<br /> <br /> Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu, Suriye’de yaşanan iç savaşın 3’üncü yılında gelinen son nokta ve Türkiye’nin bu savaştan nekadar etkilendiği noktasında rapor yayınladı.<br /> <br /> GAÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu’nun gerçekleştirmiş araşltırmalar sonucunda oluşturduğu raporun özeti aşağıdaki gibidir:<br /> <br /> “Suriye İç Savaşının üçüncü yılı Türkiye için ciddi tehditleri beraberinde getirmiştir. Ankara'nın S uriye kaynaklı güvenlik ortamı iki önemli trend ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunlardan ilki, Türkiye'nin hassas sınır bölgelerinde IŞİD tehdidinin yükselmesi, diğer ise PKK aktivizminin barış sürecini tehdit eder biçimde şiddet eylemleriyle geri dönmesi potansiyeli şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Daha da kötüsü, bahse konu kriz ortamında Türkiye'nin analitik yetenekleri Türk strateji çevrelerindeki kafa karşılıklığı nedeniyle akamete uğramaktadır. Türk strateji çevlererinin bir bölümü, Türkiye'yi Orta Doğu'nun mutlak hegemon gücü olarak görmek gibi bir obsesyon göstermektedir. Bu ekol, yumuşak gücün (soft power) Orta Doğu'daki önemini gereğinden fazla ön plana çıkararak, Osmanlı imparatorluk mirasının ve "Arap sokağındaki popülaritenin" Türkiye'yi bölgesel liderlik pozisyonuna taşıyacağını değerlendirmişlerdir. <br /> <br /> Öte yandan,gerek Osmanlı İmpartorluğu'nun tarihi gerekse mevcut bölgesel parametreler, Orta Doğu'da liderlik için sert güç unsurları ve akıllıca kurgulanmış ittifaklar ağının da gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Türk strateji çevrelerindeki ikinci ekol, ilki gibi altın çağ idealizmine değil ancak ultra-liberal romantik bir yaklaşıma sahiptir. Vizyoner bir strateji çevresinden yoksun olan Türkiye ise Suriye İç Savaşından kaynaklanan tehdit ortamını doğru teşhis etmeyi başaramamıştır. Türk karar-vericiler için mevcut durumdan iyi bir çıkış yolu bulmak kolay olmayacaktır. Öncelikle Ankara'nın Türk-Amerikan ilişkilerini, Washington ile stratejik ortaklığının ve NATO üyeliğinin Türkiye'nin jeopolitik kimliğinin temel unsurları olduğunun bilincinde olarak, konsolide etmesi gerekmektedir. <br /> <br /> İkinci olarak, Ankara'nın müttefiklerini Esad rejimi sonrasında alternatif bir yönetim için ikna etmesi gerekmektedir. Son olarak ve en önemlisi, Orta Doğu'da Sykes-Picot statükosunun yıkılmak üzere olduğu bir konjonktürde, Türkiye'nin iç politikasındaki kısır döngülerden çıkarak, realist bir strateji çevresi oluşturmaya ihtiyacı vardır”.<br />