim AKÇA, sizin elçilik döneminizde de dışarıdan tavuk eti ithali çok kez gündeme gelmişti ama bir türlü sonuca ulaşılamamıştı. Şimdi ne olduysa bir çırpıda karar verildi hatta tavuklar yola çıktı bile. İlginç bir gelişme değil mi?

Sayın Reşat AKAR, televizyon programlarında sabahları bazı gazetelere okumama yasağı getirdiğiniz ve bunun da epey tepki topladığı konuşuluyor. Demokrasi adına pek de yakışık almadı gibi geldi bize sanki! Hayırdır bunu bir gerekçesi var mı?

Sayın Mustafa AKINCI, mahkemede görüşülen bir davayı korumalarınızın yakından takip ettiği ve sonuna kadar izlediği dikkatlerden kaçmamış! Tüm davaları mı takip ediyorsunuz yoksa size yakın olanların mı, merak konusu olmuş!

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, esnafa düşük faizli kredi projesine yoğun bir ilgi olduğu gözleniyormuş. Bakalım değerlendirmeyi nasıl yapıp hak ve adalet çerçevesinde bu işin içinden çıkacaksınız, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Enver MAMÜLCÜ, bir çok esnaf ve iş insanı bu süreçte küçülme yolunu tercih ederken sizin de bunun tam tersi büyüme ve daha fazla yatırım yapma kararı aldığınızı öğrendik. Yeni işletmeler pek yakında ardı ardına açılacakmış hayırlı olsun…

Sayın Çilem DAĞISTANLI, önceki gün çok ciddi bir trafik kazası geçirdiğinizi üzüntü ile öğrendik büyük geçmiş olsun. Madem ki cana bir şey gelmedi mal her zaman elde edilen bir şeydir, verilmiş sadakanız varmış…

Sayın Fahri YÖNLÜER, Fenerbahçe’nin yeni sezonda ardı ardına başarısız sonuçlar alması artık sizin gibi mülayim birisini bile çileden çıkarmış diye konuşuluyor. Bu kadar fanatiklik iyi gelmeyebilir, gerekirse renkleri değiştirin deriz…

Sayın Kenan AKIN, bu sıralar Çanakkale’de şehitlikleri ve büyük zaferin elde edildiği toprakları ziyaret etmekle meşgul olduğunuz söyleniyor. Dönüşte değerlendirmelerinizi merakla bekleyeceğiz.

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, şu sizin havuzdaki bebek hikayesi tamamen bir korku filmi dizisine dönüştü artık. Böyle sıkıntılı bir dönemde moral ve motivasyona ihtiyacımız var yeni bir senaryo yazmaya ne dersiniz?