Kadın, bilmeyene nefs, bilene 'nefes’tir”.demiş Şems-i Tebriz

Ve Asurlar dünyayı bir kadının doğurduğuna inanırlardı. En güçlü kralların, en hızlı atların, en uzun boynuzlu koçların dahi bir kadının karnından çıktığına bakıp, bu hükme varmışlardı. Bende ayni düşüncedeyim

Ve dünya kadınlar günü.

Nerde bir sorumluluktan kaçma varsa nerde bir olumsuzluğa erteleme varsa ona tek bir gün tahsis ederek kurtulmaya çalışıyoruz.

Maksat günü kurtarmak.

Dünya çevre günü gibi.

O günün anlam ve önemine uygun mesajlar açıklamalar yaparak hem kendi vicdanımızı rahatlatıyor hemde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmiş gibi oluyor vicdanımızı rahatlatıyoruz.

Sözde tabii.

Herşey aslında bir aldatmacadan ibaret.

Çevreye verdiğimiz değerin göstergesi gibi.Küresel ısınma gerçeği gibi.

Kağıt ,pet şişe maske hiç çekinmeden yollara atıyoruz havayı kirletenlere sözde karşı çıkıyor ,hiçbir zaman tahsil edilmeyen cezalar yazdık diyerek halkın gazını alıyoruz sonrada çıkıp dünya çevre gününü kutlayarak bizim çabamızla orman haline gelemeyecek göstermelik fidan dikimleri yapıyoruz.

Kadınlar günününde bundan farkı yok.

Etkinlikler düzenliyor filmler gösteriyoruz.

Karanfiller veriyor.Onlara methiyeler düzüyoruz.

Kadınları öven açıklamalar yapıyor resim sergileri açıyoruz.

Ama kadınlar hala fiziksel ve cinsel şiddet görmeye devam ediyor.

Kadın cinayetlerinde azalma yok.

Gazetelerin 2.sayfaları onlara ayrılmış durumda.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

KKTC’de nüfusun %46’sını kadınlar oluştururken; Karar alma mekanizmalarında kadın yönetici oranı en fazla %7-8

Bu oran ABD’de yüzde 46, Rusya’da yüzde 39, Almanya’da yüzde 36, Yunanistan’da yüzde 26.

Erkeklerden daha fazla yüksek okul ve fakülte bitirme oranına sahipler ama yönetime Parlamentoya katılım oranı ise, yüzde 15

Bu oran İsveç’te yüzde 47, İspanya’da yüzde 36, Almanya’da yüzde 32, İngiltere’de yüzde 20, ABD’de yüzde 16.

İstihdamda da tam bir eşitlik olmadığı ortada .

2019’da istihdam edilenlerin, %35,5’ini kadınlar oluşturmaktadır

Neden KKTC Hükümetlerinde bugüne kadar Bakanlık yapmış 400 kişinin sadece %2si kadın?diye sormadan edemiyor insan.

Yapılan araştırmaya göre toplumdaki algıdan dolayı, eğitimli kadınların, iyi bir ekonomik durumdayken şiddet görmekten utandıkları için

gördükleri şiddeti bildirmeme olasılıklarının daha yüksek olduğuda ortaya çıkmış.

Ve bir not daha ;

Hani o sosyal medyada karısına methiyeler düzen çiçekler sunan eğitimli erkeklerimiz var ya

Yapılan araştırmada çokta iyi bir not almamışlar.

Anket çalışmalarında, en az her 3 kadından birinin şiddet görüyor .Ve Kıbrıslı, eğitimli erkekler de şiddet uyguluyormuş.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporuna göre mesela Türkiye 150 ülke içerisinde 130’uncu sırada yer almaktadır.

Biz bu halimizle kaçıncı sıradayız Allah bilir.

Dünyayı yönetenler ağırlıkla olarak erkekler olsa da, dünyayı döndürenler aslında kadınlar.

Doğuran kadın, büyüten kadın, hayatın yükünü omuzlayan kadın, erkeğine her anlamda destek olmaya çalışan kadın, fedakarlık yapan kadın ama

buna rağmen evinde, ilişkilerinde köle muamelesi görüp ezilen, işyerinde taciz ve ayrımcılığa maruz kalan ve şiddet gören de yine kadın.

Kadın hakları, insan haklarının ve tüm dünya ülkelerinin demokratikleşme sürecinin en temel taşlarından birisidir. Sosyal hayattaki gelişim, kadının toplumdaki yerinin kabulüyle mümkündür. Topluluk halinde yaşamak paylaşmayı, paylaşmak ise, eşit hakları gerektirir.

Önce siyasi irade sonra toplumsal bilinç eğer bunu başarırsak toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırız yoksa ülke olarak hepimiz bu ayıpla

daha çok yaşayacağız ama en çokta biz erkekler.