Sendika Yönetim Kurulu adına mesaj yayımlayan Hasan Yıkıcı, “ülkede gazeteciliğin basın özgürlüğü konusunda geçmişte ağır bedeller ödediğini, bugün de hala gerçek anlamda özgürlüklerin tesis edildiğinden bahsedilemeyeceğini” belirtti. <br /> <br /> “Genel geçer ifadeler arkasına saklanıp medyadaki gerek dışarıdan gelen baskı ile yapılan sansürü ve kontrolü gerekse de içten tetiklenen otosansür ve otokontrol mekanizmalarını reddedemeyiz” ifadelerini kullanan Yıkıcı, toplumun iyi ve nitelikli habere ulaşmasının, örgütlü-sendikalı ve eşit-adaletli-nitelikli koşullarda emek harcayan basın emekçileri aracılığı ile gerçekleşeceğini kaydetti.<br /> <br /> Yıkıcı, bu anlamda basın emekçilerinin sendikalaşması, medya alanında sektörel toplu iş sözleşmesi sistemine geçilmesi ve basın emekçilerinin sosyal-ekonomik haklarının geliştirilmesi ve korumasının sadece adaletli bir çalışma koşuluna değil, aynı zamanda basın özgürlüğüne de katkı sağlayacağını vurguladı.<br /> <br /> Yazılı ve görsel basının yaşadığı sıkıntılar ve maddi çaresizliklerin bedelinin çalışanlara ödetildiğini kaydeden Yıkıcı mesajında, “Bu anlamda bir yandan medyamızdaki patronluk yapısının etkisi, diğer yandan ise Türkiye gazete ve kanallarının, reklamlarının hiçbir bedel olmadan Kıbrıs’ın kuzeyinde yer edinebilmesi, doğalığında yerli gazete ve kanalları zor durumda bırakmakta, bunun da faturası emekçilere kesilmektedir” ifadesine yer verdi.<br /> <br /> Yıkıcı, “Basın emekçilerini örgütlülüğü ve birlik içerisinde hareket edebilmeleri, pek çok sonunun üstesinden gelebilmenin ve ifade özgürlüğüne katkı koymaları anlamına gelmektedir. Bundan dolayı eşitlik ve adalet yoksa özgürlük de yoktur diyoruz ve tüm basın emekçilerine sendikalaşma çağrısı yapıyoruz” dedi.