Önce turistler gelsin dediler.Kapalı kalsınlar, otellerden çıkmasınlar dediler.

Bunu kazandılar.

Turistler geldi.Kumarhaneli oteller kazanmaya başladı.Bu otellerde çalışabilecek olanlar da işlerine geri dönebildiler.

Şimdi sırada, turistlerin sokağa çıkma yasağının kalkması var.

Zaten sormak istiyoruz:Acaba gerçekten sokağa çıkma yasağına uyuyorlar mıydı?

Etrafta bileklikleri kollarında olup sokaklarda dolaşan, plajlarda görülen, alışveriş eden, benim 2-3 hafta önce bir hastanenin asansöründe karşılaştığım ve sorduğumda hasta ziyaretine geldiğini söyleyeninsanlar turistler değilse kim?

Bunları neredeyse hepimiz biliyoruz. Tek bilip görmeyen bu kararları alanlar ile denetlemesi gerekenler…

Yani denetimden uzak alınan kararlarauymak zorunda hissetmiyor nedense hiç kimse!

Denetleyenler de bunlara denk gelmiyor anlaşılan(!)

Etrafa bakın: Belli bir metrekare içerisinde belli sayıdaki kişinin varlığı gibi bir ölçü var işyeri, restoran ve kafeler için. Sahillerde ve havuz kenarlarında da öyle olmalı. Kapalı devre turizme kapalı olup yerli turiste hizmet verenlere ne demeli?

Denetim için yol kat etmeye insan ve akaryakıt israfına gerek yok. Instagram, facebook gibi sosyal paylaşım sitelerini açan herkes görebilir zaten…

Her zaman devlete olan güvensizlikten,devletin aldığı kararların arkasında duramayaşından, devletin denetleme gücünü kullanamayışından,herkesin özgürce her istediğini yapabileceğine inandığı bir ülkede yaşadığımızdan şikâyet etmiyor muyuz?

Özellikle pandemi sürecinde ayyuka çıkan bu denetimsizlik ve düzensizlik maalesef Devlet’in yetersizliklerini açıkça ortaya koydu.

Giderek hastalığa yakalanan ve iyileşen insan sayısının artması neticesinde bugüne kadar hastalığı ya da hasta olan kişileri belgesel tadında televizyondan ya da pozitif tanılı istatistiki bir sayı olarak tablolarda gören kişiler de hastalığın ne kadar yakınlarına geldiğine şaşırıyorlar. Çünkü çember daralıyor

Eğer sağlıklı iseniz,eğer sağlık ve hijyen koşullarına uyuyorsanız hastalık sizi öldürmüyor.

Hatta hastalanmanız antikor açısından avantaj bile sayılabilir.

Eğer herhangi bir kronik bir rahatsızlığınız varsa ya da yaşınız tehlikeli sayılabilecek bir yaş ise, o zaman kendinizi korumanız gerekir.

Bunu en başından beri söylüyoruz!

Devletinde yapması gereken şey buydu:Hastalanması halinde ölüme sebebiyet verecek başka gerekçeleri olmayan bireylerin dışındakilerin evlere kapatılması ilk başlarda belki gerekliydi de sonrasında zarar verdi. Bu ekonomik yıkıma sebebiyet verdi. Psikososyal etkiler yarattı. Eğitimsiz bıraktı. Devlet sağlık haritasını çıkarabilseydi ve hastalarını tanımlayacak veri bankalarını oluştursaydı, 2020 Mart’ı sonrasında dahi kolları sıvasaydı çok ama çok rahat olabilirdik her açıdan…

Bu derece çıkmaza sürüklenmezdik. Ülkedeki panik havasını çoktan geride bırakırdık.

Oysa plansız ve denetimsiz gitmeyi tercih ettiler! Ülkede büyük sıkıntılar yaşandı ve yaşanan sıkıntılar ne acıdır ki bugün artık daha derin etkiler yaratıyor.

Biz hala çaresiziz…

Buna karşın hala hükümetin büyük ortağının kurultay tartışmalarındayız. Biz hala çok da anlamlı olmayan bir seçimi gündemin ilk sıralarına koymaya çalışıyoruz.

Ülkenin asıl kanayan yaralarına parmak basmaktan uzak kalmayı tercih ederek başka konular etrafında dönüyor ve sonuçsuz kalıyoruz.

Fazla düşünmeye gerek yok! İşte bu bizim gerçeğimiz.Sanal bir şekilde yaşıyor, sorunların giderilmesi için değil sorunların ötelenmesi ve gözardı edilmesi, kişilerin ise ellerinde imkanları varsa bunları dibine kadar kullanabilmeleri; imkanları yoksa da yokluğun ve eziyetin altında paramparça olmalarını seyirci tadında izlemeyi tercih ediyoruz.

Sonuç her şeyde olduğu gibi bunda da çözümsüzlük!

Aklımız almıyor…

Ve aklımızın almamasının sebebi bizim aptallığımız değil!

Dr. Çiğdem DÜRÜST