(Bu yazı, bir kurgudan ibarettir.)

Bir gezegen varmış!

Etrafı gazlarla çevrili imiş.

Üzerinde, gelir kaynakları ve alım güçleri farklı canlılar yaşarmış.

Bu canlılar, eğitime önem verirlermiş.

Gezegen yönetiminin eğitimindeki sorunlar nedeniyle, kendi kazançlarına göre, çocuklarını özel kurumlara yollarlarmış.

O özel kurumlarda, Marsça, Jüpiterce gibi popüler dillere önem verilir, farklı eğitim aktiviteleri ile dikkat çekilmeye çalışılırmış.

Ama öyle bir kurum varmış ki, o gezegenin En Sosyetik Kurumu imiş.

Bu kuruma çocuklarını götürenler anne ve babalar bile birbirleri ile yarışırlarmış.

Kimin uzay aracı daha hızlı, kimin radyasyon gözlüğü en pahalı, kimin hangi gezegende ne kadar yerleşim yeri var gibilerinden sohbetler olurmuş aralarında.

En Sosyetik Kurum ya orası, çocuklar da zamanla kuruma ayak uydurmaya başlarlarmış.

Büyülü bir hava, farklı gezegenlerden gelen eğitimciler, farklı gezegen kültürleri ile tanışmalar… Farklı gezegen aktiviteleri, farklı yıldızlara ziyaretler…

Çocuklar geliştiğini zannederken, kendilerindeki değişimlerin farkına bile varmaz olurlarmış.

En son iletişim araçlarını kullanmak ister, arkadaşları ile anne ve babasının uzay araçlarının modellerini tartışır, hangi gezegenden hangi ayakkabıları aldıklarını gösterirlermiş birbirlerine. Yetersiz kaldıklarını düşündüklerinde, evde anne ve babalarına saldıranlar bile olurmuş!

Yine de birçok ailenin keyfi yerindeymiş.

Ne de olsa çocukları, gezegenin En Sosyetik Kurumu’na gidiyorlarmış.

Ailelerin, maddi durumları yetmediklerinde ya da bir şekilde, kurum değiştirmek zorunda kalındığı durumlar da oluyormuş.

İşte o zaman, çocuk, sudan çıkmış balığa dönüyor. Sosyetik hayattan çıkıp da normal atmosfere uyum sağlayamadığı için, krizler, ataklar geçiriyormuş.

Sonrası da malum, psikolojik tedaviler ile, normal atmosfere uyum sağlama süreci.

Gezegenin En Sosyetik Kurumu, çocukları ilerideki ışık yıllarına hazırlama iddiasında iken, zamanla, çocukların kişilikleri, öncelikleri, davranışları değişiyormuş.

Gezegenin En Sosyetik Kurumu, sosyetik olmanın ‘’ayrıcalığını’’, ailelerin çocuklarının ellerinden kayışlarını izlemekle kutluyormuş!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899