Bu yıl Covid-19 aşılarını çok konuşacağız demiştik.

Konuşmaya da başladık.

Aşı adı altında çip takılacağını söyleyenler oldu.

Çipi bahane edip, aşı konusunda kaygıları olanları alaya alanlar da.

FDA, EMA onaylı aşılara göz diktik.

Faz-3’e katılanları ‘’kobay’’ ilan ettik!

Bugüne kadar çalışması durdurulan bir aşı ise nedense hiç görmedik!

%62-70 başarı açıklayan Oxford-AstraZeneca aşısının, bir hafta sonra düzeltilen ‘’istatistik hatası’’ sonrasında, aslında %90 koruyucu olduğunu öğrendik!

FDA’nın onay verdiği Moderna aşısına, Avrupa onay vermeyince, hangi ülkelerin daha bilimsel yaklaştığına akıl sır erdiremedik!

Çin pazarı cenneti ülkemizde, Çin aşısının güvenilirliğini ‘’Türkiye üzerinden’’ sorgularken, sömürgeci Avrupa’nın Güney’e gönderdiği aşılar arasında onaylanmamış aşılar olduğunu da görmezden geldik!

TV programlarından gazete manşetlerine koşarak, şu aşı iyi, şu aşı kötü subliminal mesajlarını toplumun zihnine yerleştirmeye çalıştık!

Halkımızın bir gram doğru ve belki de daha önemlisi ‘’samimi’’ bilgileri almak için ağzının içine baktığı doktorlar, siyasiler, eski sağlık idarecileri ve sağlık alanındaki sivil toplum örgütleri, maskelerinin arkasına sakladıkları sözlerle ‘’pandemi siyasetine’’ bir de ‘’aşı’’ başlığını ekledi!

Gelin bir de halkımızın gözü ile bakalım.

Halkımız, pandemi derdinden kurtulmak istiyor.

Bunun için aşı gerekli ise, aşıyı olmaya da hazır.

Aşı olacaksa, elbette güvenilir bir aşı istiyor.

Aşıların ne olduğu hakkında bilgilendirilmek, hiç olmazsa başına gelebileceklerle ilgili biraz olsun bilgi sahibi olmak istiyor.

Sonrasında da elbette ki ‘’yeni normal’’ ne ise onunla yaşamaya başlamaya…

Hiç olmazsa aşı konusunda devletine güvenmek istiyor halkımız.

‘’Bari bu sefer, hepimiz için doğru bir şey yapın.’’ diyor halkımız.

‘’Bari bu sefer, hepiniz bir olun, organize olun.’’ diyor halkımız.

Halkımızın sesini dinlemeliyiz.

Aşı polemikleri.

Aşı atışmaları.

Aşı sürtüşmeleri.

Aşı gülüşmeleri.

Aşı alayları.

Aşı ayıpları.

Aşı kayıpları.

Aşı kaosu.

Bunların yaşanmasını istemiyorsak, sağlıkçılar olarak harekete geçmeliyiz.

O zaman başta Sağlık Bakanı olmak üzere, biz sağlıkçılara da aşılar konusunda bir araya gelip konuşma görevi düşüyor.

Her kafadan bir ses çıkarmaya devam etmek yerine, o sesleri bir araya getirip bilgilerini ortaya döküp aşı konusunda orta bir yol bulmak gerekiyor.

Türkiye ve Güney’den gönderilecek aşılar konusundaki organizasyonu hep birlikte yapmak gerekiyor.

İster halkımızın karşısında, ister kapalı kapılar arkasında,

Gelin konuşalım aşıları.

Artılarını eksilerini, kaygılarımızı konulalım, savunmalarımızı yapalım.

Sonra da çıkalım halkımızın karşısına kararlarımızı açıklayalım.

Var mısınız yok musunuz?

İletişim: 0542-8529899