Başbakan Tufan Erhürman, BRT’de canlı olarak yayınlanan “Birinci Boyut” isimli programa katılarak Pembe Paşaoğluları’nın sorularını yanıtladı. Başbakan Erhürman, programda “Kamu Reformu Yasa Tasarısı”, “Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü”, “Suç oranları”, “Londra temasları” ve bir takım ülke gündeminde yer alan sorulara yanıt verdi. KAMU REFORMU YASASI Başbakan Erhürman, öncelikle “Kamu Reformu Yasası” ile ilgili sorulan soruya yanıt verdi. Erhürman, “Kamu Reformu” adı altında yapılacak değişiklik konusunun çok uzun zamandır toplumun gündeminde olduğunu söyledi. Başbakan Erhürman, “Kamu Reformu Yasası’nın yılan hikayesine dönen yasa taslaklarından bir tanesi olduğunu, çeşitli hükümetler döneminde bu yasa üzerinde çalışıldığını ancak hiçbir dönem Meclis Genel Kurulu’na gitmesinin ve Kurul’dan geçmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Hükümet olarak ilgili yasayı tekrardan ele alarak çok uzun çalışma yaptıklarını belirten Erhürman, bu çalışmaya sıfırdan başlamadıklarını, geçmiş taslakları da esas alarak çalışma yürüttüklerini bildirdi. Başbakan Erhürman, konuşmasına şöyle devam etti: “Dolayısıyla konuşulmayan çok fazla bir şey yoktur. Buna rağmen yasa taslağı teknik komite oluştu ve teknik komitede ilgili çalışma yapıldı. Teknik komitede çalışma tamamlandıktan sonra Bakanlar Kurulu’na geldi. Bakanlar Kurulu’ndan da Meclis’e sevk edildi. Henüz Meclis’te komitede görüşülmeye başlanmadı.” Sendikalarla sıkıntıları olduğunu bildirdikleri 11 madde ile ilgili bir yarın araya geleceğini anlatan Erhürman, sendikaların bu 11 madde ile ilgili neyi eleştirdiklerini ve neyi doğru bulmadıklarını konuşacaklarını aktardı. Başbakan Erhürman, Kamu Reform Yasası’nda tartışmaların 11 maddeye indirilmiş olmasının oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı. İlgili 11 maddenin sendikalarla görüşülebilmesi için İngiltere’ye gitmeden önce sendikalarla iletişim kurduklarını söyleyen Erhürman, yarın öğle sendikalarla yapılacak toplantının “birbirini anlama toplantısı” olacağını kaydetti. Sendikaların hangi noktaları doğru bulmadıklarını, hangi noktalarda kendi deyimleriyle “Budanma” olarak algılandığının kendileri tarafından bilinmesi gerektiğinin altını çizen Başbakan Erhürman konuşmasına şu şekilde devam etti: “Tabi bizimde neden maddeler o şekilde yapıldığını ve reform olarak algılanabileceğini anlatmamız gerekiyor. Ben de bir anlamda dersime çalışıyorum. Nerelerde ne var ve ne yoktur. Nerelerde ne değişebilir. Bütün bunlar üzerinde görüş alışverişinde bulunacağız. Süreç uzun bir süreçtir. Daha önceki dönemlerde de komiteye gitti. 4-5 ay komitede görüşüldü. Örneğin o dönem Başbakan Yardımcısı bu görevinden istifa edip Komite Başkanı oldu ve hemen hemen her gün toplantı yaparak konuyu ele aldı. Dolayısıyla toplumda konu ile alakalı ciddi bir birikim artık vardır. 11 madde üzerindeki tartışmayı karşılıklı görüş alışverişiyle bu birikimden de yararlanarak çözmeye çalışacağız. Tabi şunu söyleyeyim hiçbir toplumda reform süreci sancısız olmaz. Reform dediğimiz şey, bir şeyleri değiştirme anlamına gelir. Bir şeyleri değiştirdiğiniz zaman da elbette insanlar açısından bir sarsıntı yaratabilir. Dolayısıyla şu anda bir kamu reformu konusunda birtakım tepkiler ortaya konmasını anlayabiliyorum. Neyi değiştiriyorsanız değiştirin var olan düzen içerisinde bir “tık” dahi değişiklik yapsanız muhakkak birilerinin hayatında, gelirinde ve çalışma düzeninde değişiklik ortaya çıkacaktır. Kamu reformunda bir numaralı amacın kamuda verimliliği artırmak olması gerektiğinin altını çizen Erhürman, Başbakan olduktan sonra bunu birkaç kez açıkladığını ve hatta zaman zaman kamunun yeterince verimli çalışmadığı için tepki de gördüğünü dile getirdi. Başbakan Erhürman, hala kamunun yeterince verimli çalışmadığı yönündeki iddiasının sürdüğünü işaret ederek, bunun aksini iddia edecek birinin olduğunu da sanmadığını açıkladı. Bu nedenle kamu reformunun muhakkak hayata geçmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Tufan Erhürman şu şekilde konuşmasına devam etti: “Bir yasayı değiştirmekle hemen son derece verimli bir kamu yönetimine geçeceğimiz düşüncesinde değilim. Bir de oluşmuş bir kültür vardır. O kültürü değiştirip, dönüştürmek daha fazla zaman alacak. Ama yasayı değiştirmek o kültürün değişmesine ve dönüşmesine katkıda bulunacak bir iştir. Dolayısıyla burada sendikalarımız ve siyasi partilerimiz dahil hepimizin temel hareket noktası kamuda verimliliğin sağlanması olması gerekiyor. Ben öyle olduğunu da düşünüyorum. Yarın ki toplantıda bunu ben daha net olarak anlayacağım. Bir noktanın daha altını çizmek istiyorum. Biz göreve geldik geleli gerek medyada gerek mecliste ve daha birçok yerde kamu reformunun hayata geçirilmesi isteniyor. Ancak ne zaman Kamu Reformu ile ilgili taslak geldi. Hemen karşı duruşlar da başladı. Bu da ülkemizdeki temel alışkanlıklardan biridir. Hem değişimi ister görünürüz hem de değişim olmasın diye elimizden geleni yaparız. Ya da şöyle olur; değişimi ister görünürüz. Ama değişim benden başlamasın başka yerden başlasın diye düşünürüz. Açık söyleyeyim. Şimdi sendikalarımızın böyle düşündüğü ile ilgili bir ön yargıya sahip değilim. Yarın ki toplantıda bunu çok daha net göreceğiz ve birbirimizi anlayacağımızı düşünüyorum. Yarınki toplantıya ilgili tüm işçi ve memur sendikaları da davetlidir. Bu ilk toplantıdır. Yeterli olmazsa devamı gelebilir. Yarın ki toplantıda benim ihtiyacım onları anlamaktır. Elbette bizim duruşumuzu da onlara anlatmaktır. Ama bizim duruşumuzu onlara anlatmaktan önce onların ne söylediğini çok net bir şekilde görmek istiyorum. Maddeler üzerinde tartışmak istiyorum. Çünkü bazen maddenin tam olarak ne anlatmaya çalıştığı ilgili taraflar tarafından anlaşılamıyor. Ya da maddenin tam söylemek istediğini anlatabilmek için ufak tefek makyajlar yapmamız gerekebiliyor. Tüm sendikaların yasa ile ilgili komite toplantılarına da katılabileceğini ifade eden Erhürman, yasanın komite aşamasında değişikliğin mümkün olduğunu dile getirdi. Başbakan Erhürman, bu tip yasaların sadece hükümetin yasaları olarak algılanmaması gerektiğini işaret ederek, bu tip yasaların mecliste tüm partiler ve sivil toplum örgütlerinin katkısı ile değişebilecek yasalar olduğunu söyledi. Erhürman, “Geçmişte kamu reformu ile ilgili yürütülen tüm çalışmalarda aynı yöntem izlendi. Dolayısıyla meclis komitesi sadece bir “tik” atıp geçecek komite değildir. Son derece ayrıntılı bir çalışma olacaktır” dedi. EKONOMİK VE MALİ İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ Pembe Paşaoğluları Başbakan Tufan Erhürman’a, eski Başbakan İrsen Küçük’ün cenaze töreni için ülkemizde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la Ekonomik ve Mali İş Birliği Protokolü ile ilgili görüşüp görüşmediğini sordu. Başbakan Erhürman, açıklamasına merhum İrsen Küçük’ü ve cinayete kurban giden Gökhan Naim’i anarak başladı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın programının oldukça sınırlı olduğunu ve cenaze töreninin hemen ardından KKTC’den ayrıldığını anımsatan Erhürman, Oktay’ın KKTC’den ayrılmasından hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin ve KKTC’nin mali protokolle ilgili teknik heyetlerinin kısa süre içerisinde bir araya geleceklerini öğrendiğini bildirdi. Türkiye’de 31 Mart seçimleri nedeniyle siyasilerin seçim çalışmalarında olduğunu anımsatan Başbakan Erhürman, sürecin bu nedenle geciktiğine vurgu yaptı. Erhürman konuyla ilgili açıklamasına şu şekilde devam etti: “Bizim KKTC’de yaptığımız çalışma teknik bir çalışmaydı. O teknik çalışmayı heyetimiz Türkiye’ye götürdü. Ama siyasi irade şu anda belediye seçimleri dolayısıyla sahadadır. Bu beklenen bir durumdu. Heyetler arasında Türkiye veya KKTC’de kısa süre içerisinde bir görüşme süreci başlayacak” ÜLKEDEKİ SUÇ ORANLARI Toplumdaki suç oranları ile ilgili soruya yanıt veren Başbakan Tufan Erhürman, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın birçok eleştiri almasına neden olan iki ülke arasındaki antlaşmanın tam da bu sorunla ilgili olduğunu söyledi. Başbakan Erhürman, antlaşmanın ülkeye giriş çıkış yapanların sınır kapılarında görülebilmeleri ve ona göre giriş çıkış düzenlemelerinin yapılabilmesi için olduğunu kaydetti. Aldığı bilgilere göre 3 bin kadar kişinin bu antlaşma sayesinde sınır giriş kapılarından geri döndürüldüğünü açıklayan Erhürman, “ülke içinde suçlulukla mücadele konusunda şu anda arzu ettiğimiz noktada olmadığımız çok açıktır. Yine bizim hükümet dönemimizde hayata geçen ve yine çok eleştirilerle karşılaşan Kent Güvenlik Yönetimi Sistemi (KGYS) bununla ilgilidir” dedi. KGYS suçların tespit edilmesinde çok önemli olduğunu işaret eden Başbakan, KGYS’nin birilerinin bizi gözetleyeceği tarzında eleştiriler aldığını, ancak ne zaman bir suç olayı ile karşılaşsak “ne olacak bu memleketin hali” dediğimizi söyledi. Ülkemizde suçlarla mücadelenin artık önemli bir ihtiyaç haline geldiğinin herkes tarafından kabul edildiğini işaret eden Erhürman, suçlarla mücadele için gereken adımları atacaklarını, bu adımları atarken de insan hakları adına bir şeylerin geri gitmemesi noktasında da azami gayret sarf edeceklerini açıkladı. Başbakan Erhürman, ülkemizde çok fazla insan sirkülasyonu olmasına rağmen, rakamlara bakıldığında birçok ülkeden suç oranları bakımından iyi bir noktada olduğumuza dikkat çekti. Erhürman, “Ama biz kendimizi çok daha güvende hissedeceğimiz bir ülke istiyoruz” diye konuştu. YASAKLI KİTAP MESELESİ Ülke gündeminde bulunan “Yasaklı kitap bulundurma” meselesi ile ilgili olarak sorulan soruya Erhürman şu şekilde cevap verdi: “Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in konuyla ilgili çok net ve doğru bir açıklaması oldu. Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik’in dediği gibi “Şu anki yasada dahi yalnızca bir kitabı tasarrufunda bulundurmak suç değildir. Bunun başka bir şeylerle bir araya gelmesi gerekiyor. Bunun suç olması için propagandasının yapılması gerekiyor. Gerekirse yasada değişiklik yapılır. Ülke genelinde kitap tasarrufunun suç olmamasına dair bir konsensüs vardır. Yaklaşık 15 gün önce Mağusa Mahkemesi’nin de bu yönde bir kararı vardır. LONDRA TEMASLARI Soru üzerine Londra temaslarına da değinen Başbakan Erhürman, “kısa süre sonra KKTC’de yaşayan Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla, Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türk iş insanları KKTC’de yeniden bir araya gelmek yönünde antlaştılar. Çok net olarak biliyoruz ki gerek beşerî sermaye dediğimiz insan potansiyeli açısında gerekse de maddi sermeye açısından İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin önemli olanaklar vardır. Bizim için bu olanakların bir biçimde KKTC’de kullanılmasını sağlamak önemlidir. Bu iki açıdan çok önemlidir. Birincisi ülkemizin ihtiyaç duyduğu sosyal ve ekonomik kalkınma hamlesini gerçekleştirmek, ikincisi ise İngiltere’de yaşayan yurttaşlarımızla Kuzey Kıbrıs arasında bağları yeniden sağlamlaştırmak ve güçlendirmektir” dedi. Londra’da iş insanlarımızı sadece İngiltere’deki iş insanları ile görüştürmediklerini, İngiltere’de yaşayan halkla da görüştürdüklerini söyleyen Erhürman, Londra’daki Kıbrıslı Türklerin dayanışmalarının kendisini çok etkilediğini de bildirdi. Başbakan Erhürman, yurt dışındaki ve Kuzey Kıbrıs’taki gençlerin bir araya gelmesini sağlamak için de çalışma yürüttüklerine değinirken, Londra’da uçak biletleri ile ilgili şikayetlerin gündeme geldiğini, bilet fiyatlarından çok “Touchdown” un problem yarattığını dile getirdi. Erhürman, ek seferlerle Nisan ayından itibaren uçak fiyatlarında indirim olacağını ifade etti. ÖZEL SEKTÖRE MAAŞ DESTEĞİ VE YERLİ ÜRÜN KULLANIMININ TEŞVİK EDİLMESİ Özel sektörde çalışanlara ek maaş desteği ile ilgili soruya da yanıt veren Başbakan Tufan Erhürman, sendikalaşmayı sağlamaktan çok, 200 milyon TL’lik kaynağın en verimli şekilde nasıl kullanılabileceğinin önemli olduğunu açıkladı. Sanayi Odası’nın yerli ürün kullanımının teşvik edilmesiyle ilgili açıklamasını da değerlendiren Başbakan Erhürman, yerli ürünlerin tüketilmesinde turizmin önemine vurgu yaptı. Başbakan Erhürman, fiyat ve kalitesi uygun olan yerli ürünlerin turizmde tüketilmelerinin sağlanması halinde ihraç gerektirecek ürün kalmayacağını dile getirdi.