Bir daire müdürü ile makamında sohbetteyiz…

Kahvelerimizi yudumlarken bir genç giriyor içeri, elinde evraklarla!

Saç sakal birbirine karışmış…

Kot pantolonu moda olduğundan delik deşik ve ayrıca epey kirli!

Ağzında sakız 32 dişini birden görüyorsunuz…

Ukala bir gülüşle elindeki evrakları uzatıyor müdüre!

İmzalandıktan sonra alıp çıkıyor odadan hem de kapıyı sert bir şekilde çarparak…

Müdür bana ben ona bakakalıyoruz ama ben şaşkın!

“Şaşırma” diyor onlar alışmış bu hareketlere…

Genç çocuk devlet memuru!

Hani şu kurultay döneminde alınanlardan…

Sorgusuz ve sualsiz!

Arka kapıdan girenlerden…

O anda müdürün yerine koyuyorum kendimi!

Artık odadan kovar mıydım, yoksa tokatlar mıydım bilemiyorum…

Ama işte müdür benim düşündüğümü bile düşünemiyor çünkü böyle bir şansı yok!

Kendisi itiraf ediyor bunu:

“Bunlardan tam 11 tane var” diyor elini havada daireler çevirerek!

11’inin de tamamen kurultay şanslıları olduğunu ekliyor…

İçlerinden bir tanesi dışında hepsinin de performansları sıfırın altında!

Verilen talimatları geciktirmeler…

İşe geç gelmeler!

Fazlasıyla laubali tavırlar…

Saygıdan çok uzak davranışlar!

Kendilerini diğer çalışanlardan üstün görmeler ve dahası…

Kendisine hemen yapıştırıyorum soruyu ‘bu kaprislere nasıl dayanıyorsun’ diye!

“Onlar siyasi öncelikli” diye cevap veriyor…

Torpilli yani!

Gariban müdür bir önlem almaya kalksa anıda tepesine binecekler çünkü, bunu çok iyi biliyor…

Sinip kalmaktan başka bir çaresi yok!

Çünkü düzen böyle…

Önceki gün de yazdık ya!

Rica ile yaşama düzeni…

Bu ülkede kamu reformu niye yapılsın ki!

Olursa güç siyasilerin elinden gidecek çünkü…

Bakın bir örnek daha vereyim size…

Bir başka dairede gişeler boş!

Vatandaş kuyruk olmuş memurların gelmesini bekliyor…

Vatandaş kuyruk olmuş beklerken birisi kahve cezvesini karıştırıyor, biri elindeki telefonda, diğeri belli ki yeni yaptırmış olduğu tırnakları gösteriyor diğerlerine!

Sonra sesler yükselince kahvelerini yudumlayarak geliyorlar gişeye ağır hareket ve asık suratlarla…

Vatandaş ırın kırın etti ya belli ki rahatsız oldular!

Sonra içlerinden biri aradı ve şikayet etti durumu…

Biz de onu geçenlerde kaleme almıştık, dairenin müdürü aldı ‘doğru mu’ diye sitem ederek sordu!

Sonra aklına geldi herhalde odada kamera olduğunu bakıp bize geri döneceğini söyledi…

Sağ olsun döndü de!

Bu şekilde odada kahve cezvesi olduğunu da görmüş oldu…

Hayretler içinde kalmıştı çünkü izledikten sonra!

İnanın bunun gibi çok örnekleri var bizim arşivde…

Taze fasulye ve börülce ayıklayanlar!

Bilgisayarda oyun oynayanlar…

Bet kuponu dolduranlar!

Vatandaşın gözünün içine bakarak sandviç yiyenler…

Ter kokusundan yanına yaklaşılamayanlar!

O kadar çok ki hepsini buraya sığdırmak imkansız gibi bir şey anlayacağınız…

Daire girişindeki parmak basılan cihaza basıp geri dönenleri katmıyoruz daha hesaba!

Başbakan ne dedi peki;

Kamuda çalışanların sadece yüzde 40’ı verimliymiş…

Ben şaşırmadım çünkü bana göre iyi bir rakam bu!

Yüzde 20 civarı deseydi daha inandırıcı olurdu çünkü…

Diyelim ki ramak doğru yüzde 60’ı işini layıkıyla yapmıyor!

Devleti de vatandaşı da çalıyor anlayacağınız…

Madem ki artık istatistikler konuşmaya başladı şimdi görev zamanıdır!

Yılan hikayesine dönen şu Kamu Reformu meselesi yani…

Kamu Reformu gelince tüm sorunlar biter ve veril artar mı onu da bilemeyiz ama!

Artık şikayet etme değil icraat yapma zamanıdır…

Et de elinizde bıçakta çünkü!

Sadece Merak İşte?

TC’li mahkumlar niye gönderilmiyor?

Merkezi Cezaevi’nin durumu ortada…

Hele de bu sıcaklarda 400’e yakın mahkumun zor şartlarda kaldığı bundan gardiyanların da olumsuz etkilendiğini bilmeyen yok!

Eskiden bir uygulama vardı, burada suç işleyip ceza alan TC uyruklular belli bir süre sonra Türkiye’ye ihraç edilirdi…

Sanki bu uygulama kaldırıldı!

Tüm olumsuz şartlara rağmen sayı artıkça sorunlar daha fazla artıyor…

Bakalım kimin aklına gelecek cezaevini biraz olsun rahatlatmak!

Pasta küçülünce!

Bizde ikinci iş yapmak yasal olarak yasak ama…

Çiftçi hayvancı dışında tabi ki!

Çok sayıda devlet memuru çiftçilik de yapıyor hayvancılıkta…

Şimdi pasta küçülünce sadece bu işi yapan kesim hayıflanmaya başladı!

Memur yapmasın diye…

Ha şunu bileydiniz!

Lütfen herkes kendi işini yapsın sadece bu ülkede…

Tebrik de etmek gerek!

Vatandaş taşımacılık yapıyor minibüsün üstünde…

Ekmek parası yani!

Ama tek ayağı yokmuş belli ki artık araç kullanamayacak ekmeğinden olacak…

Absürt bir durum ama…

Tebrik de etmek gerek kendisini!

Bunca yıl işi nasıl idare etti diye…

Yine de adaletin kestiği parmak acımaz işte!

Çocuk istismarına devam!

Kimse tınlamıyor ama biz yine anımsatalım…

Yerel seçimlerde adayların çocukları kullanarak seçim propagandası yapması tek kelimeyle istismardın!

Onların üzerinden siyasi rant elde etmektir…

Kimsenin çocuklarımızı kullanma hak ve hürriyeti yoktur!

Hadi siyaset böyle bir şey de ana ve babalar buna nasıl izin veriyor hayret doğrusu…

Nerde o eski anketler?

Geçmişte seçim öncesi gazeteler ciddi kamuoyu şirketlerine anket yaptırıp yayınlarlardı…

Üç aşağı beş yukarı da doğru çıkardı!

Şimdi o dönem kapandı…

Anket yapılsa da yayınlanmıyor!

Reklam gelirleri azalmasın diye…

Paranın gözü kör olsun!

MESAJ KUTUSU

Sayın Gencay EROĞLU, parmağınız kırıldıktan sonra hemen herkes size geçmiş olsun dileğinde bulunduğu halde aileden tek bir kişinin bile arayıp sormamasından derin üzüntü olduğunuzu duyduk. Sıkıntılı günler geçecek elbet aklı selim kazanacaktır fazla üzülmeyin deriz…

Sayın Kenan ARİFOĞLU, madem ki bu ülkede denetimli satılması bazı tehlikeli ilaçlar eczanelerde sakız gibi satılmaya başlandı işler çığırından çıkmadan bu konuda sorumluluk üstlenip devlet üzerinde baskı unsuru kurabilirsiniz değil mi?

Sayın Hasan SERTOĞLU, geçen hafta içinde yaptırdığınız anketin sonuçları fazlasıyla merak edilmeye başlandı. Yarın anket yayınlama yasağı gelmeden sonuçları kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz? Karar vermekte acele edin deriz!

Sayın Halil FALYALI, sizin marinaya izin verilmese de izni almak için epey bastırdığınız bunu niçin tüm gücünüzü kullandığınız iddia ediliyor. Sonucu merakla bekleyeceğiz bakalım el mi yaman yoksa bey mi yaman olacak!

Sayın Kudret ÖZERSAY, TC’li mahkumların Türkiye’ye iadesi için girişim başlatmanız ve Merkezi Cezaevi’ndeki yığılmayı hafifletmeniz bekleniyor. Hele de kavurucu sıcaklar da başlamadan konuyu dikkate alın deriz!

Sayın Mustafa AKYÖN, rakibiniz Benli’nin anket sonuçlarından çok fazla hoşlanmadınız ama yine de dikkate alıp pes etmeden çok daha fazla çalışmak gibi bir zorunluluğunuz da ortaya çıktı değil mi? Umarız sonuçta Gönyeli insanı kazanır…

Sayın Yalçın CEMAL, Güzelyurt’da küskün partililer ile kararsızlar üzerine yoğun bir çalışma başlattığınız yönünde haberler alıyoruz. Aradan sıyrılmak diye buna derler değil mi? Hadi bakalım hayırlısı neyse o olsun…

Sayın Tacan REYNAR, yargıçlık görevinden istifa edip kısa bir süre sonra yerel seçimlerde bazı adaylara destek belirtmeniz yasal olsa da fazla da etik olmadı değil mi? Elbette en doğal hakkınız ama ortalık biraz yatışsaydı daha iyi olurdu gibi geldi bize!

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, siz seçim öncelerinde genelde çok aktif olur ve arı gibi çalışırdınız ama nedense bu kez fazla sessiz kaldığınız gözleniyormuş. Bu konuda talimat mı aldınız yoksa sıcaklardan fazlasıyla bunaldınız mı?

Sayın Oktay GÜNEY, yerel seçimlerde İskele’de YDP’nin gizli oylarına güvendiğiniz ve seçim stratejisini de ona göre belirlediğiniz söyleniyor. Kesin olan bir şey ki kazanamazsanız bile alacağınız oylar kazanacak olan kişi için belirleyici olacaktır…

Sayın Özdil NAMİ, Kıb-Tek’in özelleştirilme ihtimali olacağına dair yaptığınız açıklama hem çalışanlar hem de sendikada huzursuzluk yarattığı diye duyduk. Söylentiler yayılmadan bu konuda resmi bir açıklama yapmanız daha doğru olacak gibi gözüküyor…

Sayın Fırat ATASER, yerel seçimlerde ada genelinde en heyecanlı ve coşkulu propagandayı sizin yaptığınız ve bu konudaki ekibin de hayli başarılı olduğu konuşuluyor. Yine de belli bir saatten sonra boru seslerine yasak getirin deriz ki ters tepmesin diye!

Sayın Mehmet TATAR, GAÜ’nün efsane takımdan ayrılma kararı almasından sonra başkanlık konusunda bütün gözler sizin üzerinize çevrildi. Bakanlık konusunda yakında ciddi baskılar yapılacağı söyleniyor, hazırlıklı olun deriz…

Sayın Turgut ÇALICI,bayramdan hemen sonra sıkı bir diyet ve spora başlayacağınız ve tığ gibi delikanlı olma kararı aldığınızı duyduk. Bu arada 20. Sıradan LTB belediye meclis adayı olarak bu sıralar tempo bir hayli yüksekmiş. Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Dursun OĞUZ, seçimlere çok az bir süre kala partili vekilleri ciddi bir şekilde uyarmakta yarar var zira bir çoğu sadece göstermelik çalışıyor ve bu da seçim sonuçlarına olumsuz yansıyabilir. Kırbacı elinize alın deriz!