Konumu güçlü olanın yaptırım gücü de olur.

Doktorluk ülkemizin önde gelen ‘’yaptırım gücü’’ yüksek olan mesleklerden bir tanesidir.

Doktor yaptırım gücünü aslında sadece hastası için kullanır.

Sağlığını kaybetmemesi, sağlığını kaybettiğinde ise çabucak iyileşebilmesi, başka sağlık sorunları yaşamaması için doktorun hem reçetesine uyulur hem de yasaklarına.

Bu yaptırım gücü karşısında, hastası ve toplum da doktora tarif edilmez bir saygı duyar, hatta biraz korkar da.

Bu yüzdendir ki ülkemizde ‘’doktor hanım’’ veya ‘’doktor bey’’ ifadesinden öte, ‘’doktorum’’ hitabı benimsene gelmiştir. Saygı ve korkunun harman ürünüdür bu hitap.

Çoğu zaman meclise giden yolu da açar bu hitabın altında yatan teveccüh.

Şimdi konumuza gelelim.

Ülkemizde 1.200 civarı doktor var.

Yarısından biraz azı kamuda, yarısından biraz fazlası ise özelde topluma sağlık hizmeti vermeye çalışıyor.

Pandemi mücadelesi sadece Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne sıkışmış bir şekilde yürütüldü.

Çok ama çok büyük bir hata idi!

Bu hata yüzünden de tüm ülke haftalarca gereksiz yere kapatıldı, maddi ve manevi yıpratıldı!

Bunun hesabını da kimse vermedi. Soran da olmadı!

Ülkemizde sadece doktorlar değil, pandemiden onbinlerce kişi etkilendi.

Yaklaşık yirmi kişilik doktor ekibini dışarda tutarsanız kalan doktorların hepsi pandemide eşit sağlık riski yaşadı.

Özlük hakları, ülkede sadece doktorların değil, tüm kamu çalışanlarının sekteye uğradı.

Özetle, bu ülkede pandemiyi, sağlık sorunlarını, sağlıktaki sistemsizlikten doğan sorunları sadece doktorlar değil, tüm halk yaşadı.

Hem de fazlasıyla yaşadı!

Şimdi Tıp-İş çıkmış eylem mi yapıyor, uyarıda mı bulunuyor belli değil!

Ne yapmak istediği de net değil!

Dün Tıp-İş Başkanı söyledi: ‘’Bu yağtığımız grev değildir. Yapmaya çalştığımız hükümeti bir kez daha diyalog yoluyla sorunları çözmeye davet etmektir.’’ dedi.

Ben de diyorum ki:

Onca hükümet, onca Sağlık Bakanı geldi geçti.

Ne istediğiniz de vermediler?

Her köşenin başındasınız.

Sağlıkla ilgili çıkan her yasanın, tüzüğün arkasında, mutfağında sizler varsınız.

Pandemide alınan tüm kararlarda mutlaka etkiniz oldu ve olmaya da devam ediyor!

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’ni yıllardır karargahınız haline getirdiniz!

Sağlık Bakanlığı’nı diyaloğa çağırırken, diyalog kurmak için kapınızı çalan meslektaşlarınıza sırtınızı dönmekle kalmayıp, mesleklerinden men etmek için ellerinizden geleni yaptınız.

Pandeminin başından beri meslektaşlarınızın size uzattığı işbirliği ve yardım ellerini havada bıraktınız ve bırakmaya da devam ediyorsunuz!

Şimdi kalkmış, yaptıklarınıza UYARI diyorsunuz, EYLEM diyorsunuz!

Yetmez!

Grev yapacaksınız!

GREV yapacaksınız ki devletten maaş almadan Hekimler Sendikası tarafından ödeneceksiniz!

Öyle bir grev yapacaksınız ki, herkes ‘’size muhtaç olduğunu ya da olmadığını’’ anlayacak!

Hemen arkasından da sağlığın ve sağlık sistmeinin önündeki GERÇEK sorun neymiş ortaya çıkacak, o ip de inceldiği yerden kopacak!

Buyrun meydana…

İletişim: 0542-8529899