<div>Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için süren müzakereleri askıya alan Güney Kıbrıs’ın doğalgaz aramalarını tek</div> <div>taraflı sürdürmesini eleştiren CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk, “Kıbrıs Cumhuriyeti 1963’te çökmüştür ama</div> <div>eğer var ise Kıbrıslı Türkler o cumhuriyetin kurucu ortağıydı ve egemenlikte ortaklık hakları vardı. Kıbrıs</div> <div>Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının Kıbrıslı Rumlar tarafından pervasızca Kıbrıslı Türkler yokmuş gibi</div> <div>kullanılması doğru değildir” dedi. Kıbrıslı Türklerin isteğiyle Türkiye’nin doğalgaz aramalarını sürdürdüğünü</div> <div>ifade eden Erk, Rum tarafının yapması gerekenin masada kalıp soruna çare aramak olduğunu söyledi.</div> <div>BRT’de yayınlanan Sabah Rotası isimli programa katılarak Osman Kurt’un sorularını yanıtlayan CTP Genel</div> <div>Sekreteri Kutlay Erk, Kıbrıs sorunu ve gelinen aşama ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.</div> <div>ANASTASİADİS İKİ DEFA KRİZ YARATTI</div> <div>Görüşme sürecinin zar zor başladığını, başladığı halde de çok fazla bir iş yapılmadığını anımsatan Erk,</div> <div>Anastasiades seçildiğinden beri görüşmeler başlasın diye çağrı yapanın CTP olduğunu söyledi. Eroğlu</div> <div>ve Anastasiadis’in iş yapma hevesleri olmadığını vurgulayan Erk, Anastasiades’in problem çıkardıkça</div> <div>Eroğlu’nun memnun olduğunu söyledi. Erk sözlerini şöyle sürdürdü:</div> <div>“Anastasiades iki defa kriz yarattı. Birinde gözlükleri fırlattı ceketini aldı gitti. Ardından bizim taraf</div> <div>görüşmeler çöktü diye haber yayınladı. Orada bir gerilim oldu. Bu defa görüşme masasında olan bir durum</div> <div>yok. Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinde Rumlar bir İtalyan şirketine iş ihale etti. Türk tarafı da TPAO</div> <div>ile yaptığı anlaşma doğrultusunda aynı ekonomik bölgeye girdi. Bu aslında kâğıt üstünde görünen bir</div> <div>durum. Kıbrıslı Rumlar, ‘savaş gemileriyle geldiler, bizim egemenlik haklarımıza müdahale ettiler’ gibi bir</div> <div>ortam yaratarak çekiliyoruz dedi. Çekilirken de sürekli mi bir defalık mı çekildiler bunun izahı yok. Çünkü</div> <div>masada olan bir konudan dolayı çekilmediler. Bunu bizim eski liderimiz Denktaş Bey yapardı. Canı sıkılırdı</div> <div>masadan kalkardı ya da kalkmakla tehdit ederdi. Bunu Rum liderde de görüyoruz. Bu doğru bir tavır değil.</div> <div>Eğer MEB’de kriz varsa asıl yapacağınız masaya oturup Kıbrıs sürecine ara verip bunu konuşalım demeniz.</div> <div>Makul olanı budur. Hatta görüşme süreci devam eder, görüşmelerin yanında bunu da konuşalım dersiniz.</div> <div>MEB’e TPAO’nun gelmesi neden kaynaklanır? Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından birisi Kıbrıslı</div> <div>Türklerdir. Onların da bu egemenlikte payı vardır. Bize göre aslında Kıbrıs Cumhuriyeti 1963’te çökmüştür.</div> <div>Ama eğer var ise Kıbrıslı Türkler o cumhuriyetin kurucu ortağıydı ve egemenlikte ortaklık hakları vardı. Kıbrıs</div> <div>Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının Kıbrıslı Rumlar tarafından pervasızca Kıbrıslı Türkler yokmuş gibi</div> <div>kullanılması doğru değildir.”</div> <div>RUMLAR EGEMENLİK HAKLARIMIZI TANIMAK İSTEMİYOR</div> <div>Kıbrıslı Rumların pratikte Kıbrıslı Türklerin egemenlikte ortaklık haklarını tanımak istemediğini söyleyen Erk,</div> <div>Eroğlu’nun bir BM ziyaretinde öneri yaptığını, ‘ya erteleyin, ya da gelin birlikte bir komite kuralım doğalgaz</div> <div>konusunda teknik komite çalışsın karar versin’ dediğini ancak Rumların bunu reddettiğini hatırlatarak,</div> <div>“Kıbrıslı Rumların bu egemenlik haklarını tek taraflı şekilde pervasızca kullanmasının da bir sınırı olmalıdır.</div> <div>Bunlara izin verdikçe Kıbrıs sorununun çözüm süreci uzamaktadır” dedi.</div> <div>ETRAFIMIZDAKİ GERİLİM İYİ DEĞİL</div> <div>Rumların tek başına attıkları adıma karşılık olarak TPAO’nun Kıbrıslı Türkler adına araştırma yapması için</div> <div>gerekli zeminin oluştuğunu kaydeden Genel Sekreter Kutlay Erk, “Bütün bunlar doğru mudur? Değildir. Şu</div> <div>anda etrafımızdaki bu gerilim iyi bir durum değildir” dedi. 2004 Referandumu’nda iki taraf da ‘evet’ deseydi</div> <div>bugün bunların tartışılıyor olmayacağını söyleyen Erk, Kıbrıs adasında yaşayanlar için, huzur ve barış içinde</div> <div>bu münhasır bölge içerisinde birlikte ekonomik faaliyet göstereceklerini belirtti. 2004’te büyük bir fırsat</div> <div>kaçırıldığını söyleyen Erk, adayı tehdit eden gerilimlerle yaşamaya halen devam edildiğini ifade etti. Erk,</div> <div>“Bu sorun öyle veya böyle çözülecek. Onun için bizim bir an önce bunlar üzerinde zaman harcayarak değil,</div> <div>görüşme masasında Kıbrıs sorununa odaklanmamız gerekir çünkü bütün Kıbrıslılar kaybediyor” dedi.</div> <div>TARAFLAR MASAYA GELECEK</div> <div>Gerilim bu kadar yüksekken müzakere masası yeniden oluşur mu sorusunu yanıtlayan Erk, “Kaçarı yok</div> <div>taraflar masaya gelecek. Dışarıda her türlü faaliyette bulunabilir ama gidecekleri tek yer müzakere</div> <div>masasıdır” dedi. Dışarıda başka faaliyetlerle zaman harcamaktansa masaya dönülmesinin doğru olacağını</div> <div>vurgulayan Genel Sekreter Erk, Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi her yere şikayet etmesinin</div> <div>yeni bir konu olmadığını, şikayet edilmedik yer kalmadığını söyleyerek bundan ne elde edildiğini sordu. Erk,</div> <div>“Sorun çözülmedi. Çözüm süreci uzadı. Böyle devam etmekteki niyet ne? Statüko devam etsin... Statükoda</div> <div>ezilen insanlarımız var. Onların dikkatlerini değiştirmeye çalışıyorlar. Bu şikayetlerden sonuç çıkacağını</div> <div>sanmıyoruz” dedi.</div> <div>DAVUTOĞLU YERİNE EROĞLU KONUŞMALIYDI</div> <div>TC Başbakanının, “Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki egemenlik ortaklığımız hiçe sayılacaksa iki devletli bir</div> <div>çözümü görüşelim” sözlerini yorumlaması istenen Erk, bunun stratejik bir hata olduğunu söyledi. Erk,</div> <div>“Davutoğlu’nun bu açıklamasını Kıbrıslı Türklerin lideri Eroğlu’nun yapması gerekirdi. Bize göre bu bir</div> <div>stratejik hatadır. Kıbrıslı Türklerin haklarını Kıbrıslı Türklerin lideri savunabilir. Bunu TC Başbakanından önce</div> <div>Cumhurbaşkanı Eroğlu söylemesi gerekirdi” dedi.</div> <div>MEKİK DİPLOMASİSİNİ DESTEKLİYORUZ</div> <div>Gelinen aşamada mekik diplomasisiyle sürecin sürdürülmesi önerisini değerlendiren Erk, elbette ki</div> <div>diplomasi kurularak bir takım tıkanıklıkların aşılması gerektiğini söyledi. CTP olarak ne koşulda olursa</div> <div>olsun tarafların iletişiminin devam etmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını vurgulayan Erk, “Krizi çözmek</div> <div>istiyorsanız görüşeceksiniz. İletişimle bunu aşabilmeniz gerekir. Mekik diplomasisini doğru buluyoruz.</div> <div>Rum tarafının görüşmecisi BM ile bir takım görüşmeleri sürdürüyormuş. Bizim taraf ise hiç böyle bir çaba</div> <div>içerisinde değil ama Rum tarafı da BM ile Kıbrıs sorununun çözümüne ait konular üzerinde görüşüyormuş.</div> <div>Bu doğruysa bizim tarafın yaptığı yanlıştır” dedi.</div> <div>CTP MASANIN YENİDEN OLUŞMASI İÇİN NE YAPACAK?</div> <div>CTP’nin krizin olduğu günden itibaren girişim başlattığını söyleyen Erk, önce DİSİ daha sonra AKEL ile</div> <div>görüştüklerini ve partinin düşüncelerini paylaştıklarını belirterek, “Masanın konusu olmayan bir nedenle</div> <div>masayı terk etmek doğru değil dedik. Taraflar nereye gitse gelse masaya oturacaklar. Boşu boşuna gerginlik</div> <div>tırmandırmaya gerek yok. Anastasiadis böyle bir stratejiyle ancak Eroğlu’nu tatmin edebilir. BM’nin özel</div> <div>temsilcisiyle görüşeceğiz. Buttenheim’la da görüşeceğiz. Bu düşüncelerimizi onlarla da paylaşacağız.</div> <div>Liderleri cesaretlendirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bizim CTP olarak BM’nin bu dönemde katkısına</div> <div>ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz” dedi.</div> <br>