Hükümet bozulmadan önce defalarca yazdık…

4’lü koalisyon hükümeti döneminde sadece iki bakana Ankara’da randevu verilmemişti!

Birisi Serdar Denktaş diğeri Cemal Özyiğit’ti…

Ankara’nın bu iki isimle derdi nedir kesinlikle bilmiyordun düne kadar!

Özyiğit dün kendisi açıkladı kendi durumunu…

Hala Sultan İlahiyat Kolejini istemişler bakanlıktan Cemal hoca da bunu kabul etmemiş!

Randevuyu da koparamamış…

Bunu niye dün açıkladı bilemiyoruz!

Ha keşke daha önce açıklasaydı, bakan olduğu dönemde…

Tepkisini o zaman ortaya koysaydı!

Gerekirse de istifasını basıp kamuoyunu aydınlatsaydı…

Bu arada her iki bakana da randevu vermemesi Ankara hükümetine yakışmamıştır!

Çünkü bu olay, burada Kıbrıs Türkünün iradesine müdahale olarak algılanıyor, böylelikle ikili ilişkiler de zarar görüyor…

Bu arada Özyiğit dün meclis kürsüsünde başka önemli şeylerde söyledi…

15 aylık hükümet dönemlerinde Türkiye’den yardım almadan işi götürmüşler!

Bunu Kudret hoca da söylüyor, Denktaş da…

İşte burada biraz aşağılama, itibarsızlaştırma kokusu alıyoruz!

Sanki de kendi ayaklarımız üzerinde durabiliriz mesajı veriyorlar topluma…

İşte bunu yapmayın deriz!

Çok ayıp edersiniz çünkü…

Tamam bu sürede Türkiye’den para gelmedi bunun adına da ‘sistem değişikliği’ denildi ama Türkiye’den para almadık diyerek böbürlenmek de neyin nesi!

Tamamen Memur Cumhuriyeti mentalitesidir bu…

Türkiye’den para almadın!

Ama iç kaynakları da sadece memur ve emekli maaşlarına ödedin…

Bunu da başarı saydın, icraat yerine koydun!

Özel sektör, küçük esnaf, devlete iş yapan kimseyi ödemedin…

Resmen onları süründürdün!

Başarı bunun neresindedir Allah aşkına…

Bu arada…

Şu sıralar iktidar da muhalefet de yaptığı söylemlerle Türkiye ile ilişkilere zarar vermektedir!

Bir gerçek vardır ki, eskiden beridir kurulamayan sağlıklı bir sistem nedeniyle Kıbrıs Türkü hep dilenci konumunda olmuştur!

Bu konuda yeni hükümete büyük sorumluluklar düşmektedir…

Geçmişten bu yana güdülen politika sağlıklı değildir eğer bundan sonra da aynı politikalar devam ederse, Türkiye-KKTC ilişkileri her geçen gün daha da kötü hale gelecektir ve bunun da sorumlusu bu ülkeyi yönettiğini sananlar olacaktır!

Sahte doktora meselesi ne oldu!

“Kendisinin intihallerini bulduğum Umut Arık beni 7 yıl önce dava etmişti. Ben karşı tarafın diplomasını sunmasını istememe rağmen bunlar mahkemeye sunulmadı.

Bunun üzerine ben YÖDAK’a Umut Arık’ın doktora diplomasının araştırılması için dilekçe verdim.

YÖDAK, Umut Arık’ın diploması olmadığını, kendisine Japonya’da verilen ‘onursal doktora’ payesini gerçek doktora gibi sunduğunu Japonya’daki okulla bağlantıya geçerek tespit etmişti.

Kıbrıs’ta doktoralı birisi gibi kendini sunarak Yardımcı Doçentliğe başvurduğu tespit edildiğinden, yakın bir süre önce de tedavüle sahte evrak sunmuş olduğu için YÖDAK kendisini polise ihbar ettiği bilgisini verdi.

Polis bu işin üzerine gidecek mi?

Hatırlarsanız daha önce bir üniversitenin öğrenci işlerinde sahte evrak çok büyük bir mesele olmuştu.

Bir kişinin sahte evrakla ‘doktoralıyım’ demesi daha da büyük sorun ve suçtur.

Mahkeme hiçbir delili koymamanın yolunu ‘usule aykırı’ ile buldu…

Polis gereken şekilde bu ihbarın üzerine gidecek mi?”

(Dr. Umut ÖZKALELİ)

MERAKLI KÖŞE?

AKSA kolay lokma mı?

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, AKSA’nın sözleşmesinin yenilenmeyeceği mesajları vermeye başladı…

Kulağa hoş gelen söylemler bunlar!

Bakanlığın ilk gün heyecanından olabilir…

Çünkü AKSA burada öyle dışarıdan görüldüğü gibi değil!

Tahmin ettiğimizden de öte kudretli…

Onun içindir AKSA konusunda yorum yapılırken birden daha fazla kez düşünülmelidir!

Canaltay’a niye güvenmediler?

Resmiye Canaltay şu sıralar gayet usta bir siyaset güdüyor…

Partisi ile ilişkilerde dengeyi kuruyor!

Açıklamalarına dikkat ediyor…

Ama gelin görün ki kabine listesinden son gece çıkarılışını da artık herkes biliyor!

Denktaş’ı istemediler, Özyiğit’i istemediler peki kabineden niye Canaltay’ı son gece çıkardılar?

Gün gelir perde gerisi aralanır ama bu sorular da ikili ilişkileri zedelemeye adaydır…

Mevlevi soruşturması ne oldu?

Çok uzun bir süre oldu ama hala sonuç yok…

Geçtiğimiz yıl içinde Mevlevi atış alanında ölen çocuk meselesi!

Minik yavru pisi pisine hayatının baharında yaşamını yitirmişti…

İlgililer de konuşla ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı!

Bir soruşturma bu kadar mı gecikir?

Bu tür olaylarda sorumlular bulunmaz ve adalete teslim edilmezse vatandaş devletine milletine nasıl güvensin ki?

MESAJ KUTUSU

Sayın Suat GÜNSEL, YDÜ’de mezuniyet dönemlerinde öğrencilerin davul zurna ile kutlama yapmasını bu dönem yasakladığınız yönünde şikayet telefonları geliyor. Kültürümüzün bir parçası olan bu gelenekten niçin rahatsız oldunuz acaba!

Sayın Kudret ÖZERSAY, siz ekranlara çıkıp Özgürgün’ü dilinize dolayınca kendisini resmen kahraman ilan ediyorsunuz. Artık UBP ile ortaklık kurduğunuzu kabul etmenin zamanı gelmedi mi? Zira böyle devam ederseniz iki partinin evliliği çok da fazla sürmez!

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, eğitim sisteminde yeni bir düzen açıklamanız biraz esnek kaldığı için her yana çekilmeye başlandı. Özellikle muhalifler bunu kendilerine iyi malzeme konusu yaptılar bu konuda detaylı bir açıklama lütfen!

Sayın Yenal SENİN, bir internet gazetesi için epey şikayetçi oldunuz da bunun ismini niye açıkça deşifre etmediniz ki! Vatandaşın çürük elmaları ayırması için yapılan açıklamalarda daha cesur olmak gerekiyor değil mi?

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, cezaevi mahkumları ile yapacağınız yüz yüze görüşmeye ağır hastalığınız nedeniyle katılamadığınızı üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun neyse ki birkaç güne kadar bu önemli ziyaret gerçekleşecek ve onların sorunlarını bizzat öğreneceksiniz…

Sayın Aysu Basri AKTER, kurumdan bazı meslektaşlar bir çok odada klimaların bozuk olduğundan şikayet eden mesajlar göndermeye başladılar. Konuya bir an önce hassasiyet gösterip bu sıcaklarda kendilerini rahatlatmanız isteniyor…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, ülke genelinden RHA kullanımları konusunda ihbarlar almaya başladık. Ekonominin dip yaptığı bu süreçte vatandaş bunları görünce çılgına dönüyor. Bir an önce gerekli genelgeleri tüm devlet kurumlarına göndermeniz ve tabi ki takip etmeniz bekleniyor…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, ortağı olduğunuz partiye ‘mandıra’ suçlaması çok da etik ve hoş durmadı gibi geldi bize! Sonuçta artık nikah kıyıldı bundan böyle geriye dönüş de yok, ilçe başkanı olarak da sorumluluğunuz büyük…

Sayın Akile BÜKE, sahte doktora belgesi ile işlem yapmaya çalışan akademisyen arkadaşın akıbetinin ne olduğu konusunda takipte misiniz yoksa polisin işi diyerek bu işlere bulaşmamak niyetinde misiniz? Peşini bırakmayın deriz!

Sayın Resmiye CANALTAY, dün BRT ekranlarından ilk kez genel sekreterlik mesajları vererek parti içinde yeni bir tartışma başlatmış oldunuz. Umarız aynı bölgeden birden çok aday olmaz da bir de yeni bir kavga yaşanmaz, zira şu sıralar herkesin sinirleri epey gergin.

Sayın Erhan ARIKLI, dün parti merkezinizin önünden geçerken gördüm ki maşallah girip çıkanların haddi hesabı yok. Siyasette yaşanan kargaşalar belli ki ilk genel seçimlerde size yarayacak gibi görülüyor umarız iyi değerlendirirsiniz…