80 yaşını doldurdu ama müthiş bir enerjisi var…

Ömrünün de 50 senesini siyasete adamış.

Şu anda aktif siyaseti noktalamış durumda ama her şeye hakim…

Gündemi ve olayları yakından takip ediyor, öngörülerini ortaya koymaktan da çekinmiyor!

19 yıllık Başbakanlık dönemiyle de kırılamayacak bir rekorun sahibi…

Onun için hükümet olmanın ne demek olduğunu da çok iyi biliyor!

4’lü koalisyon hükümetini de yakından takip ediyor ve yaşanan bir takım ekonomik sıkıntılar nedeniyle de şu ifadeleri kullanıyor;

“Hükümetin becerisi çok önemli…”

Bizim hükümete gönderme yapıyor anlayacağınız!

Derviş Eroğlu’na göre de formül gayet basit…

Ankara ile ilişkileri sıcak tutmak!

Kendini iyi anlatabilmek…

3’ncü Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Radyo Vatan’da 45 dakikalık çok da zevkli bir program gerçekleştirdik, sorular yönelttik…

Kıbrıs konusunu da görüştük ama ağırlık iç konulardı!

Çünkü ortada bir karamsarlık hakim…

Siyasiler karamsar, vatandaş karamsar!

“Halkın böyle kriz dönemlerinde psikolojisi çok önemlidir” diyor…

Hükümet vatandaşın moralini motivasyonunu yüksek tutmak zorunda diye ekliyor!

4’lü koalisyon hükümetinin en şanssız dönemde hükümet oldukları gerçeğinin de ortaya koyuyor ve hak da veriyor ama…

Hiçbir icraat yapmadan da yaşanan krizlere çözül bulunamayacağını eklemeden edemiyor!

Bu da haliyle Ankara ile ilişkilerden geçiyor…

Ankara’ya kendini iyi anlatabilmek!

Kendisine Türkiye ile bir türlü imzalanmayan ekonomik protokolleri soruyoruz…

Çünkü defalarca kendi Başbakanlık döneminde de imzalandı bu işbirliği protokolleri!

Burada önemli olan ise hazırlanacak olan protokollerin Kıbrıs Türk halkının içine sindirebileceği, yaşam standardının düşürülmeyeceği önemli…

Bunun için de yapılacak tek şey var;

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kapısını çalmak…

Utanmadan sıkılmadan!

Ama çalışılmış, iyi hazırlanmış, kabul edilebilir projelerle…

Bu arada hemen aklımıza takılıyor;

Sahi bizim hükümet bu konuda şimdiye kadar kendini anlatabilmek için ne yaptı?

Sayın Erdoğan’ın kapısını çalmayı acaba hiç düşündü mü?

Yoksa buna cesaret bile edemedi mi?

Bu sorunun cevabı çok önemli çünkü…

2019 yılının hep kötü geçeceği tahminleri yapılıyor ya…

Bu konuda hükümetin karamsarlığı doğal olarak hem iş dünyasına hem de vatandaşa olumsuz yansıyor…

Bizimkilerde ise derin bir sessizlik var!

Ne bir ilişki, ne bir protokol hazırlığı ne de bunların getireceği sıcak ve olumlu bir mesaj…

Oysa sayın Eroğlu’nun da dediği gibi tek bir alternatif var!

O da Erdoğan’ın kapısını çalmak…

Koca Türkiye şu anda tam 3.5 Milyon Suriyeli göçmene kucak açmış, onların her türlü ihtiyacını hem de pek güzel karşılıyor!

Yıllardır, ana-yavru, et ve tırnak dediğimiz bu ilişki muhakkak ki devam edecek…

Ama sadece isteyerek değil!

İstenen bazı makul şeyleri yerine getirerek…

Önemli olan, kendini iyi anlatabilmek!

“Aday değilim…”

Programın sonunda konuyu Cumhurbaşkanlığı seçimlerine getiriyoruz…

Seçimler 2020 yılında yapılacak ama millet kolları sıvadı bile!

Bilirsiniz medyada ve kulislerde sürekli olarak Derviş beyin de aday olabileceği iddiaları yapılıyor…

İşte bu soru da o günkü programda netlik kazandı!

Sorduk aday mısınız diye…

Şöyle cevapladı;

“Ben aday olmayacağını 2015 yılında açıkladım…

Sonra ekledi:

“Aday olmayacağımı söylememe rağmen hala adaysın diyorlar…”

Ama işte yok öyle bir şey…

Bu konuda kararı kesin ve en azından Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aktif siyaset onun için tamamen bitmiş!

Onun içindir aday olmak isteyenler hesabını kitabını onun için yapsın…

Sadece merak işte?

Ya dönmeyenler?

YDÜ Hastanesi sürekli bir reklam peşinde…

Bu ülkede hastane ve hekim reklamları yasak ama!

Takan kim?

Belli ki yasalar herkese sökmüyor bu memlekette…

Devletin gücü de öyle!

Tamam YDÜ Hastanesi tam teşekküllü ve adada benzeri gurur da duyuyoruz ama…

Yasalar da çok önemsiz değil!

Ve genelde haber başlıkları şöyle veriliyor, işin reklam gereği;

YDÜ Hastanesi hayata döndürdü…

Peki ya dönmeyenler?

Sakıncalı piyade daha mı iyi?

Vicdani ret ve haliyle askerlik tartışmaları yine gündeme oturdu…

Belli kesim kesinlikle askerlik zorunlu olmalı diyor!

Diğer kesim de vicdani retten yana…

Bunu bir ortası olmalı artık!

Böyle bir kutsal görev kamuoyunda tartışılmasın diye…

Zorla askere gönderilecekler kamuoyunda ve haliyle askerlik döneminde sakıncalı piyade olarak görüleceğine, bu hizmeti başka devlet hizmetinde niye yapmasın ki!

Bu tartışılmalıdır artık…

Ama belli bir sevgi ve saygı çerçevesinde!

12 ay mı askerlik…

İstemeyeni devletin çeşitli kadrolarında 24 ay ücretsiz çalıştırın gitsin!

Bizimkisi sadece bir öneri…

Daha önce aklınız neredeydi?

Yeni bir tartışma konusu…

Olası bir ciddi depremde ülkedeki okullar ve devlet binaları çöker!

Gayet ürkütücü ama üstünde durulması gereken bir konu bu…

Bunu söyleyenler konunun uzmanları olduğuna göre vardır elbet bir bildikleri!

Devlet de dikkate alırsa ne ala…

Bu arada bu uyarı neden daha önce değil de şimdi yapılmaya başlandı, bunu söyleyenlerin akılları neredeydi o da başka bir tartışma konusudur tabi ki!

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, siyasi bir takım çekişmeler nedeniyle bir basın mensubu arkadaşımızı meclis kürsüsünden hedef göstermenizi hayretle karşıladık. Bunu bütçe görüşmeleri nedeniyle yaşadığınız yorgunluğa veriyoruz. Umarız en kısa zamanda sevgili Serhat ile karşı karşıya bir kahve içer, özür dilemeyi de ihmal etmezsiniz...

Sayın Tufan ERHÜRMAN, bütçe görüşmeleri nedeniyle bir kez daha asker-hükümet tartışmalarının yaşanması belki belli çevrelerin işini geldi ama, bunu artık telafi edecek olan hükümetin başı olarak sizsiniz, top kucağınızda!

Sayın Hüseyin ANGOLEMLİ, hükümete mensup bir partinin vekili olarak polisin sivile bağlı olmaması konusunda eleştirinizi pek de anlayamadık doğrusu! Bıçak da elinizde et de elinizde! Yoksa siz hala muhalefette olduğunuzu mu zannediyorsunuz!

Sayın Mehmet HARMANCI, Başkent’te yeni yıl kutlamalarının yapılacak olması bazılarını memnun etse de bir kesim var ki onlar da yitirilen canlar nedeniyle en azından bu senelik iptal edilmeli görüşünde birleşiyorlar, haberiniz olsun istedik!

Sayın Tolga ATAKAN, Gönyeli’de yılan hikayesine dönen alt geçit konusunda inisiyatif almanız ve bir takım girişimlerde bulunmanız isteniyor. Bu arada son günlerde telefonlara da bakmadığınızdan şikayetler geliyor bilesiniz istedik!

Sayın Zeki ÇELER, bazı taş ocağı işletmelerinin hem kaçak hem de 18 yaşından küçük insanları çalıştırdıklarını biliyor muydunuz? Bu arada devletin suyunu beleş çeken ve kuruş ödemeyenler de peydahlandı haberiniz olsun!

Sayın Turgay DENİZ, hükümetin 2019 yılında TC yardımlarını artırması için girişim başlatmasını istiyorsunuz ama bunlar biraz daha ellerini yavaş tutarlarsa yeni yılda kuruş bile gelmeme riski var bunu bir yere yazın deriz!

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, parti içinde yapılan kulislerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık konusunda isminizin anılmaya başladığını biliyor muydunuz? Bazıları bu konuda yaşınızın fazla genç olduğunu söylese de özellikle bölgelilerden büyük destek var…

Sayın Filiz BESİM, özellikle de gençlerin eczanelerden reçetesiz olarak xanax ilacına fazla kolay ulaşabilmelerinin önünü kesmeniz için bir takım önlemler almanız bekleniyor. İpler elinizden çıkmadan bir formül bulursunuz değil mi?

Sayın Meral ERTÜRK, dünya iyisi kardeşimiz ve meslektaşımız Raif’in zamansız ölümü hepimizi derinden yaraları. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı ve uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Serhat İNCİRLİ, bizim meslekte bazı siyasilerin bu tür hataları zaman zaman olan bir şeydir. Onların bilmedikleri bir şey vardır ki onlar hep gelip geçicidir ama gazeteciler ömürlerinin sonlarına kadar mesleğini icra ederler. Bir kahkaha patlat Allah’a havale et deriz…

Sayın Güven ARIKLI, çok yakında bir radyo kurarak medya patronluğuna hızlı adımlarla ilerlemekte olduğunuzu duyduk, hayırlara vesile olsun artık. Bu arada aktif siyaset zamanı da geldi artık değil mi? Sizin başınız kel değil ya!

Sayın Yusuf KISA, CAS’a talip oldunuz bir türlü nasip olmadı ama niye yeni ve sıfırdan bir işletme kurmayasınız ki! Hem de bu kadar yetişmiş elaman varken bunu değerlendirin deriz. Ayrıca onların hayır dualarını da almış olursunuz…

Sayın Ahmet SERDAROĞLU, sendika başkanı olarak bir otele talip olduğunuzu açıklamanız belki üyelerinizi heyecanlandırmış olabilir ama sanırız bu pek de etik değerlerle bağdaşmadı değil mi? Yoksa bunları birileri mi aklınıza sokuyor acaba?

Sayın Sadi GÜNEŞ, Lefke Kaymakamı olarak dere yatakları konusunda epey iddialı konuştunuz ama umarız sonuçta başarılı olursunuz. Zira bizim ülkede siyaset her şeyin önündedir ve yasalar da çiğnenmek için yapılmıştır. Hadi bakalım kolay gelsin…