Dün eve giderken özelikle uğradım bizim markete…

Patatesin son fiyatını öğrenmek için!

14 TL’lik fiyat hala değişmemişti…

Üstündeki çamuru da hesaba katsak büyük ihtimalle 16 TL’yi kesin bulur!

Şimdi Tarım Bakanlığı Türkiye’den ithal etti ve ambarlarda kilosu 3.80 TL’den satılmaya başladı…

Lezzetini kalitesini filan bir yana koyuyoruz!

Fark çok büyük…

Marketten 10 kilo alsanız 140 TL’ye gelecek, çamuru hariç!

Türkiye’nin patatesi ise 38 TL…

10 kiloda 102 TL’lik bir fark var!

Bu arada dünkü gazetelerdeki resimde kuyruktaki bazı şahıslar da hayli ilgimi çekti…

Keli felli para sıkıntısı olmayanlar da kuyruktaydı şaşırmadım desem yalan olur!

Ama genelde dar gelirli aileler akın etti ambarlara…

Belirtmekte yarar var…

Eğer bu ülkede dünyanın en iyi ve kaliteli patatesi yetişiyorsa ve bu işten çok sayıda insan ekmek yiyorsa yerli malı kullanmaktan yanayız!

Kendi ürünümüz kendi emeğimiz ve emekçimiz için…

Zaten doğrusu da bu ama gelin görün ki patates de şu anda dar gelirlinin en büyük besin kaynakları arasında yer alıyor ve herkes tarafından da bolca tüketiliyor!

Dünkü gördük ki birileri sürekli Türkiye’den gelen patatesin alınmaması çağrısında bulunuyor…

Yani mantık şu;

Pahalı olsun ama kendi ürünümüzü alalım!

Bunu söylemek elbette çok kolay ama hele de bir kalabalık aileleri düşünün…

Bir öğünde bir kilo patates bile o ailenin karnını doyurmaya yetmez!

Onun için bazı konularda yorum yaparken sadece kendi cebini değil başkalarının özellikle de dar gelirlinin cebini de düşünmek gerek…

Asıl üzerinde durulması gereken konu bu mevsim bizde patatesin niye bu kadar pahalı olduğunun bilimsel olarak ele alınmasıdır…

Patates üreticileri diyor ki hükümet bize destek olmazsa seneye patates daha pahalı olur!

Bu da demektir ki ithal patates yemeye toplum olarak mahkum oluruz…

İyi de üretici hükümetten nasıl bir destek istiyor!

Bunun açılımı söylenmemiş…

Yıllardan beridir bu ülkenin kendi üreticisinin ürettiği patates mutfaklara makul fiyattan girerken bu kez neden fiyatlar tavan yaptı!

Rum çarşılarına daha fazla fiyata satıldığından olabilir mi?

Ya da bilmediğimiz başka bir şey…

Bunu da açıklasınlar ki toplum olarak perde gerisinde neler yaşanıyorsa bilelim, bu da en doğal hakkımızdır!

Kimsenin kimseye onu al bunu alma deme hakkı yoktur…

Herkesin kendine göre bir bütçesi, geliri ve gideri vardır!

Tamam kimse ithal patates almasın bizim yerli ürünü astronomik fiyata alsın ve üretici mağdur olmasın öyle mi?

Bize göre öyle değil işte!

Bu tamamen kolaycılıktan başka bir şey değildir…

Birkaç üretici eskisine göre çok daha fazla kazansın ama toplumun geneli sırf onları desteklesin diye kazıklansın!

Yok böyle bir şey…

Artık bolluk dönemi çok gerilerde kalmıştır!

Ülke insanının refah seviyesi her geçen gün daha da aşağılara düşmektedir…

Buna bir de ülkemizde dışarıdan gelerek öğrenim gören on binlerce öğrenciyi de düşünürsek temel gıda maddelerinin ucuzlatılması sadece hükümetin değil üreticinin de görevidir!

Poliste dövme yasak değil ama…

Polis sınavlarını 2’ncilikle geçen ama kolunda dövmesi var diye istihdam edilmeyen gencin meselesi…

Dövme yasak değilmiş ama yazlık üniforma giyildiğinde görülmemek kaydıyla!

Teşkilatın tüzüklerinde de böyle geçiyor…

Özellikle bundan sonra polis olmak isteyen gençlerimiz için bir yerlere not etmesi gereken bir uyarı olarak kabul edilmeli.

Sadece Merak İşte?

Duyan oldu mu?

İnşaat Müteahhitleri Odası’ndan önemli bir açıklama geldi, uyarı niteliğinde..

Ülkede inşaat yapımında standartlar dışında demir kullanıldığı uyarısıydı bu!

Sonuçta konunun uzmanları ve elbette bildikleri bir şeyler vardır…

Ama soru şu;

Bu tür hayati açıklamalar bizim yetkililer tarafından dikkate alınıyor mu?

Beraberinde standart dışı demir bu ülkeye nasıl ve kimler tarafından getiriliyor?

Ya aktifler?

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı aktif olmayan taş ocakları konusunda kapatma kararı alındığını açıkladı…

Başlangıç olarak olumlu bir açıklamaydı!

Ama yine de aktif olan taş ocakları dağları tepeleri delik deşik etmeye devam ediyor…

Bunlar için bir önlem alınıyor mu?

Ya da bu ülkede dağ taş kalmadığı zaman oturup dizimi mi döveceğiz!

Yurtlar ne olacak?

Ülkede öğrenci sayısında son yıllarda artış olunca millet açıkgözlük edip yurt yapmaya başladı…

İşçisi, memuru, çiftçisi bile kendi çapında yurt yaptı!

Ama gelin görün ki öğrenci sayısında hızlı bir düşüş yaşandı ve yapılan yurtlarda ellerinde patladı…

O kadar yatırım o kadar akıtılan para şimdi ne olacak?

Bu kadar aç gözlülüğe gerek var mıydı?

Mart’tan sonra ne olacak?

Hem Türkiye’de hem de artık burada şu iddialar yapılmaya başlandı…

Bir süreden beridir düşen döviz önümüzdeki yıldan itibaren yine çıkışa geçecek mi?

Türkiye’de Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere kadar dövizin iniş bandında olacağı seçimlerin hemen ertesinde ise hızla yükseleceği konuşuluyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Selma EYLEM, kadına şiddet konusunda hayli ateşli açıklamalar yaparken hangi eski sendika yöneticilerin de eşlerine şiddet uyguladıklarını ve bunun mahkeme kararlarıyla ispatlandıklarını biliyor muydunuz? Bu konuda sendika olarak bir girişimde bulunacak mısınız?

Sayın Adnan ERASLAN, uzun bir süre önce Ombudsman raporlarına da yansıyan ve öğrenci taşımacılığında haksız kazanç sağlayan işletmelerin sorgulanması işlemlerinde biraz geç kalınmadı mı? Yoksa bakanlıkta bazı güçler bu dosyanın kapatılmasında fazla mı ısrarcı oluyorlar?

Sayın Ömer GÜR, bir defile gelirinin bakanlık kasasına yatmaması konusundaki dünkü uyarımızdan sonra bu konuda araştırma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Bu konuyu sadece biz değil başkaları da takip ediyor onun için fazla geciktirmeyin deriz!

Sayın Erkut ŞAHALİ, önceki gece küçük bir trafik kazası yaşadığınızı üzülerek öğrendik. Şükürler olsun ki önemli bir kaza değildi ama yine bundan böyle yollarda daha dikkatli olmakta yara görüyoruz zira trafik canavarları her geçen gün artıyor…

Sayın Mustafa AKINCI, bazı çevreler sizin Kıbrıs sorununda devre dışında bırakılmak istendiği mesajları vermeye başladı. Böyle bir durum söz konusu mu bu konuda detaylı bir açıklama yaparsanız doğru olur görüşündeyiz…

Sayın Bertan ZAROĞLU, partinizin Cumhurbaşkanı adayı olacağınız yönündeki haberler üzerine artık konuyla ilgili açıklama yapma zamanı gelmedi mi? Eğer doğruysa daha durun bakalım bu konuda önümüzdeki aylarda ne pazarlıklar yaşanacak, biraz sakin olmakta yarar var değil mi?

Sayın Ali PİLLİ, kurultaydaki başarılı ve özverili çalışmalarınız nedeniyle şimdilik ilçe başkanlığı daha sonra da hiç kuşkusuz ki her hangi bir bakanlıkta ödüllendirileceksiniz. Bu arada başkan da şimdiden kabine ekibini kuruyor bakalım piyango kimlere vuracak?

Sayın Cengiz ERÇAĞ, sizin bankada iki sendikanın fena halde kapıştığı ve hatta işi çalışanlara baskıya kadar getirdikleri yönünde şikayetler gelmeye başladı. Şu sıralar ipleri ele almakta yara var çünkü çalışanların huzurundan daha önemlisi yok!

Sayın Gürkan YAĞCIOĞLU, ülkede standart dışı inşaat demiri kullanıldığı yönündeki açıklamanı ilgileri ne kadar ilgilendirir bilemeyiz ama bunları kimlerin ve nasıl adaya sokulduğunu da deşifre ederseniz iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız…

Sayın Dursun OĞUZ, önce Çanakkale sonra da İstanbul ziyaretiyle siyasete biraz ara verip yorgunluk atacağınızı öğrendik. Umarız bu yolculuk birileri tarafından yanlış anlaşılıp da panik havası yaratmaz. Zira bu sıralar siyasette iş karıştırıcılar fazlasıyla artmış durumda…

Sayın Özdil NAMİ, bakanlık müdürlerinizden birinin televizyon programındaki bazı gerçekleri dile getirdi diye soruşturma başlatılması kararından vazgeçildiğini ve bu konuda talimat verdiğinizi memnuniyetle öğrendik, doğru olanı yaptınız…

Sayın Nazife YILMAZ, Türkiye’den getirilen suyun kalitesi yönündeki açıklamanız zaman ve zemin bakımından yerindeydi zira bazıları sırf düşmanlık olsun diye iyice saçmalamaya başlamıştı. Bu konuda periyodik olarak açıklama yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Himmet TURGUT, sendikanıza yaptığınız üyeleri karpuz seçer gibi titiz davranmanız bazı çevrelerde memnunluk yaratırken bazılarında da şaşkınlıkla karşılandı. Bu sendikanın ilerleyen günlerdeki çalışmaları şimdi daha da merak konusu oldu diyorlar hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Engin ARI, şömine zamanı başladı ama siz hala konu komşuya davette bulunmadınız, bu konuda sitem dolu mesajlar gelmeye başladı. Tamam hayat pahalılığı bir hayli fazla ama gelenler de elbet elleri boş gelmezler ki!

Sayın Yurdagül ATUN, Doktorayı aldıkta sonra artık KKTC’yi yurt dışında temsil etmeye başladığınızı memnuniyetle öğrendik. Büyük azmin ve özverinin meyvelerini toplamaya başladınız umarız artık  boynuz olup kulağı da geçersiniz.