Geri dönüş yok

“İnsafsız bir insan acısı çağına girdik.” Bu sözler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri
Antonio Guterres’in Gazze’deki trajediyi anlatırken BM 80. Genel Kurul konuşmasında
kullandığı ifadeler. Gazze’de yaşanan trajedi, temel insani değerlerin ve uluslararası hukuk
ilkelerinin ne denli tehdit altında olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Ancak bu cümle, sadece Gazze için değil, yıllardır uluslararası alanda görmezden gelinen,
haksız izolasyonlara maruz kalan Kıbrıs Türk halkı için de geçerli değil mi!
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda dünyaya
seslenirken, “Kıbrıs Adası’nda iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türkleri, Ada’nın
eşit sahibidir ve azınlık olmayı kabul etmeyecektir.” mesajını verdi. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonuna verdiği desteği
yineleyerek, “bu yoldan geri dönüş olmayacağını” vurgulayan Erdoğan, uluslararası toplumu,
Kıbrıs Türkleri’nin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyona son vermeye,
tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etti.
Bu sözler, Kıbrıs Türk halkının onurlu geleceği için çizilen bir yol haritasıdır.
Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis de BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada,
Rumların her zaman yaptığı gibi, tarihi gerçekleri saptırarak, yalan ve dezenformasyona
dayalı ezberini tekrarladı, federal çözümü, “işgalci” olarak nitelediği Türkiye’yi Kıbrıs’tan
çıkarmak için bir araç olarak gördüğünü ortaya koydu.
Rum liderin söylemi, çözüm değil çözümsüzlüğe hizmet etmekte ve Kıbrıs Türk halkının
iradesini ve haklarını yok sayan, egemen eşitliğini reddeden zihniyetin devamıdır.

“KIBRIS KONUSUNDA ZİHNİMİZ DE POLİTİKAMIZ DA NET”

Kıbrıs’ta iki devlet mi, federasyon mu diye hala kafası karışık olanları, Cumhurbaşkanı
Erdoğan bir kere daha aydınlattı.
Erdoğan, ABD dönüşü uçakta gazetecilerin, KKTC’de 19 Ekim’de seçim yapılacağını
belirtilerek, “19 Ekim’deki seçim sonuçlarına göre Türkiye’nin Kıbrıs politikası değişebilir
mi?” sorusuna, “Kıbrıs konusunda zihnimiz de politikamız da net.” yanıtını vererek şu
vurguyu yaptı:
“Federasyon defteri bizim için artık kapanmıştır. Kimse kelime oyunlarıyla bizi yeniden
federasyon tartışmalarına çekemez. Kıbrıs Türkü Ada'da azınlık olmayı asla kabul
etmeyecektir. Tek gerçekçi çözüm Ada’da iki ayrı devletin varlığının kabulüdür. Birleşmiş
Milletler Genel Kuruluna hitabımızda bunu zaten açık açık dile getirdik. Tavrımızı orada bir

kez daha ortaya koyduk, tüm dünyaya ilan ettik. Bu duruşumuzun değişmesini beklemek
yanlış olur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimleri hayırlara vesile olsun istiyoruz.
İnanıyoruz ki Kıbrıs Türk halkı en doğru, en isabetli tercihi yapacaktır. Anavatan ve garantör
olarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayız.”
Kıbrıs’ta iki ayrı devlet; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün
kabulü siyasetinden geri dönüş yok.