Hepimizin dikkatinden iki konu kaçtı ya da bilerek kaçırıldı!

İlki, TC Hükümeti ile KKTC Hükümeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşması.

İkincisi, mevcut hükümetin yüz günlük icraatlarını anlattıkları basın toplantısında, bu anlaşmayı uygulamaya sokacaklarını söylemesi. Yani, bu anlaşmanın hala uygulamaya geçirilmemesi!

Anlaşmanın geçmişi 1987 yılına dayanıyor. Ancak, 23 Şubat 2017 yılında son halini alan şekli, 22 Mayıs 2019 yılında aynen kabul edilip, yeniden imzalanarak yürürlüğe girdi.

Değerli okurlar, bu anlaşmayı https://www2.tbmm.gov.tr/d26/1/1-0895.pdf bağlantısından bulup okumanızı öneririm.

Bu anlaşmanın kimleri ve neleri kapsadığına hep birlikte göz atalım:

Burada bir konuya dikkatinizi çekmek isterim.

Madde madde açıklanan sağlık yardımları konusu.

Sosyal Güvenlik Anlaşması’nın ana iskeletini oluşturuyor bu konu!

Aşağıda, maddelerden bazılarını inceleyebilirsiniz.

Gördüğünüz gibi, maddelerinden örnekler verdiğim anlaşmanın diğer maddelerini de dikkatle okuduğunuzda, ister KKTC’de, ister Türkiye’de sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahip olan bir bireyin, diğer tarafta ikameti sırasında yaşayacağı sağlık sorununun, yine ikamet ettiği ülkede, diğer ülke adına çözümleneceği belirtiliyor.

Peki bunların ödemesi nasıl olacak?

Bunlar da bu anlaşma maddelerinde açıkça belirtilmiş. Ödemeler, bireyin sosyal güvencesinin bulunduğu ülke tarafından, karşı ülkeye yapılacak.

Değerli okurlar,

Şimdiki hükümetin de uygulamaya geçir(e)mediği bu anlaşma, içeriği itibari ile, ister TC’de isterse KKTC’de yaşasın, bireyi tek bir sağlık güvencesi çatısı altına alındığının göstergesidir.

Aslında buna benzer bir girişim, Sayın Op. Dr. Ahmet Gülle’nin Sağlık Bakanlığı döneminde, 2015 yılında, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ile Türkiye SGK’sı arasında yapılan anlaşma ile hayata geçirilmeye çalışılmıştı.

Ancak, o dönemde, otomasyon sisteminin olmayışı, Tıp-İş’in baskıları, sağlık verilerinin dışarıya kaçırılacağı iddiaları ile, Dr. Burhan Nalbanoğlu Devlet Hastanesi’nde ‘’tek bir tane bile!’’ SGK hastasına bakılmamıştı! Anlaşma bittiğinde ise, sağlığın statikosu, derin bir ‘’ohh’’ çekmişti!

Yazımın konusu olan Sosyal Güvenlik Anlaşması, ne ilginçtir ki, bu başarısız denemeden sonra gündeme getirilmiş ve imzalanmıştır.

Ancak, gelin görün ki, anlaşmanın imzalandığı 2017 yılında, Sayın Ersan Saner, anlaşmanın uygulanması ile ilgili hiçbir adım at(a)madı.

Dörtlü koalisyon hükümeti döneminde ise, Kısmi Genel Sağlık Sigortası söylemleri kalabalığında, bu anlaşma gündeme bile alınmadı, uygulanmadı.

Şimdi de aynı durum söz konusu.

Başbakan Sayın Tatar da bunun farkında. TC-KKTC arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşması’nın uygulamaya geçirileceğini söylüyor hala!

Oysa ki, bu anlaşmanın sürecini en iyi takip edenlerden birisi de 2017 yılında Sağlık Bakanlığı yapmış, şimdi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevine olan, Sayın Op. Dr. Faiz Sucuoğlu’dur.

Önünde, altın tepside sunulmuş bir anlaşma varken, hala kısmi sağlık sigortasından ya da sigortaların bazı tetkiklere açılabileceğinden bahsederek, sistemin kendi içerisinde daha da tıkanmasına neden oluyor adeta.

TC-KKTC arasında imzalanan, ancak uygulanmayan bu Sosyal Güvenlik Anlaşması’nın hayata geçirilmesi durumunda, KKTC’de sosyal güvencesi olan bir kişinin, Türkiye’de de sağlık olanaklarından yararlanabilmesinin önü açılacak.

Tersi, KKTC’de ikamet eden, Türkiye’de sosyal güvencesi olan bir kişi de, KKTC Devleti’nin sağlık olanaklarından yararlanabilecek.

Tüm bunların mali hesaplaşması ise, karşılıklı kesilecek faturalarla yapılacak.

Alın size, Genel Sağlık Sigortası değerli okurlar!

Ben bu anlaşma maddelerinden bunu anlıyorum.

Peki bu anlaşma uygulanır mı?

Bence uygulan(a)maz.

Nedense, Türkiye’nin KKTC’nin sağlık sistemi sorununu çözmesi konusundaki girişim ve gayretlerini, teşviklerini, burada bazı kesimlerin kasıtlı olarak baltalamaya çalıştıklarını düşünmeye başladım.

Nedense, kamu hastanelerinde otomasyon sistemine ısrarla geçilmemesinin, geçildi dense de sürekli aksaklıkların ve eksikliklerin gösterilmesinin temel sebebinin de bu anlaşmayı uygulamamak olduğunu düşünmeye başladım.

Nedense, bu anlaşmanın, sağlıkta tam güne geçişi zorlayacağı, kamu hekimlerinin ikinci işlerinin sonunu getireceğini bildikleri için, Tıp-İş tarafından hiç sevilmediğini düşünmeye başladım.

Nedense, hangi hükmet olursa olsun bu anlaşmayı uygulama cesaretini gösteremeyeceğini düşünmeye başladım.

İşte değerli okurlar,

Bize altın tepside sunulan Genel Sağlık Sigortası’na geçmek aslında an meselesi!

Siz yapamıyorsanız, biz yapalım diyor Türkiye alenen!

Her şey var ama uygulanmıyor!

Bunu devletin en üst kurumları biliyor ama söylemiyor!

Bir tarafta KKTC’nin geleceği konuşulurken,

Diğer tarafta KKTC insanlarının sağlığı, sümen altında çürütülüyor!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899