Son iki yıldır artan ama pek de gündemde tutulmayan bir sorunumuz var.

Tarlalarda, bahçelerde sayıları gittikçe artan fareler.

Buğday, arpa, üzüm, harnup gibi ürünleri çok seviyorlar.

Ağıllara da dadanıyorlar üstelik.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ülkemizdeki fare artışının önemli boyutta olduğunun altını son yıllarda daha çok çiziyorlar.

Bu yöndeki mücadelelerini de sürdürmeye çalışıyorlar.

Ülkemizde, özellikle de Gazimağusa ve İskele bölgelerinde gözlenen fare artışı, pandeminin gölgesinde kalan bir sorun aslında.

Sadece çevre kirliliğine neden olup tarım ürünlerine zarar vermiyor fareler.

Tifüs dediğimiz hastalığın da yayılmasına neden oluyorlar.

Tifüs Hastalığı’nın çok çeşitleri var.

Etken mikroorganizma Ricketsiya adlı bir bakteri.

Fareler, bitler, pireler, keneler önemli kaynak ve bulaştırıcıdır.

Enfekte olduğumuzda özellikle kan damarlarımızın iç yüzeyini döşeyen hücrelerin içerisine yerleşiyorlar.

Hastalığın şekline göre farklı klinik tablolar ortaya çıkıyor.

Epidemik yani birçok ülkede görülebilen ve Endemik yani bölgeye has Tifüs Hastalıkları var.

Bizdeki Tüfüs Hastalığı’nın etkeninin hangi Riketsiya türü olduğunu biliyoruz desek doğru tespitte bulunmuş olmayız.

Hava-toz yoluyla da bulaşması mümkün bir hastalık üstelik.

Dahası, Tifüs Hastalığı bildirimi zorunlu bir hastalıktır.

Sadece Sağlık Bakanlığı’na değil, Dünya Sağlık Örgütü’ne de bildirilmesi zorunlu hastalıklardan bir tanesidir Tifüs.

Tifüs hastalığına yakalanıp yakalanmadığımızı anlamak için önce şüphelenmemiz gerekiyor.

Baş ağrısı, kas ağrıları, karın ağrısı, mide bulantısı, halsizlik, yorgunluk, grip benzeri şikayetler, ateş gibi genel şikayetlere neden oluyor.

Kan testi ile tanıyı koymak mümkün.

Ülkemizde zaman zaman vaka artışlarını yaşıyoruz.

Özellikle yaz ve sıcak aylarda daha fazla karşılaşıyoruz.

Farelerin de artmasına paralel olarak, elimizde hiçbir istatistiki veri olmasa da Tifüs vakalarının eskiye göre arttığını söylemek mümkündür.

Bildirimi zorunlu bir hastalık olsa da ne devlette ne de özelde kaydı düzenli tutulmadığı için ülkemizdeki gerçek vaka sayısını söylemek imkansız.

Bazı hastaların şikayetlerinin az olması, kan testi ile tanının biraz da dolaylı konuluyor olması, yerine göre bu hastalığa inanmadığını söyleyen bazı doktorlar da çıkabiliyor üstelik.

Özetle, ülkemizde farelerde artışın önüne hala geçilemedi.

Tifüs Hastalığı’nın ülkemizdeki gerçek haritası ortaya çıkarılmadı.

Bildirimi zorunlu hastalık olmasına rağmen, ciddi anlamda bildiri eksikliği olan bir ahstalık.

Ülkemizde Tifüs Hastalığı’na yakalananların şikayetleri zaman zaman klasik Tifüs Hastalığı bulguları vermediği için de uzun aylar gözlerden de kaçırılabilen bir hastalık.

Ne yapmalı?

Farelerle mücadele hiç zaman kaybetmeden rutin uygulamaya girmeli.

Tifüs Hastalığı’nın haritası çıkarılmalı.

Ülkemizdeki Tifüs Hastalığı’nın etken veya etkenleri ortaya konulmalı.

Ülkemize has, endemik bir Tüfüs’ün var olup olmadığı kesinlikle araştırılmalı.

Tespit edilen hastalar uygun şekilde tedavi edilerekkayıt ve takip altına alınmalı.

Tifüs olduğu halde farklı tanı ve tedavilerle takip edilen hastaların hala aramızda olduğu da unutulmamalı.

İletişim: 0542-8529899