Dün KKTC'ye bir ziyaret gerçekleştiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs Türkünün Özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük'ün Anıtte'pedeki kabrini ziyaret etmemesi Halkı Sesi Gazetesi tarafından tepki ile karşılandı. Halkın Sesi'nin 'Saygı Bekliyoruz' başlıklı bugünkü Başyazısı şöyle: "Ancak Erdoğan, Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün mozolesinin bulunduğu Anıttepe’ye gitme gereği duymadı. Bu davranışın muhtelif diplomatik ve protokol kurallarına ilişkin açıklaması olabilir ama bizim gözümüzde ve nezdimizde bir tek açıklaması vardır. O da bu protokolü düzenleyen yetkili birimlerin, liderimiz Dr. Küçük’ün manevi mirasına ve aziz hatırasına ve dolayısyla Kıbrıs Türkü’ne saygılarının olmadığıdır. Bu saygısızlık ilk değildir elbette. Son dönemde Türkiye’den ülkemize gelen birçok üst düzey yetkili, Anıttepe’yi ziyaret etmemiştir. Oysa ki geçmiş yıllarda diplomatik ve resmi maksatlarla KKTC’ye gelen devlet yetkililerinin Anıttepe’yi ziyaret etme geleneği vardı. Hatta Dr. Fazıl Küçük’ün ölümünden sonraki günlerde KKTC’ye gelen Türkiye’nin eski başbakanlarından Bülent Ecevit’in ilk gittiği yer Anıttepe olmuştu. Bülent Ecevit, o dönemde yaptığı basın toplantısında kendisine “Atatürk büstüne niye çelenk koymadınız?” diye soranlara “Ben Kıbrıs’a geldim. Buranın lideri Dr. Küçük’tür” yanıtı vermişti. Ayrıca “Ben Ankara’da yaşıyorum, istersem gider Anıtkabire çelenk koyabilirim” demişti. Bu örnek hala hafızalardayken, bahse konu geleneğe uymayan devlet adamlarının liderimiz Dr. Küçük’e karşı antipatik hislerinin ve düşüncelerinin temelinde ne yattığının sorgulanması gerekir. KKTC’yi başka bir ülke olarak tanıyan ve ona ne kadar değer verdiğini dünyaya göstermek için Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk dış seyahatini (Bu kez 2. dış seyahatini) Kıbrıs’a yapan bu devlet adamı, aslında verdiği mesaja tam ters düştüğünü görmeleri gerekir. Siz, Kıbrıs bizim ‘milli davamızdır’ diye mesaj vermeye çalışıyorsunuz ancak o davayı daha siz doğmadan önce başlatan ve tüm Türkiye’ye mal eden Liderimizi yok saymaya çalışıyorsunuz. Bu ne pehriz bu ne lahana turşusu? Kıbrıs Türk halkının gönlünde taht kuran Dr. Küçük’ü unutturmak, sevdasından caydırmak, ilkelerine ve vizyonuna hayranlıktan vazgeçirmek imkansız olup hayal bile edilmesi nafiledir. Bu konuda KKTC hükümetlerine düşen görev Kıbrıs Türk halkının ulusal değerlerinin yozlaştırılmasına daha fazla göz yummamaktır. Türkiye’deki iktidar sahibinin vizyon veya politikasının ne olduğu biz Kıbrıs’lı Türkleri istesek de istemesek de yakından ilgilendiriyor. Kıbrıslı Türkler olarak kendi kimliğimizin korunması ve geliştirilmesini istiyoruz. Biz yeni bir kimliğe bürünmek istemiyoruz. Biz olduğumuz gibi kalmak istiyoruz ve Anavatanın ve onun yetkililerinin Liderimize ve dolayısıyle bize saygı göstermelerini bekliyoruz. Bu ülkedeki yöneticilerin de teslimiyetçi davranış ve politikalarına artık dur denilmelidir. Aksi takdirde herkes bu yok oluşta pay sahibi olacaktır..."