Uzun bir zamandan sonra, yine bizim ölçülerimize göre uzun bir yurt dışı tatilim oldu. Eşim Ziba ile Bulgaristan’ın Akpınar köyünde ve ona yakın bölgelerde 19 gün geçirdim. Bu sürede yazı yazma imkanım olmadı. Cep telefonuma gelen haberlerle ülkede yaşananları bir nebze takip ettim. Eve döndükten bir süre sonra ülke gündemini daha iyi takip imkanım oldu. Bu sürede bir çok gelişmeler olmuş. En fazla akılda kalan iki konu oldu. Bunlardan biri Toma diğeri ‘Çiçek Başkan’.
Uzunca bir süre Toma sözü ile yatıp kalktık. Toma, toplumsal olaylara müdahadele aracı imiş. Sanırım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olası eylemler için alınması düşünülmüş. Toma’yı Türkiye televizyon kanallarındaki haberlerde görüyoruz.
Eski hükümet zamanında alımı gündeme gelmiş, bürokratik işlemleri de tamamlanmış. Şimdiki hükümet zamanında da ülkeye gelmesi kalmış.
Uzun bir süre ülke gündemini işgalinden sonra Hükümet yetkilileri bu konuda Toma’nın ülkeye gelmemesi için gerekeni yaptı ve Toma’nın ülkeye gelmeyeceği açıklandı.
Konunun gündemde uzun süre kalması dalga geçilmesine vesile yarattı. Avcılar bilir, av zamanı arazide iken, avlanacak kuşlardan arkadaşına doğru gideni görünce ‘Goma, Goma da başında, Goma da gelir’ gibi seslenmeler olur. Şimdi de ‘Goma da Toma’ gibi dalga geçen seslenmelere şahit olduk.. Lefkoşa’da sanırım bazı duvarlara da bu yazıldı.
Toma’nın ülkeye gelmeyeceği açıklandıktan sonra da ‘Toma Tumba’ şeklinde ifadeler ortaya çıktı.
Bu Toma muhabbeti gündemi meşgul ederken, dövizlerin başını alıp gitmesi de sürdü bir taraftan. Bu konu ülkenin ekonomisini neredeyse alt üst etme noktasına geldi ancak bunu düşünen bu konuda laf eden bir yetkili hatırlar mısınız? Bu konuda fikir üretilip çıkış yolları aramak gündeme gelmedi. Oysa kolay halledilebilecek bir Toma konusu günlerce konuşuldu.
Dikkat çeken bir başka konu ise ‘’Çiçek Başkan’ konusu. Konu neydi? Ana muhalefet partisi başkanının bakan iken aldığı çiçekleri evine götürdüğü ve çiçekçiye de borcu olduğu yönündeki haberlerdi.
İlgili merciler bu konuda herhangi bir sorgulama yapıyor mu? Açıklama olmadığı için bilen yok. Bu tür konuları da basın bir iki gün yazar sonra unutulur gider. Oysa gayrı yasal bir durum varsa ilgililer gereğini yapana kadar konu yazılıp takip edilmelidir.
Bu tür haber konuları bir balon gibi patlatılır ancak gerisi getirilmez ve bir süre sonra unutulur. Konu, günlük yazı yazanların gündemlerini oluşturur birkaç gün. Sonra? Sonrası yok. Yani konuşma çok ancak icraat yok. Herkes bir şey söyler. Günün sonunda dinleyip, izleyip duyarlılık gösterecek bir makam çıkmıyorsa konu sadece konuşmada kalır. Bu şekilde konular havada kalmamalı.
Yeni hükümete bu konularda görev düştüğüne inanıyorum.